GÜNDEME DAİR…
SEDA GÖK
İklimlendirme sektörü, siyasi ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle geçtiğimiz yılı önceki yıla göre daralarak kapattı.
Bu sürece dünya piyasalarındaki gelişmeler de eklenince sektörün ihracatı, 2016’da yüzde 3 geriledi ve 3.5 milyar dolar olarak kayda geçti. Ancak ithalat arttı ve 2016 yılını 5.8 milyar dolar ile kayda geçti.
Dolar ile hammadde alıp, Euro cinsinden ihracat yapan sektörde, paritede ve kârlılıklarda düşüş yaşadı. Ayrıca Dünya emtia piyasalarındaki fiyat dalgalanmaları da firmaların zor günler yaşamasına neden oldu.
Son olarak bütün bunlara ÖTV indiriminin üretim için gerekli olan ürünleri kapsamaması da eklendi. Özellikle klima santrallerinde ve fan-coil cihazlarında halen ÖTV uygulanıyor. Oysa adı geçen ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı olarak üretim için zorunluluk teşkil ediyor. ÖTV’nin bu ürünlerden veya enerji etkinliği yüksek olanlarından kaldırılması veya azaltılması isteniyor. Bu indirimin yapılması halinde söz konusu ürün grubunda da satışları artıracağı öngörülüyor.
Sektör son yıllarda ihracat pazarlarında avantajlı konuma gelmek için Ar-Ge’ye odaklandı. Özellikle enerji verimli, yüksek konforlu ve yeni standartlara uygun ürünlere yöneliyor. Orta vadede ısı geri kazanım cihazları, enerji verimli klimalar- buzdolapları, termostatik vanalar, yeni nesil yalıtım malzemeleri, yoğuşmalı kombiler… Sektör bu tarz ürünleri konuşur hale geldi. Ancak ağırlıklı KOBİ’lerden oluşan sektör, eğitim seviyesi yüksek personele, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına yeteri kadar kaynak ayıramıyor. Bu nedenle KOBİ ölçeğindeki firmalar istenilen ölçüde Yeni Ar-Ge Kanunu’nun yararlanamıyor. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde de yaygınlaştırılması için ilgili prosedürlerin kolaylaştırılması önemli.
Öte yandan iç pazardaki konut hareketinden sektör umduğunu bulamadı. Konut satışları 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4 arttı. Türkiye genelinde 2016 yılında 1.3 milyon konut satış sonucu el değiştirdi. Fakat bu gelişme iklimlendirme sektöründe bu yıl beklenen etkiyi yaratamadı. Bu yaşanan gelişmeler, sektörün yeni yatırımlar konusunda ‘bekle gör’ politikası izlemesine neden oluyor.
Bu olumsuzluklara rağmen iklimlendirme sektörü gelişimi devam eden ve gelecekte büyümesi hız kazanacak sektörlerin başında geliyor. Toplumların refah seviyesindeki artış, iç hava kalitesi bilincinin ve çevre ile ilgili duyarlılığın artması gibi etkenler iklimlendirme sektörünün gelişimini tetikliyor.
Yeni projelerde yeşil bina sertifikasına sahip binaların oluşturduğu katma değer, sektörde faaliyet gösteren firmaları da bu tarz ürünlere teşvik ediyor.
Bu kapsamda yalıtım yönetmeliği, enerji etiketlemesi uygulamaları, 2 bin metrekareden fazla kullanım alanı olan binalara getirilen merkezi sistem kullanım zorunluluğu gibi her düzenlemenin sektörün büyüme oranını yükseltecek gelişmeler olacağını görülüyor.
Ayrıca tüketicilerin refah seviyeleri yükseldikçe yeşil bina ve modern tesis talebi de yükseliyor. Yılda 700 bin adetlik konut talebinin yanı sıra kentsel dönüşümün de iklimlendirme sektöründe iş hacmini artıracağını belirtiyor.