Podoloji, ayak hastalıkları üzerine tedavi ve bakım hizmeti sunan sağlık alanı…Türkiye’nin yeni yeni duymaya başladığı bu sağlık branşı, ilk mezunlarını 2014 yılında verdi. Bu konuda branş açan ilk okul olan Kocaeli Üniversitesi’nden derece ile mezun olan podolog Merve Utlu ve İlkem Kuruoğlu, genç girişimcilik öyküsüne güzel bir örnek…
Ankara’da bu alanda ilk diplomalı hizmet veren iki podolog, başta diyabet hastaları olmak üzere ayak sağlığı konusunda medikal bakım hizmeti sunuyor. Devletin ayak bakımı konusunda vereceği katkı payı ile gerek hastanın iş ve verim kaybını; gerekse hastane masraflarının önemli ölçüde düşeceğine vurgu yapan iki podolog, bu konuda Türkiye’deki bilinçlendirme çalışmalarının artması gerektiğini söylüyorlar. TİCARET Sohbetleri köşemin bu haftaki konuğu olan bu iki podolog ile bu alandaki gelişim ve ayak sağlığı için yapılması gerekenler üzerine sohbet ettik.
Podoloji nedir? Bu konuda Türkiye’deki gelişim hakkında bilgi verir misiniz?
MERVE UTLU: Ayak sağlığı bilimi olan podoloji konusunda Kocaeli Üniversitesi’nin ilk mezunlarıyız. Türkiye’de yeni olan bir branş. Aslında dünya genelinde 60 yılı aşkın olan bir branş konusunda ilk defa Kocaeli Üniversitesi’nde bölüm açılıyor. Bu bölümü okumak için sağlık meslek lisesi altyapınızın olması gerekiyor. Yani öncelikle hemşireliğimiz var. 2014 yılında mezun olduk. Türkiye’de ilk olması nedeniyle iş kaygımız vardı. Hocalarımız bize yol gösterdi. Geleceğinin olduğunu ifade ettiler. Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde bölüm açıldı. Birinci ve ikinci olarak orayı bitirdik. Bu alanda el becerisi çok önemli. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nden de burada bir bölüm açılacağı söylenince ben Ankara’ya geldim. Hastane sonrasında geri adım attı ve bölüm açmaktan vazgeçti. İlkem ise Diyabet Hastanesi’nde o dönemde işe başlamıştı. Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nin geri adım atması üzerine, İlkem’de Ankara’ya geldi ve bizde kendi yerimizi açmaya karar verdim.
Onların geri adım atması aslında sizi girişimci yapmış…
MERVE UTLU: Kesinlikle… İkimizin ortak hayali; bir yer açmaktı. Hocalarımızda bizi teşvik etti. Türkiye’de bu konuda çok geri kalınmış. Bu bölümün asıl amacı diyabetli hastaların ayak sağlığı için hizmet vermek. Çünkü diyabetli hastalar hastaneye gittiği zaman istedikleri branşı bulamıyorlardı. Birebir ayağa müdahale eden bir bölüm yoktu. Ayak yaraları yüzünden birçok insan ayağını kaybetmiş. İşte bunun önüne geçmek için bu bölüm kurulmuş. Bizim önceliğimiz diyabetik hastalar ama bunun dışında ayak bakımı, nasır tedavisi, batık tedavisi, batık tel tedavisi, topuk çatlamalarına yönelik tedavileri konusunda da hizmet veriyoruz.
Merkezi ne zaman açtınız…
MERVE UTLU: Bir buçuk yıl önce tamamen kendi öz sermayemiz ve ailelerimizin verdiği maddi destek ile burayı hizmete açtık. Öncelikle ciddi bir bilgilendirme süreci yaşadık. Türkiye’de genel anlamda ayak sağlığı konusunda bilgi seviyesi çok düşük. Biz öncelikle bunu duyurmak ve bilinçlendirme yapmaya odaklandık. Artık biliniyoruz.
Size en çok kimler geliyor?
İLKEM KURUOĞLU: Diyabetli hastalarımız var. Batık tırnak, mantarlı tırnak… Cihazlar ve yöntemlerle birçok tırnağı kurtarabildik. Olumlu tepkiler alıyoruz. Sosyal medya üzerinden de insanlar yoğun şekilde takip ediyorlar.
Hasta; tırnak batmasında genel cerrahiye gittiğinde tırnağı direk çekmeyi tercih ediyorlar. Bu da hastanın iş ve günlük hayatını en az 10 gün etkiliyor. 10 günlük bir iş kaybına sebebiyet veriyor. Acılı bir işlem… Aslında biz devletin sağlık masrafı ve iş kaybı konusundaki yükü de bu sayede azaltmış oluyoruz.
Türk toplumu konusunda neden duyarsız?
MERVE UTLU: Hastalarımız son haddeye gelene kadar bekliyor. Bilinçsiz pedikür çalışmaları görüyoruz. Bunlarda faydadan çok zarar getiriyor. Bulaşıcı hastalara sebebiyet olabiliyor. Batık ve mantara sebebiyet veriyor. Ayak sağlığı değil ayak bakımı sadece biliniyor. Biz medikal bakımlar uyguluyoruz.
Ayakta medikal bakımın pedikürden farkı nedir?
MERVE UTLU: Daha steril cihazlar kullanıyoruz. Örneğin; et kesme sakıncalıdır.
Önümüzdeki dönemde ilgi artar mı?
