Türkiye’deki sektörün temel sorununun madencilik politikasının olmaması olduğunu belirten yetkililer, ‘stratejik yol haritası’ istiyor
Maden ocakları “stratejik haritası” ile keşfedilecek
Türkiye’de tüm sanayi dallarını besleyen madencilik sektörünün en temel sorunu, tüm tarafların ortak katkısıyla belirlenen bir ‘Madencilik Politikası’nın olmaması…
Madencilik sektörü, yeni ekonomik düzende gelişmiş ülkelerin ekonomilerine yön veren en önemli sektörlerden biri konumunda. Buna bağlı olarak madencilik, her geçen yıl çok daha hızlı büyüyor.
Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) verilerine göre, dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri itibarıyla 28’inci sırada yer alan Türkiye, maden çeşitliliği açısından ise 10’uncu sırada bulunuyor. Türkiye’de hemen hemen tüm bölgelerinde maden yatakları mevcut. Madencilik sektörü bu özelliği ile Türkiye genelinde yarattığı iş imkânı ile de istihdama büyük destek sağlıyor. İşler durumdaki maden ocaklarında Türkiye’nin istihdamına önemli bir destek sağlanıyor.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda, ekonomik kalkınmayı başlatan “öncü sektör”lerden birinin madencilik sektörü olduğunu görüyoruz. Madencilik sektörü, bir yandan yarattığı yüksek katma değer ile toplumların refah düzeyini doğrudan etkilerken, diğer taraftan sağladığı hammadde, ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler ile enerji, sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesini sağlıyor. Madenciliğin madenin bulunduğu yerde yapılması da gerekiyor. Bu nedenle sektör, kırsal bölgelere istihdam imkanı yaratıyor ve bulunduğu bölgelerde başta ulaşım olmak üzere, alt yapı yatırımlarının gelişmesini sağlıyor. Ayrıca sektör bu açıdan köyden kente göçü önleyici bir fonksiyona sahip.
Ülkemizde çok zengin ve çeşitli maden rezervleri var. Günümüzde bu kaynakların birçoğu işletmeye açıldı ve ülke ekonomisine katkı sağlar duruma getirildi. Bugün sadece İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB)’nin bünyesinde sayısı 2 binin üzerinde 145 üye firma bulunuyor. Üye firmaların çoğu üreticilerden oluşuyor ve hepsi ihracat yapıyor. Sektör, direkt istihdam rakamlarının yanı sıra yan sektörler aracılığıyla sağladığı istihdam da düşünüldüğünde yaklaşık 750 bin kişiye çalışma olanağı sunduğu tahmin ediliyor.
MADEN OCAĞINDAN YURTDIŞINA UZANAN SERÜVEN
Sektörün son 5 yıllık ihracatına baktığımızda ise gelişim ivmesini kaybetmediğini görüyoruz. Özellikle küresel kriz döneminin başladığı 2008 yılında da ihracatta önemli bir yükseliş yaşandı. 2008 yılındaki yükseliş süreci krizin etkilerinin devam ettiği 2009 yılında bir miktar sekteye uğradı. 2010 yılında ise sektör ihracatını tekrar artırarak, bu olumlu ivmeyi 2012 yılına kadar taşıdı.
Avrupa ekonomilerinin küçüldüğü 2012 yılında, Türk madencilik sektörünün ihracatı 2011 yılına kıyasla yüzde 8,2 oranında arttı. Böylece sektörün ihracatı 2012 yılında 4 milyar 182 milyon dolara ulaştı. 2013 yılında maden sektörünün toplam ihracatının yaklaşık yüzde 10 artarak 4,5 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Geride bıraktığımız 10 ayın ihracat rakamlarına baktığımızda ise sektörün hedefini rahatlıkla yakalayacağını hatta geçeceği öngörülüyor.
MADEN OCAKLARINDA TEKNOLOJİ YETERSİZ
Madencilik sektörünün gelişmesine katkı sağlayan en önemli unsurlardan biri hiç şüphesiz ki maden ocaklarında kullanılan teknoloji… Dünya pazarında söz sahibi olabilmek, rakiplerin bir adım önüne geçebilmek için teknolojiden sonuna kadar yararlanmak gerektiğinde birleşen sektör temsilcileri, bu konuda alınması gereken çok yol olduğunu ifade ediyorlar.
Sektör temsilcileri, “Teknolojiden yeterince yararlanabilmek için de mutlaka tüm yenilikleri ve gelişmeleri takip etmeli ve gerekli alt yapı çalışmalarını ülkemizde yapmalıyız” mesajını veriyorlar.
