OSTİM VAKFI’NDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİLİK DÖNEMİ

DSC_0416

 

SEDA GÖK-ANKARA

OSTİM Vakfı Genel Sekreteri Gülnaz Karaosmanoğlu, yeniden yapılanma dönemi yaşadıklarını belirterek, “Artık sürdürülebilirlik dönemine geçiyoruz” dedi. TİCARET Sohbetleri’nin konuğu olan Karaosmanoğlu, OSTİM Vakfı’nın stratejik yol haritasını çıkardıklarını söyledi.

OSTİM Üniversitesi fikrine ısınarak hazırlandıklarını bildiren Karaosmanoğlu, 2015 yılında eğitime başlamasını hedeflediklerini kaydetti. Ayrıca enerji teknolojileri temalı OSTİM Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin ilan edildiğini ve şirket kurma hazırlıklarının sürdüğünü açıklayan Karaosmanoğlu, “Yenilenebilir enerji başlığında akla gelen bölge olmak istiyoruz. Değer zincirindeki bütün paydaşların aradığı her şeyi burada bulmasını hedefliyoruz. Burası teknoloji geliştirme bölgesi olacak. Farkı ise sadece enerji konusunda çalışacak” dedi. Karaosmanoğlu ile OSTİM Vakfı’nın kuruluş hikâyesi üzerinden Türkiye’nin sanayi hayatına, yapılması gerekenlere ve hedeflerine ışık tuttuk.

 

-OSTİM Vakfı’nın kuruluş hikâyesini sizden dinleyelim…

OSTİM bir girişimcilik hikâyesidir ve özgündür. Hiçbir devlet yardımı olmadan oluşmuş bir sanayi bölgesidir.  OSTİM kooperatifinin bin 800 üyesi o zamanlar paralarını ortaya koyarak, arsalarını alıp buraya kendileri yatırım yapıyorlar. Bu bölgede tek bir devlet planı ve desteği yoktur. Bireysel bir girişimdir. Küçük sermayelerin büyük işlere dönüştüğü bir yerdeyiz. Küçük bilgilerin büyük sonuçlara dönüştüğü bir yerdir. Teklerin çoklara dönüştüğü bir yerdir.

OSTİM’i bir ağaç olarak düşünün. Ağacın köklerinde OSTİM Kooperatifi ve OSTİM Vakfı var. Kooperatif kendi parasıyla binayı ve altyapıyı yapıyor ve firmalar gelmeye başladı. 1980’li yıllar yani Turgut Özal döneminde Anadolu sermayesinin desteklendiği ve girişimciliğin vurgulandığı yıllardı. O dönemin verdiği hızla işletmeler farklı üst yapıya yönelik nitelikli eleman gibi ihtiyaçlarının olduğunu görüyoruz. Pazarlama, bölgesel tanıtım, fuarlar, heyetleri ağırlama ve yurtdışı ziyaretleri gibi… OSTİM’de Turgut Özal’ın farklı bir algısı vardır. Doğudan gelen heyetleri ve üst düzey temsilcileri alıp OSTİM’e getirirmiş. Ama buradaki 250 işadamını da batıya götürmüş. Müşteriyi buraya getiriyor, bizleri de alıp örnek alması gerektiği yerlere götürüyor. Ana sanayinin desteklendiği yıllarda büyük yatırımların ülkeye girdiği bir dönemdi. Yan sanayi de o dönemde daha fazla önem kazanmaya başladı. 1980 yılların sonlarına doğru üst yapısal ihtiyaçlar ortaya çıkar. Kooperatif bunu karşılayamaz ve o nedenle vakıf kurulur.

Bu üst yapıya yönelik ihtiyaçlar nelerdi?

Nitelikli eleman ihtiyacı, Ar-Ge ve teknolojinin geliştirilmesi, üniversite kurulması, yardımlaşma, dayanışma, sektörel kalkınma projeleri ile ilgili olarak kaynak ayıracağım denilir ve OSTİM Vakfı kurulur.

OSTİM’in temel köklerinde iki kuvvetli yapı var.  Sanayi Bölgeleri Yasası çıktığında bu statüyü de alır. OSB ile birlikte desteklenmeye başlanır.

