BİTKİSEL YAĞ ÜRETİMİNİ ARTTIRMALIYIZ

GÜNDEME DAİR…

 

Türkiye’nin bitkisel yağ üretimi yıllık 1 milyon ton ila 1 milyon 200 bin ton arasında. Ülkemizde toplam 1 milyon ton sıvı yağ tüketiliyor ve bu miktarın 800-850 bin tonunu ayçiçeği yağı oluşturuyor. Yıllık kişi başına bitkisel yağ tüketimi ise 19 ila 20 kg civarında değişiyor. Türk insanının damak tadı ve alışkanlığı ayçiçeği yağından yana.  

Ayçiçeği Tohumunun Stratejik Ürün Kapsamına Alınması Projesi’nde yapılan anket sonucuna göre tüketicilerin tüketim eğilimlerinin ayçiçeği yağı yönünde olduğunu ve yerli üretim ayçiçeği tohumundan elde edilen ayçiçeği yağını tercih ettiklerini ortaya koydu. Tüketiciler ayçiçeği yağından sonra ikinci sırada 50-60 bin ton ile mısır yağı tercih ediyor. Az miktarda da pamuk, kanola ve aspir yağı tüketiliyor.

Türkiye’de bitkisel sanayinin öncelikli sorunu hammadde… Bitkisel yağ sektörü özellikle ayçiçeğinde hammadde yetersizliği nedeniyle dışa bağımlı hale geldi. 2015 yılında Türkiye’de gerçekleşen yaklaşık 3 milyon ton yağ arzının 750 bin tonu yerli üretimle karşılandı. Bu demek oluyor ki; hammadde ihtiyacının yüzde 75’ini ithalatla karşılanıyor. Türkiye olarak 12 milyar dolar tarım ürünleri ithal ediyoruz. Bunun 4,3 milyar doları bitkisel yağları, yağlı tohum ve türevlerini kapsıyor. Sektörün yıllık 2 milyon ton ayçiçeği tohumuna ihtiyacı var. Sektörün ihtiyacı olan hammaddenin büyük kısmı Karadeniz ülkelerinden Rusya, Ukrayna, Moldova, Romanya ve Bulgaristan’dan yağlı tohum veya ham yağ olarak ithal ediliyor. Ayçiçeği ham yağ ithalatı 2014 yılında 812 bin ton, 2015 yılında 777 bin ton olarak gerçekleşti.

Sektördeki ihracat ise son yıllarda artış göstererek, 2014 yılında likit yağ ihracatı 715 bin, margarin 157 bin tona, 2015 yılında ise likit yağ 671 bin, margarin ise 152 bin tona ulaştı. İhracatın yüzde 85’i gibi büyük çoğunluğu Irak ve Suriye’ye yapılıyor, karşılığı ham yağ olarak Dahilde İşleme Rejimi (DIR) kapsamından ithal ediliyor.

Yağlı tohumlu bitkiler üretiminin yetersiz oluşu sebebiyle ve üretimi artırmak hedefi ile ayçiçeği tohumu üreticisini koruma amaçlı ayçiçeği tohumu ve yağında yüksek gümrük vergisi uygulamaları ayçiçeği yağıyla diğer bitkisel yağlar arasında yüksek fiyat farklılıkları oluşturuyor. Bu durum da tağşişi yani hileli karışımı artırıyor ve ayrıca amaç dışı kullanımlara sevk ediyor.

Kısacası Türkiye’nin hammadde ihtiyacını karşılayabilmesi için yılda en az 2 milyon ton ayçiçeği tohumu üretilmesi gerekiyor. Dolayısıyla yağlı tohum üretiminin artırılması stratejik bir öneme sahip. Yağlı tohum üretimini mutlaka artırmalıyız.

Öte yandan sektörün bugün en önemli sorunu tağşiş… Bitkisel yağ sektörünün 2016 yılı 8 aylık dönemindeki dış ticaret rakamları değerlendirildiğinde ayçiçeği ihracatının geçen yılın aynı dönemine göre düştüğünü, ayçiçeği dışındaki kanola ve aspir gibi diğer yağlı tohum ithalatında ise artış yaşandığı görülüyor.

 

Diğer taraftan sıfır gümrük vergisiyle ithal edilen ham yağlar da iç piyasada haksız rekabete sebep oluyor. Özellikle Suriye’ye yapılan ve son 5 yılda 10 misli artan ihracat da tağşiş şüphesini öne çıkarıyor.

TÜKETİCİLER YAĞ ALIRKEN DİKKATLİ OLMALI!

Karşımızda 8 milyar dolarlık büyüklüğe sahip bir sektör var. Bugün piyasada ayçiçeği yağı olarak satılan bazı yağların içinde ciddi oranda aspir yağı karışımı olduğu ve tüketicinin aldatıldığı belirtiliyor. Bu nedenle markalı ürünlerin tercih edilmesi, etiketinde içeriğine bakılması ve çok ucuz yağların da mutlaka sorgulanması öneriliyor.  

DESTEKLEME POLİTİKASI  YETERSİZ Mİ?

Bugüne kadar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan desteklemelere rağmen üretimde istenen artış sağlanamadı.

2016 yılı için açıklanan “Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar” ile başta ayçiçeği olmak üzere yağlı tohumlu bitkilerin prim desteği kilogramda ortalama 10 kuruş arttırıldı. Ayçiçeği tohumunda 2015 yılı itibariyle kilogramda 30 kuruş olan prim desteği bu yıl 40 kuruşa çıkarıldı. Yüzde 33 oranındaki gerçekleşen bu artış, ayçiçeğinde son yıllarda yapılan artış oranları karşılaştırıldığında en yüksek artış. Sektör adına olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor ve bu prim desteğinin ayçiçeği üreticisinin ayçiçeği ekimine yönelmesine katkı sağlayacağı düşünülüyor. Aynı zamanda, 2016 yılında diğer yağlı tohumlu bitkilerde destekleme kütlü pamukta 75, soyada 60, aspirde 55 ve kanolada da 50 kuruş olarak belirlendi.

Yağlı tohumlu bitkiler devlet alım garantisi olan, müdahale alım fiyatının uygulaması yanında primle de desteklenen hububatla rekabet edemiyor. Böylece üretici fiyat düşme endişesini yaşamadan tercihini ayçiçeği ekimi yönünde yapacaktır.

Sektör temsilcileri, bu süreçte desteklemenin iki aşamada yapılması ile ayçiçeğinin diğer alternatif ürünlere karşı avantajlı duruma getirilebileceğine dikkat çekiyor. Bu konuda ilk destekleme ekim zamanında üreticinin karar verme aşamasında yapılması, primler alternatif ürünlere göre parite dikkate alınarak belirlenmesi öneriliyor.

Ayrıca ikinci aşamadaki desteklemenin ise hasat sırasında düzenleyici fark ödemesi primi olarak fiyatlar bir önceki seneye göre düştüğü yıllarda ödenmesi ve bu şekilde yağlı tohum üreticisinin mağduriyeti önlenmesi isteniyor.