MADEN OCAĞI İŞLETMENİN YOLU 15 KURUMDAN GEÇİYOR
Ülkedeki tüm sanayi dallarını besleyen madencilik sektörünün en temel sorunu, tüm tarafların ortak katkısıyla belirlenen bir ‘Madencilik Politikası’nın olmaması… Stratejik bir yol haritası olmadığı için madencilik sektörü, bazı kanun ve yönetmeliklerden olumsuz etkilenebiliyor. Madencilik sektörünün şu dönemdeki en önemli sıkıntısı ruhsat sürecindeki bürokratik işlemlerin fazla olması. Bu süreçte yaşananlar hem mevcut yatırımcıları sıkıntıya sokuyor hem de sektöre yeni yatırımcıların girmesini zorlaştırıyor. Yeni bir ruhsat izni almak ya da mevcut izni uzatmak için en az 15 farklı kurumdan izin almak gerekiyor. Bu sürecin yavaş işlemesi de maden ocaklarda sıkıntılı günler yaşamasına neden oluyor.
RUHSAT ALIMINA ÇÖZÜM ARANIYOR
Madencilik sektörünün son 10 yıldır yaşadığı en büyük sıkıntı olarak ruhsat alımı ve ruhsat yenilemeleri gösteriliyor. Madencilik firmalarının Türkiye’deki bütün bakanlıklardan izin alarak çalışmak zorunda kaldığını belirten sektör temsilcileri, izin alma süreçlerinin uzaması nedeniyle üretime geçişlerde sıkıntı yaşadıklarını anlatıyorlar. Sektör temsilcileri ayrıca yerli ve yabancı sektöre yeni yatırım girişlerinin bu nedenle olumsuz etkilendiğinin altını çiziyorlar.
Özellikle kamuoyunda madencilik faaliyetlerine yönelik baskı oluşturacak eğilimlerin sektörün gelişimi olumsuz etkilediğini ve haksız suçlamamalara maruz kalındığını aktaran sektör temsilcileri, bu nedenle adli, yasal ve mali tedbirlerin alınmasını önerdiler.
MADENCİNİN GÜNDEMDE İŞ GÜVENLİĞİ VAR
Madencilerin son dönemde konuştukları en önemli gündem maddesini 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulamaya geçen A sınıfı iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu oluşturuyor.
30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, 6331 sayılı “İş Güvenliği ve İş Hukuku Kanunu” gereği tehlike sınıfı ve işyeri çalışan sayısına bağlı olarak 01.01.2013 tarihi itibariyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulunduracak ya da ortak sağlık güvenlik birimlerinden bu hizmeti alacak.
Türkiye genelinde 30 bini geçen ruhsatlı maden bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, ancak aktif durumdaki A sınıfı iş güvenliği uzmanı sayısı 150′yi geçmediğini söylüyorlar. Alınmaması durumunda ise iş yeri hekimi için 5 bin 390 TL, iş güvenliği uzmanı için 5 bin TL ceza ödemek zorunda kalınacak. Türkiye’de işyeri sayısı 1.5 milyona yaklaşırken, A, B ve C grubu uzman sayısı 27 bini bulmuyor. Ağır ve tehlikeli işler alanına giren madencilik sektöründe ise çalışacak A ve B grubu uzman sayısı ise bin bulmuyor.
“KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER ŞART”
Madencilik sektörüne baktığımızda katma değeri yüksek ürünlere ihtiyaç olduğunu görülüyor. Pazarda söz sahibi olabilmek ve katma değeri yüksek ürünler üretebilmek için Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve markalaşmaya ağırlık verilmesi gerekiyor. Maalesef Türkiye’deki madencilik sektörü Ar-Ge konusunda henüz olması gereken noktada değil. Sektöründe firmaların rakiplerinden farklılaşarak öne geçebileceğini vurguluyan sektör aktörleri, maden ocaklarından çıkan ürünlerin en iyi şekilde işlenmesi ve marka yaratılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
RAKAMLARLA MADEN İHRACATI
Madencilik sektörü, ihracattaki yükseliş ivmesini Ekim ayında da korudu. 2012 yılını 4 milyar 182 milyon dolar ihracat ile kapatan sektör 2013 yılının onuncu ayında bu rakamı yakaladı. İMİB verilerine göre Ocak-Ekim 2013 döneminde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 24,54 artışa imza atan madencilik sektörünün ihracatı 4 milyar 178 milyon dolara ulaştı. Madencilik sektörünün 2023 yılı için ihracat hedefi ise 15 milyar dolar. Ülkemizin 2023 yılı ihracat hedefi olan 500 milyar dolar içerisinde maden sektörünün doğrudan ihracat payının 15 milyar dolar olacağı öngörüyor.
