Madencilik sektörü 145 ülkeye ihracat yapma başarısı ile dikkat çekiyor
MADENCİLERDE UZAKDOĞU MUTLULUĞU
Bu yıla iyi bir başlangıç yapan madencilik sektörü, yılın ilk iki aylık döneminde 403 milyon 378 bin dolarlık ihracat yaptı. Sektör en fazla Çin, ABD, Belçika, Irak ve Suudi Arabistan’a dış satım gerçekleştirdi.
Türkiye’de sanayi sektörünün en önemli girdilerini üreten madencilik sektörü, ulaştığı ihracat rakamlarıyla da ekonomiye katma değer sağlıyor. Madencilik sektörü Şubat ayında 403 milyon 378 bin dolarlık ihracat yaparak geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 57 artırma başarısı gösterdi. Madencileri en fazla mutlu eden ülkeler ise Çin, ABD, Belçika, Irak ve Suudi Arabistan oldu.
Çin’e yapılan ihracat geçtiğimiz yılın Şubat ayına göre yüzde 128,6 artarak 217 milyon 161 bin dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’deki madencilik sektörünün Ocak – Şubat 2013 döneminde toplam ihracatı ise 799 milyon 292 bin dolar olarak kaydedildi.
Madencilik sektörünün en önemli hedef pazarı olan Çin, Şubat 2013’te toplam ihracattan yüzde 54 ile en büyük payı aldı. Sektörün ihracatını en çok artırdığı pazarlar arasında Uzak Doğu ülkelerinin yer alması ise dikkat çekti. Güney Kore’ye olan ihracat, 2012 yılına kıyasla yüzde 396,8 artarak 6 milyon 652 bin dolara yükseldi. Tayland’a olan ihracat ise yüzde 773,6 artış göstererek 3 milyon 339 bin dolara çıktı. Şubat ayında sektör, 145’in üstünde ülkeye ihracat yaptı.
YILA İYİ BAŞLANGIÇ YAPTI
Sektörü değerlendiren İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Mehmet Özer, “Türkiye ekonomisinin gizli gücü konumunda bulunan madencilik sektörü, 2013 yılına çok iyi bir başlangıç yaptı. Sektör olarak özellikle Uzak Doğu pazarlarında önemli başarılar kaydediyoruz. Çin sektörümüzün en önemli alıcısı olmaya 2013 yılında da devam ediyor. Şubat ayında toplam ihracatımızın yarısından fazlasını Çin’e gerçekleştirmemiz bunun en önemli göstergesi. Çin’in yanı sıra diğer Uzak Doğu ülkeleri de ihracat pazarlarında artık üst sıralara çıkmaya başladı. Güney Kore’ye olan ihracatımızın yüzde 396,8 artmasıyla Güney Kore bir anda sektörümüzün en çok ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında yer aldı. Tayland’a olan ihracatımızdaki artış ise rekor düzeyde gerçekleşti. Tüm bu gelişmeler, sektörümüzün stratejik yol haritasına Uzak Doğu ülkelerinin alınmasının ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Sektörümüz doğru stratejilerle devam ederse bu yılki hedefimiz olan 4,5 milyar dolarlık ihracata çok daha erken ulaşabiliriz” diye konuştu.
2012’Yİ 4.181 MİLYAR DOLAR İLE KAPATTI
İhracatta gizli kahramanlardan kabul edilen madencilik 2012 yılını yüzde 12′lik ihracat artışıyla 4 milyar 181 milyon dolarlık dış satım ile kapattı. Bu yılın çok daha iyi bir yıl olacağında birleşen sektör temsilcileri, 2023 yılı için maden ihracatımızı 15 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyor.
