MADENCİLİKTE SON DURUM…

GÜNDEME DAİR…

Türkiye, başta endüstriyel hammaddeler olmak üzere, metalik madenler, enerji hammaddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zengin bir ülke konumunda. Günümüzde dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77’si ülkemizde saptanmış, bunun 60’ının ise üretimi yapılıyor.

2017 yılında 156 milyar 782 milyon dolar olarak gerçekleşen ülkemiz toplam ihracatından yüzde 3 pay alan madencilik sektörü ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 23,8 oranında artarak 24,7 milyon ton karşılığı 4 milyar 688 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2017 yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında metalik cevherler, endüstriyel mineraller, ferro alyajlar, mineral yakıtlar ile diğer ürünlerin ihracatı 16,7 milyon ton karşılığı 2 milyar 640 milyon dolar olarak gerçekleşti. Madencilik sektörü 2023 yılı için ise kendisine 15 milyar dolar ihracat hedefi belirledi ve bu hedefe odaklandı.

Ülkemizde son beş yılda yürütülen arama çalışmaları neticesinde 275 ton metal altın, 2 milyon ton metal bakır, 1,5 milyar ton demir, 41 milyon ton krom, 2,4 milyar ton dolomit, 1,5 milyar ton kalsit ve 1,2 milyar ton feldispat, 151 milyon ton kuvars, 501 milyon ton kuvarsit, 750 milyon ton kuvars kumu, 7,2 milyar ton (halit kaya tuzu) ve 733 milyon ton Ca-bentonit ile 1 milyar ton sodyum sülfat rezervi tespit edildi.

MTA Genel Müdürlüğü tarafından 2017 yılı Eylül sonu itibariyle yapılan sondaj miktarı 700 bin metreye yaklaştı. Ülkemizde maden ve enerji hammadde kaynak potansiyelinin artırılması çalışmaları kapsamında, 2018 yılında 2 milyon metre ve 2019 yılında ise 3 milyon metre sondaj yapılması hedefleniyor.

Öte yandan bütün ülke sathının maden röntgenini çekmek için jeokimya ve jeofizik haritaları hazırlanıyor. Bu çerçevede 2018 yılı sonuna kadar Türkiye Jeokimya Atlası ile havadan jeofizik veri toplama çalışmaları tamamlanacak.

Ayrıca deniz aramacılığı noktasındaki eksikliği gidermek amacıyla Barbaros Hayrettin Paşa Sismik Arama Gemisi’nin yanı sıra, dünyadaki benzerlerine göre daha donanımlı olarak yerli imkânlarla inşa edilen Türkiye’nin milli araştırma gemisi Oruç Reis denize açılarak çalışmalarına başladı.

Milli Enerji ve Maden Stratejisi çerçevesinde madencilik sektörüne ve bağlı üretim faaliyetlerine değer verilmekte ve ülke kalkınmasında madenciliğin katkısı ve payı fazlasıyla önemseniyor. Madencilik sektörünün ülke ekonomisinde ve uluslararası arenada hak ettiği yeri elde etmesi amacıyla kamu ve özel sektörün daha fazla kol kola yoluna devam etmesi gerektiği aşikâr.

Bu bağlamda madencilik işlemlerinin kamu tarafından hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi, bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi amacıyla “E-Maden Projesi” geçtiğimiz Eylül ayında resmen başlatıldı ve bu yılsonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.

Stratejik bir hammadde olarak değerlendirilen bor minarelinde 2005 yılından itibaren dünya bor sektörünün lideri konumuna geldik. 2005 yılında dünya bor talebinin yüzde 36’sını karşılarken, 2017 yılında 2 milyon 150 bin ton satış miktarı ve yüzde 56 pazar payı ile bugüne kadarki en yüksek satış miktarı ve pazar payına ulaşılmış olduk. Katma değeri yüksek rafine bor üretimi ve yeni pazarlama stratejileri üzerine çalışmalar yoğunlaştırıldı.  Ayrıca arama ve rezerv geliştirme çalışmaları sonucunda 3,3 milyar tona ulaşan bor rezervlerimiz büyük oranda görünür hale getirildi.

Ancak bütün bu çalışmalara karşılık; Türkiye’nin ilgili yasal düzenlemelerin dışında katma değeri yüksek ürün üretmek üzere entegre maden işletmeciliği için yeni bir modelin geliştirilmesi ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu nihai ürünlerin ülkemizde üretilmesi sağlanmasına odaklanmak gerekiyor.