Türk madencilik sektörü, Ekim ayı sonu itibari ile 10 ayda değer bazında 4 milyar 178 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, 2012 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 24,54 artış sağladı. Bu dönemde ihracatın en fazla yapıldığı ilk beş ülke ise değişmeyerek, Çin, ABD, Irak, Belçika ve İtalya olarak sıralandı. Ekim ayında 386 milyon 732 bin dolarlık ihracat yapan sektör, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre ihracatını yüzde 13,82 oranında artırdı. Madencilik sektörünün toplam ihracatı içinde 184 milyon 418 bin dolarlık ihracat ile doğal taş sektörü en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör oldu.
ÇİN KONUMUNU KORUDU
Sektörün en fazla ihracat yaptığı ülkelerin başında gelen Çin, toplam maden ihracatının yaklaşık yüzde 50’sini üstlenerek Ocak-Ekim 2013 döneminde de konumunu korudu. Çin’e yapılan ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 46,44 artışla 2 milyar 53 milyon dolara ulaştı. Madencilik sektörü, 2013 yılının on aylık döneminde Bulgaristan, Güney Kore Cumhuriyeti, Libya, Hollanda ve Azerbaycan-Nahçıvan’a yaptığı ihracatı önemli oranda arttırdı. Bu dönemde Bulgaristan’a yapılan ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 180,20 artışla 87 milyon 881 bin dolar oldu. Aynı dönemde Güney Kore’ye yüzde 123,65 artışla 34 milyon 764 bin dolarlık, Libya’ya yüzde 90,42 artışla 31 milyon 684 bin dolarlık, Hollanda’ya yüzde 79,80 artışla 59 milyon 47 bin dolarlık, Azerbaycan-Nahçıvan’a ise yüzde 65,19 artışla 47 milyon 224 bin dolarlık maden ihracatı gerçekleştirildi.
DOĞALTAŞ LİDERLİĞİ BIRAKMIYOR
Madencilik sektörünün en önemli alt bileşenlerinden olan doğal taş sektörünün Ekim ayı sonu itibariyle ihracatı, 2012 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 18,45 artışla 1 milyar 835 milyon dolara ulaştı. Doğal taş sektöründe Ocak-Ekim 2013 döneminde en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke sırasıyla Çin, ABD, Irak, Suudi Arabistan ve Azerbaycan-Nahçıvan oldu.
Doğal taş sektörünün, 2013 yılının on aylık döneminde Azerbaycan-Nahçıvan ve Rusya Federasyonu’na gerçekleştirdiği ihracat dikkat çekti. Ocak-Ekim 2013 döneminde Azerbaycan-Nahçıvan’a yapılan ihracat bir önceki yıla oranla yüzde 84 artışla 40 milyon 713 bin dolar oldu. Aynı dönemde Rusya Federasyonu’na yüzde 45,12 artışla 35 milyon 251 bin dolarlık doğal taş ihracatı gerçekleştirildi.
METALİK CEVHERLER İHDACATI DA YÜKSELİŞTE
Madencilik sektörünün önemli alt sektörlerinden metalik cevherler ihracatında da Ekim ayı sonu itibariyle yüzde 36,45 oranında artış gerçekleşti. Ocak–Ekim 2013 döneminde metalik cevherler ihracatı 1 milyar 477 milyon dolara yükseldi. Metalik cevher ihracatında ilk üç ürün bakır, krom ve kıymetli metaller oldu.