Sanayinin ve hayatın devamlılığı için önemli bir görev üstlenen madencilik sektörü, her ne kadar çevreciler tarafından sürekli eleştirilseler de aslında ülke ekonomisinin itici gücünü oluşturuyor. Katma değer anlamında ithalata bağımlı olmaması ve sağladığı istihdam ile birçok sektörden farklı yönleri olan madencilik sektörü, bu önemini anlatma mücadelesi veriyor.
Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisine 4 milyar 182 milyon dolar katma değer yaratan sektör, Cumhuriyetin 100. Yılı olan 2023 yılı için 15 milyar dolar ihracat hedefi belirledi.
Bu kadar stratejik öneme sahip olan sektörün milli gelirden aldığı pay ise yüzde 1.2 düzeyinde. Bu oranın çok düşük olduğunu belirten sektör temsilcileri, “Gelişme yolunda olan ulusal sanayi ve tarım sektörü ana girdiler yönünden madencilik sektörüne bağımlıdır. Yurdumuzda çok çeşitli, zengin maden rezervleri olduğu bilinmekle beraber, bu kaynakların çoğu henüz işletmeye alınamamıştır” değerlendirmeleri dikkat çekiyor.
ÇİN EN BÜYÜK MÜŞTERİMİZ…
TİM verilerine göre madencilik sektörünün toplam ihracatından en yüksek payı yüzde 43 ile Çin alıyor. Çin’e yapılan ihracat, 2011 yılına göre % 21 oranında artış gösterirken, ülkeye 2012 yılı sonu itibariyle Türkiye’den yapılan maden ihracatı 1 milyar 818 milyon dolar olarak kaydedildi. Aynı dönem içerisinde Türkiye’nin Çin’e yaptığı toplam ihracat ise 2 milyar 878 milyon dolar olarak tespit edildi.
Dünyanın yükselen değeri Çin’e maden ihracatının 1,8 milyar dolara ulaştığını ifade eden sektör temsilcileri, ayrıca doğal taş ithalatına uyguladığı kotaya rağmen Hindistan’ın en çok ihracat yapılan üçüncü pazar olduğu söyleniyor.
KRİZİ YÖNETME BAŞARISI
Türkiye’nin ihracatta yıldız sektörlerinden madencilik sektörü 2012 yılını yüzde 12′lik ihracat artışıyla 4 milyar 181 milyon dolarlık ihracat rakamıyla geride bıraktı. Dünyanın bu kadar ağır bir kriz altında ezildiği bu dönemde mermer ve madencilik sektörünün üretim ve ihracatını başarıyla sürdürmesinde Çin’e yapılan ihracatın büyük önem arz etti.
Sektör açısından 2013 çok daha iyi bir yıl olacağında birleşen sektör temsilcileri, “2012 yılı birçok sektör için iyi geçmedi ancak sektör için iyiydi, 2013 yılı daha da iyi olacak. Çin’de yeni gelen hükümet yatırımlara önem veriyor. Çin’e ihracatımız artarak devam edecek. Çin’in yanında, Hindistan bizim için önemli ve gelişecek bir pazar konumunda. Hindistan’a yapılan 600 bin ton ihracat çok az bu ihracatı 20 tane ocağımız yapabilecek noktada. Hindistan’a olan ihracatımızı arttırmalıyız. Ayrıca Afrika, Güney Amerika, Arap Emirlikleri, Rusya, Orta ve Doğu Asya hedef pazarlarımız olacak” diyorlar.
HEDEF ÜLKELER BAE, RUSYA VE ORTADOĞU OLDU
Türkiye’deki cari açığı önlemekte en önemli kalemlerden biri konumunda olduklarına dikkat çeken sektör temsilcileri, hükümetin cari açığı azaltmada birinci öncelikli sektörler arasında madenciliği gördüğünü belirttiler. Bölgesel teşvikler değil sektörel teşviklere geçilmesinin sektörün gelişimi için daha doğru olacağını vurgulayan sektör aktörleri, önümüzdeki yılların daha parlak geçeceğini kaydettiler.
