SEDA GÖK ANKARA
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, Libya sürecinin sektörün kanayan yaralarından biri olduğunu söyledi. Yenigün, Türk müteahhitlik firmalarının hakediş alacaklarının ödenmesi, uğradıkları zararın tespiti ve tazmini konularını içeren çeşitli mutabakat zaptı metinlerinin hazırlanması konusunda TMB, Ekonomi Bakanlığı, DEİK/Türk-Libya İş Konseyi, INTES, Müşavirler Birliği ve üye firma temsilcileriyle yoğun çalışmalar yürütüldüğünü ancak çabalardan olumlu bir sonuç alınamadığını bildirdi. Libya’nın içinde bulunduğu karışıklıktan bir an önce çıkmasını dileyen Yenigün, şu anda Libya’da faaliyet gösteren firmaların işçilerini geri getirmek tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğine dikkati çekti.
Yenigün, “2013 yılının son aylarında, teminat mektuplarının Libya işveren idareleri tarafından nakde çevrilmesi hususunda yaşanan bazı sıkıntılar, 2011/2001 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın (BKK) 5. Maddesinin 4. fıkrasının geçerliliğini koruması nedeniyle aşılmış olmakla birlikte, Libya tarafının anılan uygulamanın kalkmasını istediği ve BKK’nın kaldırılmaması halinde Türk bankalarının teminat mektuplarını kabul etmeme kararı aldığı bilinmektedir. Bu çerçevede Libya tarafının Hükümetimize tevdi ettiği son Mutabakat zaptını çok önemsiyor ve Bakanlığımızın sektörümüzle beraber yürüttüğü bu çalışmadan dolayı bürokratlarınıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu çalışmadan olumlu sonuç almak ve Libya’ya işlerinin başına geri dönmek meslektaşlarımızın en büyük arzusudur. Ancak geçen hafta itibarı ile Libya’da yeniden ve çok daha büyük bir güvenlik sorunu yaşanmaya başlandığı da hepimizin malumudur. Libya’nın biran önce içinde bulunduğu karışıklıktan çıkması en büyük arzumuz olmakla birlikte, gelişmeleri yakından izlediğimizde şu anda Libya’da faaliyet göstermekte olan firmalarımızın işçilerini geri getirmek tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği gerçeğine de dikkatinizi çekmek isterim. Bugün gelinen noktada beklentimiz, Türk müteahhitlerin Libya’da yaşadıkları sorunların çözümlenmesi için ekonomi ve dış politika araçlarını birlikte ve eşgüdüm içerisinde kullanan, hedef odaklı ve süratli adımların atılmasıdır” diye konuştu.
“TAKVİMLENDİRME ÇOK ÖNEMLİ”
Küresel finans piyasalarında yaşanacak gelişmelerin 3. havalimanı, 3. köprü, Kanal İstanbul, kentsel dönüşüm, nükleer santral gibi iddialı projelerin hayata geçirilmesine ciddi etkileri olacağına vurgu yapan Yenigün, “Yatırım programlarının küresel finans ortamı dikkate alınarak takvimlendirilmesinin önem kazanacağını düşünüyoruz” dedi. Yenigün, sektörün yurt içinde son 3 yılda yüzde 20 büyüme gösterdiğine de değinerek, “Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri alanında ise ilk defa 30 milyar dolar eşiğini geçmemiz ve dünyanın 100′ü aşkın ülkesinde 7 bin 500′e yakın proje gerçekleştirmiş, toplam uluslararası iş tutarımızı 280 milyar doların üzerine çıkarmak kayda değer gelişmelerdir” dedi. “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde, geçen yıl 38 Türk firmanın yer aldığını hatırlatan Yenigün, 2008′den bu yana dünya sektör sıralamasında Türkiye olarak Çin’den sonra ikinci sırada bulunmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Pazar payının arttırılması ve daha yüksek katma değer yaratılması için yurt dışında ortaklıklar kurarak, firmaların birbirine rakip olmadan iş alması gerektiğine işaret eden Yenigün, bu sayede firmaların toplam ciro bazında büyüyerek dünya devleriyle yarışacak hale geleceğini ifade etti.
KÜRESEL GELİŞMELERE DİKKAT
ABD Merkez Bankası’nın (FED) tahvil alım programında azaltmaya gitmesinin ardından, Türkiye’nin de aralarında olduğu gelişmekte olan piyasalarda kurlarda ve piyasa faizlerinde yukarı yönlü, borsalarda aşağı yönlü hareketlerin başladığına, dış kaynaklı net sermaye miktarının ise belirgin biçimde azaldığına dikkati çeken Yenigün, şunları söyledi: “Türkiye, doğru adımlar atsa da küresel piyasalarla entegre olması sebebiyle önümüzdeki dönemde sürmesi beklenen likidite krizinden etkilenmemiz kaçınılmaz olabilir. Biz müteahhitleri ilgilendiren en önemli tarafı, hükümetimizin 2023 vizyonu doğrultusunda hedeflediği mega projelerin gerçekleşmesi için yatırımcı sermayesi ilgisi ve uzun vadeli uygun finansman imkanlarının devam edip etmeyeceğidir. İnşaat sektörünün gündeminde 3. havalimanı, 3. köprü, Kanal İstanbul, kentsel dönüşüm, nükleer santral gibi iddialı projeler vardır. Önümüzdeki dönemde küresel finans piyasalarında yaşanacak gelişmelerin bu mega projelerin hayata geçirilmesinde çok ciddi etkilerinin olacağını ve yatırım programlarının küresel finans ortamı dikkate alınarak takvimlendirilmesinin önem kazanacağını düşünüyoruz.”
HEDEF SAHRA ALTI AFRİKA PAZARI…
Olası küresel likidite daralmasının önümüzdeki dönemde yurtdışı müteahhitlik hedeflerini nasıl etkileyeceğini de irdelemek gerektiğini anlatan Yenigün, bu kapsamda sektörün Sahraaltı Afrika ülkelerine odaklandığını söyledi. Yenigün, “Küresel krizin yarattığı belli bölgelerde yoğunlaşan yüksek rekabet ve Arap Baharı ile en büyük pazarlarımızdan olan Libya’nın yarattığı boşluğu gidermek için, sektörümüz, hükümetimizin de aldığı cesaretlendirici kararlarla beraber, yeni pazarlara, özellikle Sahra altı Afrika pazarına yönelmiş bulunmaktadır. Sahra altı Afrika’da bulunan bazı gelişmekte olan ülkelerin son yıllarda sahip olmaya başladığı siyasi istikrar ile birlikte, başta altyapı olmak üzere birçok konuda başlattıkları yatırım programlarıyla firmalarımız yakından ilgilenmektedir” diye konuştu.