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Mehmet Özer, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Yılın son çeyreğini yaşarken sene sonuna ulaşmadan ihracat rakamlarının geldiği seviye oldukça sevindirici. Ekim ayı sonu itibari ile sektör olarak 2012 yılında yaptığımız toplam ihracatı yakaladık. Bu başarıdaki katkılarından dolayı tüm üye firmalarımızı kutluyorum. Tüm dünya gündemini meşgul eden olumsuz etkenlere rağmen ihracatta yakaladığımız bu başarı, sektörün pazarda hak ettiği yere yaklaştığının en önemli göstergelerinden biri. İMİB olarak sektörümüzün ihracatta yakaladığı ivmeyi korumaya odaklandık ve yılsonu hedeflerimize rahatlıkla ulaşabileceğimizi şimdiden söyleyebilirim” dedi. Tümünü Tek Sayfada Göster
TÜRKİYE ALTIN VE URANYUM ZENGİNİ
Öte yandan Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2012 yılına ait Temel Ekonomik Göstergeler Raporu’nda Türkiye’nin maden rezervleri geçtiğimiz Ekim ayında açıklandı. Rapor, son 8 yıldaki hızlı büyümeyi de ortaya koyuyor. Buna göre, Türkiye’nin 700 ton altın, 9 bin 129 ton da uranyum rezervi bulunuyor. Rapor, son 8 yılda Türkiye’nin madencilik sektöründe aldığı mesafeyi ortaya koydu. Verile göre madencilik ve taş ocaklarından 21 milyon 103 bin TL gelir elde edildi. GSYH’nın sektörel dağılımına göre madencilik ve taş ocakları 2011 yılında yüzde 21.5, 2012 yılında yüzde 10.3 büyüdü. Madenciliğin GSYH’daki oranı yüzde 1,49 oldu. Raporda, Türkiye’nin maden rezervleri de detaylı olarak gösterildi. Buna göre, Türkiye’nin 700 ton altın, 4 milyon ton alunit, 203 bin ton antimuan, 82 milyon ton asfaltit, 29 milyon 646 ton bin asbest, 1 milyon 786 bin ton bakır, 35 milyon ton barit, 1 milyar 641 milyon 381 bin ton bitümlü şist, 250 milyon 543 bin bentonit, 9 bin 129 ton uranyum maden rezervi bulunuyor.
Raporda son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan büyümenin, çimento ve inşaat ham maddeleri üretimini etkilediğini ortaya koydu. Rapora göre, 2003 yılında 69 milyon 900 bin ton üretilen inşaat ve çimento hammaddeleri, 2011 yılında 397 milyon 284 bin tona tırmandı.
ALTIN MADENCİLİĞİ ARTIYOR
Asya ve Avrupa’da metalik cevhere ilgi ve talep hızla artmakta, piyasa ve fiyatlar çok güçlü seviyelerde bulunmakta. Türkiye’de altın madenciliği son yıllarda önemli ölçüde gelişme gösterdi. Halen 8 maden işletmesinde altın üretimi ve 1 madende gümüş üretimi gerçekleştirilmekte. 2011 yılında 25 ton altın üretilirken, 2012 yıl sonunda bu rakam 30 tona ulaştı. Sektörde 4 bin kişiyi aşkın istihdam yaratılmakta. Türkiye’nin altın kapasitesinin de yüksek olduğu son dönemde yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.
MADENCİLİKTE BİRLEŞMELER OLMADI
Küresel madencilik sektörüne bakıldığında ise birleşme ve satın almalar açısından 2012’de çok aktif bir yıl geçirmese de genel olarak birleşme ve satın alma işlemlerindeki hareketlilikten ve trendlerden kendi payını aldı. İsviçre merkezli Glencore International ve İngiltereli Xstrata’nın dünyanın en büyük uzman madencilik şirketini oluşturmak üzere gerçekleştirdikleri birleşme için verilen 54 milyon dolarlık rekor fiyat yılın teklifi olarak açıklandı. Madencilik sektöründe 2013 yılında ise mega birleşmeler yaşanmadı. Yatırımcılar mega birleşmelerin getireceği olası riskleri göze alacağı bir yol katlanma konusunda isteksiz ve endişeliler.
Satın almalar için fon yaratmak ve projeleri arttırmak için para sağlamak söz konusu olduğunda, finansal engellere sahip şirketler yaratıcı davranmaya zorlanmıştı. Yaratıcılığa duyulan bu ihtiyacın 2014 yılında da sürmesi bekleniyor. Hisse yatırımcıları piyasalarda belirgin iyileşmeler sağlanana kadar uzaktan izleme konusunda hemfikir.
KRİZİ YÖNETME BAŞARISI
Türkiye’de ise ihracatın yıldız sektörlerinden madencilik sektörü 2012 yılını yüzde 12′lik ihracat artışıyla 4 milyar 181 milyon dolarlık ihracat rakamıyla geride bıraktı. Dünyanın bu kadar ağır bir kriz altında ezildiği bu dönemde mermer ve madencilik sektörünün üretim ve ihracatını başarıyla sürdürmesinde Çin’e yapılan ihracatın büyük önem arz etti.
Sektör açısından 2013 çok iyi bir yıl olduğunu birleşen sektör temsilcileri, “2012 yılı birçok sektör için iyi geçmedi ancak sektör için iyiydi, 2013 yılı daha da iyi oldu. Çin’de yeni gelen hükümet yatırımlara önem veriyor. Çin’e ihracatımız artarak devam ediyor. Çin’in yanında, Hindistan bizim için önemli ve gelişecek bir pazar konumunda. Hindistan’a yapılan 600 bin ton ihracat çok az bu ihracatı 20 tane ocağımız yapabilecek noktada. Hindistan’a olan ihracatımızı arttırmalıyız. Ayrıca Afrika, Güney Amerika, Arap Emirlikleri, Rusya, Orta ve Doğu Asya hedef pazarlarımız oldu” diyorlar.
REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMA ÇABASI
Madencilik sektörü son yıllarda rekabet gücünü arttırma mücadelesi veriyor. Türkiye, son yıllarda yeterli maden rezervi konusunda arama yapılmamasına rağmen bor, mermer, toryum, trona, zeolit, pomza, selestin gibi madenlerde dünyanın en büyük rezervine sahip olduğu belirtiliyor.
Öte yandan krom, manyezit, feldispat, barit, kil, kömür, altın ve gümüş rezervleri yönünden de dünyada hatırı sayılır bir yeri bulunuyor. Bor, krom, mermer, pomza ve feldispat genel olarak ihraç edilen madenlerdir. Özellikle doğaltaş üretiminde ve ihracatında dünya sıralamasında ilk 5 ülke içerisinde yer almakta…
MADEN FİYATLARI YÜKSEK SEVİYESİNİ KORUYOR
Başlıca madencilik ürünlerinin dünya piyasalarındaki ortalama fiyatlarına baktığımızda altında yaşanan sürekli artış dışında diğer ürünlerin 2008 yılına kadar artış trendini koruduğu, 2009 yılında yaşanan kriz sonucu talebin düşmesi ile fiyatların gerilediği, 2010 yılında tekrar artışa geçen fiyatların 2011 yılının Ağustos ayına kadar ortalama fiyatların üzerinde seyrettiği ancak bu tarihten itibaren ekonomik göstergelere bağlı olarak keskin bir düşüş yaşandığı gözlemlenmektedir. 2012 Ocak-Şubat dönemi içerisinde metalik ve endüstriyel hammadde fiyatlarında göreceli bir artış yaşandığı ancak henüz bir önceki yıl ortalama fiyatlarına ulaşmadığı görüldü. Geçen yıl bu yapının kendisini koruduğu ve bir önceki yılın rakamlarına ulaşılamadığı kaydedildi.
YABANCI SERMAYE PAYI YÜZDE 3′E ÇIKTI
2006-2011 döneminde sektöre toplam 1.037 milyon dolar yabancı sermaye girişi gerçekleşmiş olup, aynı dönemde ülkeye giren toplam yabancı sermaye miktarı ise 76.455 milyon dolar. 2006-2011 döneminde sektöre giren yabancı sermayenin toplam yabancı sermaye girişi içindeki payı yüzde 1,4 dolayında bulunmakta. 2010 yılında sektöre giren yabancı sermaye artışa geçerek toplam yabancı sermaye girişi içindeki payı yüzde 3,0, 2011 yılında ise bu pay yüzde 1 olarak gerçekleşti.
DOĞALTAŞ REZERVİNİN YÜZDE 33′ÜNE HAKİMİZ
Türkiye, çok çeşitli büyük bir miktarda doğaltaş rezervine sahip. Rezerv yaklaşık olarak 5,1 milyar metreküp. Türkiye, 15 milyar metreküplük Dünya rezervinin %33’nü elinde bulundurmaktadır. Türkiye Dünya doğaltaş üretiminde 5 inci sıraya yerleşmiş olup maden ihracatının %43,2 sini doğaltaş-mermer teşkil etmekte.
Türkiye endüstriyel ham maddeleri bakımından kendi kendine yeterli olup önemli ölçüde ihracat da yapmakta. Özelleştirme hareketlerini müteakip Türkiye’de bakır, krom üretiminde önemli artışlar meydana gelmiş, linyit rezervlerimiz 11 milyar ton dolayında olup elektrik üretimi için üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalar bulunmaktadır.
KUTU KUTU
RAKAMLARLA SEKTÖRÜN DURUMU
2013 ihracatı: 4 milyar 178 milyon dolar(Ekim sonu itibariyle)
2023 ihracat hedefi: 15 milyar dolar
İhracatı yapılan ilk 5 ürün: krom cevherleri ve konsantreleri, bakır cevherleri ve konsantreleri, tabii boratlar vb. konsantreleri, çinko cevherleri ve konsantreleri, ferro alyajlar.