DOĞALTAŞ TAKIM KAPTANI DURUMUNDA
Madencilik sektörünün geçen yılki ihracatının 953 milyon dolarlık bölümünü oluşturan doğaltaş, bu konuda lider durumda.
950 milyon dolarla ikinci sırada yer alan blok mermer-traverten ürünlerini, 457 milyon dolarla bakır cevherleri izliyor. Dördüncü sırada 419 milyon dolarla yer alan krom cevherlerini de 190 milyon dolarla çinko cevherleri takip etti. Madencilik sektörünün önemli alt bileşenlerinden doğal taş sektörü ihracatı ise yüzde 14 oranında artarak 1,9 milyar dolar olarak gerçekleşti ve 2 milyar doları zorladı. Türkiye, doğal taşı en fazla Çin, ABD, Irak, Suudi Arabistan ve Hindistan’a sattı.
RUHSAT ALIMINA ÇÖZÜM ARANIYOR
Madencilik sektörünün son 10 yıldır yaşadığı en büyük sıkıntı olarak ruhsat alımı ve ruhsat yenilemeleri gösteriliyor.
Madencilik firmalarının Türkiye’deki bütün bakanlıklardan izin alarak çalışmak zorunda kaldığını belirten sektör temsilcileri, izin alma süreçlerinin uzaması nedeniyle üretime geçişlerde sıkıntı yaşadıklarını anlatıyorlar. Sektör temsilcileri ayrıca yerli ve yabancı sektöre yeni yatırım girişlerinin bu nedenle olumsuz etkilendiğinin altını çiziyorlar.
Özellikle kamuoyunda madencilik faaliyetlerine yönelik baskı oluşturacak eğilimlerin sektörün gelişimi olumsuz etkilediğini ve haksız suçlamamalara maruz kalındığını aktaran sektör temsilcileri, bu nedenle adli, yasal ve mali tedbirlerin alınmasını önerdiler.
MADENCİNİN GÜNDEMDE İŞ GÜVENLİĞİ VAR
Madencilerin son dönemde konuştukları en önemli gündem maddesini 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulamaya geçen A sınıfı iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu oluşturuyor.
30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren, 6331 sayılı “İş Güvenliği ve İş Hukuku Kanunu” gereği tehlike sınıfı ve işyeri çalışan sayısına bağlı olarak 01.01.2013 tarihi itibariyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulunduracak ya da ortak sağlık güvenlik birimlerinden bu hizmeti alacak.
Türkiye genelinde 30 bini geçen ruhsatlı maden bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, ancak aktif durumdaki A sınıfı iş güvenliği uzmanı sayısı 150′yi geçmediğini söylüyorlar. Alınmaması durumunda ise iş yeri hekimi için 5 bin 390 TL, iş güvenliği uzmanı için 5 bin TL ceza ödemek zorunda kalınacak. Türkiye’de işyeri sayısı 1.5 milyona yaklaşırken, A, B ve C grubu uzman sayısı 27 bini bulmuyor. Ağır ve tehlikeli işler alanına giren madencilik sektöründe ise çalışacak A ve B grubu uzman sayısı ise bin bulmuyor.
REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMA ÇABASI
Madencilik sektörü son yıllarda rekabet gücünü arttırma mücadelesi veriyor. Türkiye, son yıllarda yeterli maden rezervi konusunda arama yapılmamasına rağmen bor, mermer, toryum, trona, zeolit, pomza, selestin gibi madenlerde dünyanın en büyük rezervine sahip olduğu belirtiliyor.
