–Sağlık yöneticisi ihtiyacı konusunda Dünya ve Avrupa’daki konumumuzu değerlendiren Ankara Sağlık Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Engiz, Türkiye’de yöneticilerin yetenekleri ve liderlik özellikleri olduğunu ancak sistemin bunları harekete geçirmeye çok izin vermediğini kaydetti. Engiz, “Özel sektör yöneticileri son zamanlarda karlılık kıskacı altında ezilirken; kamu tarafında ise yöneticiler adeta vaziyeti idare etme dışında bir iş yapamaz duruma geldiler ” dedi. Engiz ile Türkiye’de sağlık yöneticisinin kamu-özel sağlık hizmetlerindeki rolü, bu alanda yaşanan sıkıntılar ve yapılması gerekenleri konuştuk.
Türkiye’nin sağlık yöneticisi konusundaki konumunu değerlendirir misiniz?
Ülkemizin birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da nitelikli ve yetkin yönetici açığı bulunmaktadır. Temel nedenlerden birisi bu alanın ne kadar kritik bir alan olduğunun anlaşılamamış olmasıdır. Hastaneler çok karmaşık ve çok maliyetli işletmelerdir ve diğer tüm işletmelerden daha fazla dikkat ve konsantrasyon verilerek yönetilmesi gereken yerlerdir. Bunun anlamı bu günlerde devreye alınmakta olan şehir hastanelerinin yönetimi aşamasında daha net ortaya çıkacak. Bu dev hastaneler eğer nitelikli lider yöneticiler tarafından yönetilmezse ülke ekonomisini dahi etkileyecek bütçesel sorunlarla karşı karşıya kalınabilecektir.
Türkiye’nin sağlık yöneticisi ihtiyacı konusunda Dünya ve Avrupa’daki konumunu değerlendirir misiniz? Bu konudaki artılarımız ve eksilerimizi anlatır mısınız?
Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Kanada ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde sağlık yöneticisi açığı ya da problemi bulunmamakta hatta bu ülkeler dünyaya sağlık yöneticisi ihraç etmekte. Bu ihraç edilen yöneticilerin çoğu da Orta ve Latin Amerika’da, Arap ülkelerinde, güney doğu Asya’da ve Afrika’da bulunmaktadır. Bu durum tabi ki bu gelişmiş ülkelerin bu yönetici ihtiyacı içinde olan ülkeler ile sağlık alanında sıkı işbirlikleri yapmasına da imkan sağlamaktadır.
Ülkemizde de zaman zaman yabacıların sağlık yöneticiliği yaptığına şahit olduk ancak bugün itibariyle böyle bir durum söz konusu değil. Bizim ülkemizde sağlık yöneticiliği daha çok el yordamı ile yapılagelmiştir. Oysa gelişmiş ülkelerde sağlık yöneticilerinin içinde hareket edeceği makro ve mikro sistemler oluşturulmuştur. Yöneticiler bu atmosfer içerisinde kendilerine özgü bilgi, beceri ve liderlikleri ile fark yaratabilir durumdadırlar. Biz de ise yöneticiler yetenekleri ve liderlik özellikleri var ise de sistemin içinde bunları harekete geçirmede zorlanırlar. Özel sektör yöneticileri son zamanlarda karlılık kıskacı altında ezilirken kamu tarafında ise kişiler adeta işleri idare eden idareciler durumundadır. Her iki ortamda da lider yöneticilikten bahsetmek çok zordur.
Sağlık yönetiminin, sağlık hizmetlerindeki önemini anlatır mısınız?
Yönetim her alanda kritik bir konudur. Karakollar, adliyeler, okullar, hastaneler iyi yönetilirlerse ancak kamunun güvenini kazanabilirler. Hastaneler bu kurumların içinde en dikkatlice ele alınması gereken kurumlardır. Hastane yönetimi sadece idari işlerin yürütülmesinden değil o kuruluşun marka değerinin, itibarının ve genel performansının yönetiminden de sorumludur. Hastaneler dünyada halen mevcut en karmaşık organizasyonlardır ve de sağlık hizmeti de en hassasiyetle ele alınması gereken hizmet alanıdır. Layıkıyla yapılabilmesi için ciddi bir takım çalışması gerektirir. Multidisipliner olan bu takım çalışmasını ancak hastane yönetiminin inceliklerini kavramış lider yöneticiler harekete geçirebilirler. Bu yöneticilerin hekim olma zorunluluğu yoktur. Ancak ABD’de hekimlik eğitimi sonrasında yönetim eğitimi almış ve çok başarılı yöneticilik sergileyen binlerce hekim yönetici de mevcuttur.
“Sağlık yöneticileri sağlık sektörünün her noktasında görev alabilirler… “ ifadesi konusundaki tespitleriniz nedir?
