EVDE YEMEK YEMEYİ TERCİH ETTİK!…

GÜNDEME DAİR…

Hotel, restoran, kafe sektörlerinin ilk iki harfinin birleştirilmesiyle uluslararası tanımı yapılan HORECA, Türkiye’de ev dışı tüketim (EDT) olarak adlandırılıyor.

Gastronomi, otel, restoran, pastane, kafe, toplu yemek firmaları, sağlık ve eğitim kuruluşları gibi ev dışındaki ortak yaşam alanlarını kapsayan EDT pazarı, Türkiye’de genç nüfusun da itici gücüyle büyüme potansiyeline sahip. Ancak iç ve dış pazarlarda yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzlukların yanı sıra insanların tasarrufa yönelmesiyle sektör son 3 yıldır istediği oranda büyüyemiyor.

Sektörün sadece 2016 yılında yaklaşık 11 milyar TL tutarında daraldığı tahmin ediliyor. 2017 yılında nispi olarak toparlanma gösteren sektörün bu yıl da mevcudu koruma mücadelesi vereceği görülüyor.

Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği Food Service Monitor 2016 adlı ev dışı tüketim pazarı araştırmasının sonuçlarıyla sektöre baktığımızda Türkiye’de bir kişinin ortalama ev dışında yaptığı yıllık harcama 723 TL’den 528 TL’ye (150 dolar) düştü.  Ayrıca Türkiye özelinde Ev Dışı Tüketimde il performanslarına göre İstanbul toplam cironun yüzde 41’ini oluşturuyor. İstanbul’u İzmir, Antalya, Ankara, Bursa ve Muğla takip ediyor. Bu rakamlar 2016 yılı sonunda Avrupa’da 4 bin 265 TL (1198 dolar), ABD’de ise 7 bin 233 TL’ye (2.026 dolar) ulaştı.

Öte yandan son bir yıl içinde bölgede ve ülkemizde yaşanan jeopolitik ve terör olayları sebebiyle ülkemiz turizmde önemli sıkıntılar yaşamakta. 2016 yılında turizm sektöründe Türkiye’ye gelen turist sayısında 17 yılın en büyük düşüşü yaşandı.

Dünyanın en çok turist ağırlayan kentlerinden olan Antalya, 2016’da tarihinin en kötü sezonunu yaşadı, Antalya turizmi yüzde 50 oranında kayıp yaşadı. İstanbul’a gelen ziyaretçi sayısı da yüzde 24.2 oranında geriledi ve kış döneminde açık olan otellerin doluluk oranının yüzde 20‘lere düşmesi gibi sorunlar EDT sektörünü de olumsuz etkiledi. Bu durumdan etkilenen birçok EDT tedarikçisi geçtiğimiz yıl içinde faaliyetini durdurdu. Yeme içme sektöründeki firmaların şubelerini kapatmasının yanı sıra altı ayda ciddi oranda tedarikçinin faaliyetlerini durdurma noktasına geldiği görülüyor. Bir başka deyişle EDT noktalarının da faaliyetlerini durdurması nedeniyle sektörün tüm paydaşları için olumsuz ‘domino’ etkisi yaşanmaktadır.

2017 yılında da bu kayıplar telafi edilemedi. Maalesef 2017 yılı için de güzel şeyler söylemek mümkün değil.

Dolayısıyla 2018 yılında da sektörün daha önceki yıllardaki performansı göstereceği beklenmiyor. Bütün bu olumsuz gelişmelerin yanında siyasal ve politik iklimde ekonominin durağan dönemine devam edeceğini gösteriyor.

Bu durumdan hareketle EDT sektörünün geçtiğimiz 10 yıllık performansını göstermesinin zor gözüktüğünü söyleyebiliriz. Bu da;  pazar şartlarının böyle olduğu bir ortamda EDT sektöründeki tüm oyuncuların işletmelerini sürdürülebilir kılmak için operasyonel ve finansal önlemleri alma mücadelesi vermeye devam edeceği anlamına geliyor.