Öte yandan krom, manyezit, feldispat, barit, kil, kömür, altın ve gümüş rezervleri yönünden de dünyada hatırı sayılır bir yeri bulunuyor. Bor, krom, mermer, pomza ve feldispat genel olarak ihraç edilen madenlerdir. Özellikle doğaltaş üretiminde ve ihracatında dünya sıralamasında ilk 5 ülke içerisinde yer almakta…
ALTIN MADENCİLİĞİ ARTIYOR
Asya ve Avrupa’da metalik cevhere ilgi ve talep hızla artmakta, piyasa ve fiyatlar çok güçlü seviyelerde bulunmakta. Türkiye’de altın madenciliği son yıllarda önemli ölçüde gelişme gösterdi. Halen 8 maden işletmesinde altın üretimi ve 1 madende gümüş üretimi gerçekleştirilmekte. 2011 yılında 25 ton altın üretilirken, 2012 yıl sonunda bu rakam 30 tona ulaştı. Sektörde 4 bin kişiyi aşkın istihdam yaratılmakta. Türkiye’nin altın kapasitesinin de yüksek olduğu son dönemde yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır.
MADEN FİYATLARI YÜKSEK SEVİYESİNİ KORUYOR
Başlıca madencilik ürünlerinin dünya piyasalarındaki ortalama fiyatlarına baktığımızda altında yaşanan sürekli artış dışında diğer ürünlerin 2008 yılına kadar artış trendini koruduğu, 2009 yılında yaşanan kriz sonucu talebin düşmesi ile fiyatların gerilediği, 2010 yılında tekrar artışa geçen fiyatların 2011 yılının Ağustos ayına kadar ortalama fiyatların üzerinde seyrettiği ancak bu tarihten itibaren ekonomik göstergelere bağlı olarak keskin bir düşüş yaşandığı gözlemlenmektedir. 2012 Ocak-Şubat dönemi içerisinde metalik ve endüstriyel hammadde fiyatlarında göreceli bir artış yaşandığı ancak henüz bir önceki yıl ortalama fiyatlarına ulaşmadığı görülmekte.
YABANCI SERMAYE PAYI YÜZDE 3′E ÇIKTI
2006-2011 döneminde sektöre toplam 1.037 milyon dolar yabancı sermaye girişi gerçekleşmiş olup, aynı dönemde ülkeye giren toplam yabancı sermaye miktarı ise 76.455 milyon dolar. 2006-2011 döneminde sektöre giren yabancı sermayenin toplam yabancı sermaye girişi içindeki payı yüzde 1,4 dolayında bulunmakta. 2010 yılında sektöre giren yabancı sermaye artışa geçerek toplam yabancı sermaye girişi içindeki payı yüzde 3,0, 2011 yılında ise bu pay yüzde 1 olarak gerçekleşti.
DOĞALTAŞ REZERVİNİN YÜZDE 33′ÜNE HAKİMİZ
Türkiye, çok çeşitli büyük bir miktarda doğaltaş rezervine sahip. Rezerv yaklaşık olarak 5,1 milyar metreküp. Türkiye, 15 milyar metreküplük Dünya rezervinin %33’nü elinde bulundurmaktadır. Türkiye Dünya doğaltaş üretiminde 5 inci sıraya yerleşmiş olup maden ihracatının %43,2 sini doğaltaş-mermer teşkil etmekte.
Türkiye endüstriyel ham maddeleri bakımından kendi kendine yeterli olup önemli ölçüde ihracat da yapmakta. Özelleştirme hareketlerini müteakip Türkiye’de bakır, krom üretiminde önemli artışlar meydana gelmiş, linyit rezervlerimiz 11 milyar ton dolayında olup elektrik üretimi için üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalar bulunmaktadır.
RAKAMLARLA SEKTÖRÜN DURUMU
2012 ihracatı: 4.2 milyar dolar
2023 ihracat hedefi: 15 milyar dolar
İhracatı yapılan ilk 5 ürün: krom cevherleri ve konsantreleri, bakır cevherleri ve konsantreleri, tabii boratlar vb. konsantreleri, çinko cevherleri ve konsantreleri, ferro alyajlar.
İstihdam: 114 bin
Girişim sayısı: 2 bin 444 adet
Ruhsat Sayısı: 30 bin 795