OSB’ler kurulmadan önce vakıf, “5 bin işletmenin ihtiyacı nedir, tek başına halledemediği nedir, birlikte çözebileceği sorunları nelerdir ve ben bunu nasıl çözebilirim?” sorularının peşine düşer.

Lütfen, yeni neslin bir teorisi olarak düşünmeyin. Hak teslimi olarak baktığımızda ilk günden beri günceline uygun desteği ve rüzgârı yakalamak, rüzgârı arkasına alıp çözümler üretmeye başlamıştır.

Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın verdiği sektörel dış ticaret desteği var. Oradan yola çıkarak Sektörel Dış Ticaret Şirketi’ni kurmuştur. Fuarlara gitmiştir. Fuar merkezi kurmuştur. Fuarcılık şirketini kurmuştur.

Sektörel dış ticaret adı artık yok. Onun bugün ki başarısı OSTİM’in kurumsallığını yaşatmış olmasıdır.

OSTİM kooperatifi bölgede nitelikli eleman ihyacını karşılamak için okullara arsa verip okul yapılmasına destek veriyor. OSTİM Endüstri Meslek Lisesi, OSTİM İlköğretim Okulu,  Turgut Özal Üniversitesi bunlardandır. Almanlarla işbirliği yaparak sürekli eğitim merkezini kurup bunları işletiyorlar. Gelişmiş ülkelerde de özel sektörün ilerlemesi ile eğitim sistemi arasında bir makas var. Sadece bazılarında bu açı daha dar bazılarında daha fazla… Bölgesel ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyoruz. Biz bölgenin kalkınma ajansı gibi çalışıyoruz.

Firmalara kaynak desteği veriyor musunuz?

Direk kaynak desteğimiz yok. Biz ara yüzler oluşturuyoruz.

1990 yıllara geldiğimizde neler gelişmişti?

Bölgesel tanıtım için o günün koşullarında OSTİM Rehberi vardı.  Omedya şirketini kurduk. Vakfın bünyesinde bölgenin tanıtımını yaptı ve iletişim yapılarını güçlendirdi. Bölgemize ait radyomuz ve televizyonumuzda var. Televizyonumuzu şu anda aktif değil.

Firmaların küçüktü ve ihalelere giremiyordu. Ama üretimleri çok başarılı… Ciroları yetersiz kalıyordu. Bu küçük firmaların büyük üretim yeteneklerini ortaya çıkarmak için OSTİM Yatırımı kurduk.

1800 üyemizin çeşitli kaynaklarını arsa gayrimenkullerini bir havuzda biriktirdik ve bir şirket kurduk. Sahibi hepimiziz. OSTİM’i anlamak için içini değil dışını gezmeniz gerekiyor.

Devlet OSB statüsüyle aidat toplanma hakkını verince bir takım misyonlar OSTİM OSB’ye geçti. Vâkıfın bazı görevleri ona geçti. OSB içinde OSTİM Danışmanlık ve Eğitim Şirketini kuruyor. İş görenden çok işverenlerin vizyonlarını geliştirmek için kuruldu ve halen çalışmalarını yürütüyor.

Ayrıca OSTİM Teknoparkı var. ODTÜ ile ortak yürütülmüştür. Bir ilk olma özelliği vardır. Sanayi bölgesi içinde kurulun ilk teknoparktır. Kısacası artık gövde yükseldi. Bu gövde içinde artık O medya, ODP, OSB Teknokent, Odem, Ostim Yatırım şirketlerini kurdu.  Ayrıca paralelde yürüyen AB projeleri, İŞKUR ve kalkınma projelerini de oldu.

Eğitim amacıyla vakıf olarak bugüne kadar kaç kişiye dokundunuz?

100 ayrı proje yapıldı. Burada ortalamada her proje bin kişiye dokunmuştur. En az 100 bin kişiye fayda sağlamıştır

-Ağacın gövdesi artık oluştu ve dalları çıkmaya başladı.

Evet. Artık ağacın dallarında fuarcılık aktif olmaya başladı. İstihdam ofisi kuruldu. Basın kısmı tanıtımında aktif rol aldı. Teknoloji ayağında ilerledik. Sosyal medyayı artık güçlü kullanmaya başladık. Ve bir gün geldi gördük ki, ara yüzlerle bir aradayız. Çok çalışıyoruz ama koordinasyonsuz çalıştığımızı gördük.