İstihdam: 750 bin
Girişim sayısı: 2 bin 444 adet
Ruhsat Sayısı: 30 bin 79
KUTU KUTU KUTU 2
TÜRKİYE MADEN REZERVLERİ
Türkiye Maden Rezervleri (Görünür + Muhtemel)
Maden Cinsi | Rezerv (Gör+Muh) (Ton) | Açıklamalar |
Altın | 700 | Au İçeriği |
Alünit | 4.000.000 | %7.54 K2O |
Antimuan | 103.306 | Sb içeriği |
Asfaltit | 82.000.000 | AİD.2896-5536 Kcal/kg |
Asbest | 29.646.379 | Değişik lif boylarinda, lif yüzdesi %4 ‘ un üzerinde |
Bakır | 1.786.000 | Metal Cu |
Barit | 35.001.304 | %71-99 BaSO4 içerikli |
Bitümlü Şist | 1.641.381.000 | OrAID.541-1390 Kcal/kg |
Bentonit | 250.543.000 | Sondaj+Döküm+Ağartma |
Boksit | 87.375.000 | %55Al2O3 (25 667 000 ton metal Al) |
Bor | 3.066.300.000 | % 24.4-35B2O3 içeriği |
Civa | 3.820 | Metal Hg |
Çinko | 2.294.479 | Metal Zn |
Demir | 122.000.000 | %55Fe ( 82 458 750 ton metal demir) |
Diatomit | 44.224.029 | İyi kalite |
Disten | 3.840.000 | % 21-52 Al2O3 |
Dolomit | 15.887.160.000 | % 15 MgO ve üzeri |
Feldspat | 239.305.500 | Albit ve Ortoklaz |
Fosfat | 70.500.000 | % 19 P2O5 |
Fluorit | 2.538.000 | % 40-80 CaF2 İçeriği |
Grafit | 90.000 | % 2-17 Sabit karbon içerikli, zenginleşebilir |
Gümüş | 6.062 | Metal Ag |
Kaolen | 89.063.770 | % 15-37 Al2O3 |
Kaya Tuzu | 5.733.708.017 | % 88,5 üzeri NaCl ( 200 000 000 tonu göl rezervi) |
Kil (Ser+Ref) | 354.362.650 | Seramik+Refrakter |
Krom | 26.000.000 | % 20 üzeri Cr2O3 |
Kurşun | 860.387 | Pb İçeriği |
Kuvars Kumu | 1.307.414.250 | % 90 Üzerinde SiO2 |
Kuvarsit | 2.270.287.821 | % 90 Üzerinde SiO2 |
Kükürt | 626.000 | % 32 S içeriği |
Linyit | 13.300.000.000 | AID.868-5000 Kcal/kg |
Lületaşı | 1.483.000(sandık) | İyi, orta kalite karışık |
Manganez | 3.200.000 | % 34.54 Mn (Metal Mn içeriği 1 576 000 ) |
Mermer | 5.161.000.000 m3 | Toplam Potansiyel Rezerv |
Manyezit | 111.368.020 | % 41-48 MgO içeriği |
Perlit | 5.690.027.600 | Değişik genleşme oranlarında |
Pomza | 1.479.556.876 m3 | İyi Kalite |
Profillit | 6.644.000 | Seramik+refrakter+ çimento |
Sepiolit | 13.546.450 | % 50 üzeri Sepiolit |
Sodyum Sülfat | 16.536.000 | % 81 NaSO4 (13.040.000 ton göl suyu rezervi) |
Stronsiyum | 665.082 | % 72 Üzeri SrSO4 içerikli |
Talk | 482.736 | İyi kalite |
Taşkömürü | 1.126.548.000 | İyi kalite |
Trona | 836.317.680 | % 56 ve üzeri Trona |
Toryum | 380.000 | % 0.24 ThO2 |
Uranyum | 9.129 | % 0.05-0.1 U3O8 |
Wolfram | 36.719 | Metal W |
Zeolit | 344.148.875 | Klinopitilolit+ Höylandit |
Zımpara | 3.725.082 | İyi kalite |
Kaynak: MTA Genel Müdürlüğü, 2013
KUTU KUTU 3
Türkiye’de Bir Madeni İşletmeye Açılabilmesi İçin Alınması Gereken İzinler
Alınacak İzin | İzni Veren Makam | |
1 | Maden Ruhsatı |
Maden ĠĢleri Genel Müdürlüğü |
2 | Maden ĠĢletme Ruhsatı | |
3 | ÇED Olumlu Belgesi |
Çevre ve Orman Bakanlığı |
4 | Atık Depolama Ġzni | |
5 | Ön Emisyon ve Emisyon Ġzinleri | |
6 | DeĢarj Ġzni | |
7 | Arazi Kullanım Ġzni (Mera Tahsis DeğiĢikliği) | Tarım Ġl Müdürlüğü |
8 | Arazi Kullanım Ġzni | Arazi Sahibinden |
9 | Orman Ġzni | Çevre ve Orman Bakanlığı |
10 |
Tesis Ġzni (Orman Ġzinleri, ÇED
Raporu, Emisyon Ġzinleri, Geri DönüĢüm Raporu, Atık Yönetim Planı, GSM Ruhsatı) |
Çevre ve Orman Bakanlığı, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ġl Özel Ġdaresi |
11 | ĠĢ Yeri Açma ve ÇalıĢma Ruhsatı | Belediye veya Ġl Özel Ġdaresi |
12 | ĠĢletme Ġzni | Maden ĠĢleri Genel Müdürlüğü |
13 | Kültür ve Turizm Bakanlığı Uygun GörüĢü | Kültür ve Turizm Bakanlığı |
14 |
ĠĢ Yeri Bildirimi |