İLKEM KURUOĞLU: Birkaç üniversitede bu bölüm açıldı. Yavaş yavaş duyulmaya başladı. Ama Kocaeli Üniversitesi’nin eğitimi son derece profesyoneldir. Yurtdışında Almanya, İsveç ve Danimarka bu alanda çok gelişmiş durumda. Ankara’da diplomalı bu konuda hizmet veren tek biziz. Diyabetli bireyler bizim için çok önemli. Diyabet; ayak, kalp ve gözü etkiliyor. Toplum olarak ayaklarımıza ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Diyabette ayak kesilmesine kadar gidebiliyor. Aslında 5 dakikalık eğitim ile bunlar önlenebiliyor.
Medikal ayak bakımı çok mu maliyetli?
MERVE UTLU: Aslında değil. Pedikür içinde 50 TL ve üzerini verebiliyorsunuz. Biz bu hizmeti 75 TL veriyoruz. Biz de 6 haftada bir bu hizmeti almalarını öneriyoruz. Pedikür ise aylık olarak vermek zorundasınız. Ayakta nasır ve çatlama varsa da pediküre daha fazla gittiğiniz için maliyet katlanıyor. Bizim yaptığımız bakımın süreci daha uzun.
İLKEM KURUOĞLU: Müşterilerimiz arasında bayanlar kadar erkeklerde var. Hemen hemen yarı yarıya diyebiliriz. Erkek hastalarımız ayak sağlığına çok önem veriyor. Erkekler kösele ayakkabı giydikleri için ayak bakımlarına özen gösteriyor. Erkek hastalarımız özellikle de diyabetik erkek hastalar düzenli olarak geliyor. Hiç aksatmıyorlar.
-Hedefleriniz de neler var?
MERVE UTLU: Öğrenciler gelip bizimle temasa geçiyorlar. Çünkü ilk mezun ve girişimciler biziz. Bu konuda rol model olmak çok güzel. Biz öncelikle bilinç seviyesini arttırmak istiyoruz. Öğrencilere cesaret vermek istiyoruz. Kocaeli-Gölcük, İzmir-Karşıyaka ve Konya’da yer açtılar.
İLKEM KURUOĞLU: Devlet bu konuda girişim yapmasını bekliyoruz. Üniversite bünyesinde eğitim boyutunda kadro açmasını istiyoruz. Devlet bu hizmeti özel görüyor. Aynı diş gibi… Diyabetli hastaların bakımı konusunda en azından devletin ödeme desteği olabilir. Almanya’da bu hizmet devlet desteği ile yapılıyor. Ayak tabanı konusunda devlet desteği verilmeli. Çünkü fiyatlar 400 TL. Diyabetli hastaların tabanlık ödemesini devlet yapabilir. Bu karşılanırsa, devlete olan maliyet aslında azalacak. Çünkü ameliyat masrafı, hastanede kalma maliyeti aslında devlete daha fazla. En az 6 aylık bir tedavi uygulanmak zorunda kalınıyor. Ufak bakımlarla bu yaraların oluşması önlenebilir.
KUTU KUTU KUTU
Gün içinde ayak sağlığımız için ne yapmalıyız?
İLKEM KURUOĞLU: Öncelikle her gün ılık su ile yıkamalıyız. Özellikle parmak aralarını kurulamalıyız. Sonra ayak parmak araları hariç nemlendirmeliyiz. Tırnaklarımızı düz kesmeliyiz, derin kesmemeliyiz. Sivri kalan yer olursa törpü ile düzeltmeliyiz. Dokunduğumuz deri ile tırnak aynı seviyede olmalı. Basit uygulama; yıka, kurula ve nemlendir…Ayrıca diyabetik hastalar da göz ile muayene etmeli. Ayaklarda yara var mı, sıcaklık var mı? Bunlar da takip edilmeli.
KUTU KUTU 2
Ayakkabı alırken nelere dikkat edilmeli?
MERVE UTLU: Yanlış ayakkabı tercihlerimiz aslında ayak sağlığımız çok etkiliyor. Yeni bir ayakkabı aldığımızda birkaç saat kullanıp diğer ayakkabılara geçmeliyiz. Ayakkabı alacaksak, gündüz saatlerinde olmalı alım zamanı. Ayakkabı büyük olmamalı. Özellikle çocuklarda buna özen göstermeliyiz. Diyabetik hastalarda ise iç taban yumuşak, dış tabanının sert olması gerekiyor. Mümkün olduğunca dikişsiz olması lazım. Çünkü sürtünme yaraya sebep verebilir. Ayrıca çok yumuşak ayakkabı ayağımızı korumaz.
İLKEM KURUOĞLU: Ayrıca çorap seçimine dikkat edilmeli. Diyabetik hastalar gümüş iplikli çorapları öneriyoruz. Normal bireylerde sentetik çoraplardan uzak durmalılar. Pamuklu çorap tercih edilmeli. Botlarda ayaklarımız havasız kalıyor. Kışında bu bakım ihmal edilmemeli. Medikal bakım için yaz aylarında hastalarımız daha fazla geliyor. Batık için ise kışın daha fazla hastamız geliyor. Nasırı vücudumuz oluşturmaz. Burada sadece bizim bakım yapmamız yetmiyor. Hastalarımızın da doğru ayakkabı tercihi, gerektiğinde uygun aparatlar kullanarak bu tedavi sürecinde bize destek olması gerekiyor.