Kümelenme süreci ne zaman devreye girdi?

Biz rekabetin bu kadar acımasız olduğu gördük. 2000-2005 yıllarda nereye gidiyoruz sorusunu kendimize sorduk. Gelecekte nerede olacağız diye sorduk. Bugün çamurlu ayakkabı anılarının olduğu OSTİM şimdi şehir merkezindedir.

Uluslararası rekabet gücünün analizini çıkardık. Var olan sektörleri analiz ettik. Ulusal Rekabet Kurumu Ajansı ve Çankaya Üniversitesi ile birlikte çalışmaya başladık.

OSTİM’de imalatçı ve yan sanayi ağırlıklı bir yapı var. 5 bin işletme faaliyet gösteriyor. Bunun 2 bin tanesi üretici firma durumunda. İmalatçıların talaşlı makine ve imalat konusunda iddialı olduğunu gördük. Ayrıca elektrik-elektronik, kauçuk, iş-iş makinelerinde güçlü olduğumuz bu alanları savunma sağlık ve enerji sektörüne yönlendirirsek rekabetçi olabileceğimizi gördük. Bunun üzerine çalışmaya başladık.

Durduk baktık ama neye göre geliştireceğiz dedik ve küme olduğunu gördük. Değer zincirini görünce kümelenmeye başladık. Bunlar da ağacın yaprakları olarak devreye girdi.

Bundan sonra nasıl bir hedef belirlediniz? 2023 yılında kendinizi nerede görüyorsunuz?

Bir sürü ara yüzümüz var. Tanımlanmış sahaları var. Önceliklerimizi biliyoruz. Birinci ve ikincil olarak destekleyeceğimiz noktaları biliyoruz.

Bu dönemde yeni bir yapılanmaya giriyoruz. Eğer biz bugüne kadar bir aile şirketi isek şimdi kurumsallaşmaya geçiyoruz. Bir aile anayasamız oluşacak. Profesyonel ve sürdürülebilir bir yapıya ulaşacağız. OSTİM kaynaklarının ve değerleri kişilerin keyfine göre olmayacak. OSTİM içinde sürdürülebilir sistemleri oluşturuyoruz.

OSTİM Vakfı’nın stratejik yol haritasını çıkardık. Artık çiçekleri açtırıyoruz. Artık daha çok meyve almayı istiyoruz ve ağacın sürekli yaşaması için ne yapmamız gerektiğini ortaya koyduk.

Neler yapacaksınız?

OSTİM Kalkınma ve Teknoloji Üniversitesi kuruyoruz. Dosyasını hazırlıyoruz.  2015 yılında eğitime başlamasını hedefliyoruz.

Ayrıca enerji temalı OSTİM Teknoloji Geliştirme Bölgesi’ni kuracağız. Yenilenebilir enerji başlığında akla gelen bölge olmak istiyoruz. Değer zincirindeki bütün paydaşların aradığı her şeyi burada bulmasını hedefliyoruz. Burası teknoloji geliştirme bölgesi olacak. Farkı ise sadece enerji konusunda çalışacak. Artık sürdürülebilirliğe geçiyoruz. Sürdürülebilirlik dönemine geçiyoruz. OSTİM Vakfı bölgenin kalkınması için çalışıyor ve çalışmaya devam edecek.. Artık bizde daha fazla meyve toplayacağız. Uzun süreli yaşama odaklandık. Ağacın dibine sürekli suyun gelmesini sağlamak olarak da düşünebiliriz.

-Üniversitenin hayali nedir?

Ankara’ya 20’ye yakın üniversite var. Öncelikle OSTİM Bölgesi’nin kalkınmasının sürdürülebilirliğine destek vermek için kuruyoruz. KOBİ’lere nitelikli eleman/yönetici yetiştiren bir üniversite olmak istiyoruz. İkincisi de rakip olmak için kurmuyoruz.

YÖK  “Öğrenci yetiştirmek, akademik ortam yaratmak ve kalkınmaya destek vermek için üniversite kurulur” der. Biz üçüncü başlığı bazen arka plana iteriz. Ama önemli bir başlıktır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>