Sağlık yönetimi bölümlerinde öğretilmesi gereken temel konu sağlık sisteminin bütünsel olarak anlaşılmasının sağlanması olmalıdır. Bu bütünsel yapı içinde sağlık politikaları, sağlık mevzuat oluşumu, sağlık ekonomisi ve finansmanı, sağlık planlaması, insan kaynakları, sosyal pazarlama, sağlık bilişimi, sağlık etiği, maliyet yönetimi, biyomedikal yönetimi, akılcı ilaç kullanımı, malzeme yönetimi, sağlık mimarisi, hasta güvenliği, kalite yönetimi olmak durumundadır. Böyle bir müfredat içinden yetişen öğrenciler sonuncu sınıfta ilgilendikleri alana yoğunlaşıp, seçmeli derslerle bu alana odaklanmalıdırlar. Sonrasında da lisansüstü programlar ile bu uzmanlık alanlarını pekiştirici eğitimlerini almalıdırlar. Böyle bir süreç sonrasında sağlık yöneticiliği eğitimi almış kişiler hastaneler, akademi ve bürokrasisi dışında ilaç, tıbbi sarf, tıbbi cihaz, sigorta, bilgi teknolojileri, ik, eğitim ve danışmanlık alanlarında da çalışma ve kariyer edinme imkânı bulacaklardır.
Kamu hastanelerindeki yönetim problemlerinin aşılması için önerileriniz nedir?
Kamu hastaneleri özel hastanecilik mantığı ile ele alınmalı ve kamuya özgü özel durumun farkında olunarak yönetilmelidirler. Özel hastanecilik mantığı ile kamuya özel durumu açacak olursak. Özel hastanecilik mantığı verimliliğe, performansa, hasta memnuniyetine ve pazar payına odaklıdır. Çalışanlar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya yönlendirilirler, kaynaklar en verimli şekilde kullanılır, maliyetler kontrol altındadır, hasta memnuniyeti ön plandadır ve hastane beğenilirliğini artırmak için gerekli iletişimi yapıp daha fazla hastanın dikkatini çekmeye yoğunlaşır. Bunlar özel hastane mantığının temel unsurlarıdır. Kamuya özel durum ise yöneticilerin her zaman istedikleri kişiler ile çalışamayacağı ve insanları verimli çalışmalarını sağlayacak yaratıcı yöntemlerin bulunması gerekliliği, hasta memnuniyeti için uygun olmayan altyapının ve ortamların olabilecek en uygun şekle getirilmesi, farklılık yaratacak uygulamalar için kaynak yaratmada yaratıcı yolların bulunması gibi konulardır. Ancak kamu hastanelerini yöneten kişilerin en büyük sıkıntısı çalışanların mutluluğu ve belli bir verimlilik düzeyine gelmelerini sağlayacak inisiyatiflerin ellerinde olmaması ve yine hasta memnuniyetini sağlayacak tedbirlerin alınmasında da yine yeterli kaynağın kendilerine tahsis edilmemiş olmasıdır. Dolayısıyla devlet kamu hastaneleri için verimlilik ve hasta memnuniyeti için gerekli olan inisiyatifi hastane yöneticilerine vermediği sürece ülkemizde özel hastane ihtiyacı artarak devam edecektir. Aksi halde kamu hastane yöneticileri ellerinde olmayan bu inisiyatifler ile ellerinden gelenin en iyisini yapmaya mahkûm olacaklar.
”Sağlık yöneticilerinin daha çok donanıma ihtiyacı var” ifadesi konusundaki tespitleriniz nelerdir?
Sağlık yöneticiliğinin sadece mevcut okullardan alınan eğitim ile sürdürülebilecek bir meslek dalı olmadığı bilinen bir gerçektir. Öğrencilerin lisans ve lisansüstü eğitimleri boyunca, staj dönemlerinde, ve iş yaşamına dahil olduktan sonraki dönemde de devam edecek uğraşları olmalıdır. Kişiler bu bilinçli çabalar üzerine kariyer inşa etmelidirler. Herkes iyi kötü bir iş bulup çalışabilmektedir ancak kariyer edinmek başlı başına uğraş gerektirir.
İyi bir mesleki kariyer için iyi bir akademik kariyerin katkısı büyüktür. Eğitim sürekli olmalıdır. Ayrıca iyi bilinen bir yabancı dilin (tercihen İngilizce) kariyere katkısı büyüktür. İngilizce sadece kaynakları okuyup anlamak için değil dış dünya ile irtibat için de gereklidir. Sağlık yönetiminde uluslararası bağlantılar kurulmadan iyi bir kariyer oluşturulamayacağı bilinmelidir. Diğer önemli bir donanım iletişim becerileridir. Kariyer yolunda kendimizi sözlü ve yazılı ifade edebilmeli, olabildiğince geniş kitlelerle iletişimde olmalı ve ‘network’ümüzü genişletmeliyiz. Sivil toplum kuruluşlarında yer alarak mesleğimizin toplumun geniş kesimleri ile etkileşimini çok daha iyi anlayabiliriz nedenle iyi bir STK’cı olmak iyi bir kariyerin kapısını aralayacaktır. Bunların dışında tabi en önemli donanım iyi bir insan olmanın gerektirdiği vasıflarla donanmaktır.