SGK, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Vergi Dairesi |
15 | Ġmar Ġzni | Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı veya Belediye |
16 | ĠnĢaat Ġzni | Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı veya Belediye |
17 | Elektrik Ruhsatı | TEDAġ |
18 | Su Ruhsatı | DSĠ ve Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığı |
19 |
Patlayıcı Madde Depo ĠnĢaat Ġzni |
ĠçiĢleri Bakanlığı ve Bayındırlık ve Ġskân
Bakanlığı |
20 |
Patlayıcı Madde Satın Alma ve Kullanma Ruhsatı |
ĠçiĢleri Bakanlığı |
21 | Diğer Ġzinler | Millî Savunma Bakanlığı, DSĠ vb. |
Kaynak: TBMM AraĢtırma Komisyonu Raporu, Mayıs 2012
BU BÖLÜM GEREKİRSE KULLANILACAK
ÜRÜN BAZINDA İNCELEME
Sektör ihracatı içerisinde 2012 yılında %49,47 ile en büyük payı alan Mermer-traverten ham, kabaca yontulmuş veya blok ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %15,23, değerde de %19,95 oranında artış göstererek, 5,76 milyon ton karşılığı 941,3 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Mermer-traverten ham, kabaca yontulmuş veya blok ihracatının en fazla yapıldığı ülkeler arasında ÇHC 777,6 milyon dolarla (%22,76 artış) ilk sırada yer almış, bu
ülkeyi 46,7 milyon dolarla Hindistan (%44,28 artış) ve 22,3 milyon dolarla Tayvan (%30,34 artış) takip etmiştir. Söz konusu dönemde, %36,05’lik payı ile sektör ihracatı içerisinde ikinci büyük grubu oluşturan İşlenmiş mermer ihracatı ise miktarda %10,4 değerde %10,33 artış göstererek 1,4 milyon ton karşılığı 686,2 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu ürün grubunda ihracat sıralamasında ABD birinci (152,4 milyon dolar, %3,87 artış), Irak ikinci (93,2 milyon dolar,
%25,47 artış) ve Suudi Arabistan üçüncü (79,2 milyon dolar, %41,9 artış) olarak yer almaktadır.
İşlenmiş traverten ihracatımız 2012 yılında, 413,3 bin ton karşılığı 217,5 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu ürün ihracatında bir önceki yıl aynı dönemine göre, miktarda
%8,95 ve değerde %10,47 oranında artış kaydedilmiştir. 95,3 milyon dolarla bu ürün grubunun en önemli pazarı durumundaki Amerika Birleşik Devletleri ithalatını, miktarda %13,01, değerde de %15,08 oranında arttırmıştır. Söz konusu ülkeyi 21 milyon dolarla Fransa ve 16,8 milyon dolarla İngiltere takip etmektedir.
2012 yılında ihracatı yapılan diğer önemli doğal taş ürün grupları İnşaata Elverişli Diğer İşlenmiş Taşlar ile İşlenmiş Granit olmuştur.
KROM CEVHERİ
2012 yılında Krom Cevheri ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %2,08 değerde de %10,47 oranlarında azalışla 2,12 milyon ton karşılığı, 418,7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Krom Cevheri ihracatımızda en büyük paya sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapılan ihracatımız miktarda %0,13 değerde de %6,85 oranında azalarak 1.81 milyon ton karşılığı
361,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Krom cevheri ihracatımızda diğer önemli ülkeler sırasıyla İsveç, Rusya Federasyonu, Belçika ve Hollanda’dır.
BAKIR
Bakır Cevheri ihracatımız, 2012 yılında 2011 yılının aynı dönemine oranla miktarda %36,93 değerde ise %23,06 oranında artış göstererek, 353,2 bin ton karşılığı 457,4 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Bakır Cevheri ihracatımızda ÇHC 276,3 milyon dolarla (%39,36 artış) ilk sırada yer alırken, bu ülkenin ardından 63,7 milyon dolarla Hindistan (%59,31 artış) ve 46,7 milyon dolarla İsveç (%18,33 artış) gelmektedir.
TABİİ BORATLAR VE KONSANTRELERİ
Tabii Boratlar ve Konsantreleri ihracatımız, 2012 yılında 2011 yılının aynı dönemine oranla miktarda %13,92 değerde de %10,71 oranında düşerek 585,4 bin ton karşılığı 182,7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Çin Halk Cumhuriyeti, 78,3 milyon dolarla (%14,06 düşüş) ilk sırada, Amerika Birleşik Devletleri 21,5 milyon dolarla ikinci (%20,63 düşüş), Tayvan 18,5 milyon dolarla (%2,22 düşüş) üçüncü sırada yer almışlardır.
ÇİNKO CEVHERİ
2012 yılında Çinko Cevheri ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %23,87 oranında artış ve değerde %6,35 oranında azalışla, 391,5 bin ton karşılığı 189,7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Çinko Cevheri ihracatımızda Belçika 68,5 milyon dolarla (%20,39 artış) ilk sırada yer alırken, bu ülkenin ardından 61 milyon dolarla (%41,38 artış) ÇHC ve 8,8 milyon dolarla (%18,67 azalış) Almanya gelmektedir.
FELDSPAT
Feldspat ihracatımız, 2012 yılında 4,1 milyon ton karşılığı 135,8 milyon dolar seviyesinde gerçekleşerek, 2011 yılının aynı dönemine göre miktarda %4,65 değerde de %1,06 oranında artış göstermiştir.
İtalya, değerde %9,36 düşüşe rağmen, 53,1 milyon dolar ile 2012 yılında feldspat ihracatı gerçekleştirdiğimiz en önemli ülke olurken, İspanya’ya 19,3 milyon dolar (%5,15 düşüş), Rusya Federasyonu’na 15,6 milyon dolar değerinde feldspat ihracatı yapılmıştır.
FERROKROM
Ferrokrom ihracatımız 2012 yılında, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %76,68 oranında artış değerde ise %1,84 oranında artışla 132,6 bin ton karşılığı 112,8 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
MANYEZİT
Manyezit ihracatımız, 2012 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %22,8 artış değerde ise %8,83 oranında düşüş kaydederek, 339,6 bin ton karşılığı 83,1 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün en önemli pazarı durumundaki Avusturya’ya 37,9 milyon dolar (%7,19 düşüş), Almanya’ya 8,8 milyon dolar (%7,66 artış) ve Ukrayna’ya 7,3 milyon dolar (%4,51 artış) ihracat gerçekleşmiştir.
Amerika Birleşik Devletleri 36,2 milyon dolar (%35,98 artış), İtalya 13,9 milyon dolar (%74,57 artış), Belçika 13,5 milyon dolar (%3,27 artış) ferrokrom ihracatımızın yapıldığı önde gelen
ülkeler olurken Kanada, Hollanda, Tayland ve İspanya diğer önemli pazarlarımız olmuştur.
KURŞUN CEVHERİ
Kurşun Cevheri ihracatımız, 2012 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %47,40 artış değerde ise %55,41 oranında artış kaydederek, 95 bin ton karşılığı 138 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Sektörün en önemli pazarı durumundaki ÇHC’ye 102,8 milyon dolar (%28,8 artış), Fas’a 16,7 milyon dolar (%1438 artış) ve İtalya’ya 7,6 milyon dolar (%100 artış) ihracat gerçekleşmiştir.
ALÇI TAŞI, ALÇILAR
2012 yılında Alçı Taşı ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %7,02 artış, değerde ise %5,38 oranında artışla, 875 bin ton karşılığı 72,3 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Rusya Federasyonu 22,1 milyon dolar (%23,18 artış), Ukrayna 12,5 milyon dolar (%4,41 artış), Mersin Serbest Bölge 8,5 milyon dolar (%17,42 artış) alçı taşı ihracatımızın yapıldığı önde gelen ülkeler olmuştur.
KUVARS
2012 yılında kuvars kuvarzit ihracatımız, bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda %5,76 değerde de %12,58 oranında artışla, 343 bin ton karşılığı 42,7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
İsrail 15,7 milyon dolar (%26,5 artış), İspanya 6,2 milyon dolar (%0,3 artış), A.B.D. 5,6 milyon dolar (%99,27 artış) kuvars kuvarzit ihracatımızın yapıldığı önde gelen ülkeler olmuştur.
SG