Keiretsu Forum Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Aydonat Atasever, Türkiye’deki melek yatırım eko sisteminde değişim dönemi yaşandığını söyledi. Melek yatırımcı ağlarında yatırımların internet ve teknoloji odaklı başladığını hatırlatan Atasever, önümüzdeki dönemde ise sağlık, ilaç endüstrisi ve tarım gibi değişik konuların da melek yatırımcıların ilgisini çekecek sektörler arasında yer alacağını kaydetti.
“2016 yılından itibaren daha hazır olmuş ve stabil bir ortamda yol alacağımızı düşünüyorum. Bir tek dezavantajımızın Türkiye’nin yabancı yatırımcının radarından çıkmış olması. Onları yeniden enteresan projelerle çekebiliyor olmamız lazım” diyen Atasever ile Türkiye’deki melek yatırımcı eko sisteminin mevcut durumu, gelişimi, yaşanan sorunlar ve bu konuda yapılması gerekenler üzerine konuştuk.
Melek yatırımcı kavramının Türkiye’deki gelişimini değerlendirir misiniz?
Türkiye’deki melek yatırımcı ekosisteminin gelişmesinin birinci nedeni; başarılı ve yabancılar tarafından satın alınan internet projelerinin ortaya çıkmasıyla oldu. Şu andaki girişimciler ve gençler; son derece şanslı. Çünkü çok fazla melek yatırımcı ağı oluşmaya başladı. Türkiye’de insanlar sadece kendi alanlarında değil başka alanlara da yatırım yapabileceklerini öğrendiler. Eko sistem katlanarak büyüyor. Bu yatırım yapılan bedellerde de kendisini gösteriyor. Geçtiğimiz yıllarda bütün eko sistem içindeki yatırımların toplam tutarı 3-5 milyon dolar seviyesinde iken; şimdilerde 25-30 milyon dolar, sonrası için ise 100 milyon dolarlara yaklaşan bir eko sistemden bahsediyoruz.
Bu rakam 2015 sonu itibariyle ne olacak?
Tekil melek yatırımcıları da dahil ederseniz ekosistemin büyüklüğü bugüne kadar yapılan yatırım tutarlarının toplamının 100 milyon doların üzerinde olduğunu düşünüyorum. Burada vurgulanması gereken değişik sektörlerden değişik profesyonel yatırımcıların çıkıyor olması, girişimcilerin ilgisini arttırıyor.
Son 5 yılda melek yatırımcı denildiğinde teknoloji projeleri ya da bir internet sitesi akla geliyordu. Bugün işler tamamen değişti. Tarım konusunda inovasyon yapmış bir girişimci de gelip melek yatırımcılara projesini anlatabiliyor.
Böylece Türkiye’deki melek yatırımcılık ağı yatırım çeşitlenmesine giderek daha hızlı büyüyor. Parası olan ve değişik sektörlere yatırım yapmak isteyen yatırımcılar internet sektöründen ve teknoloji işlerinden çok iyi anlamadıkları için belli başlı projeler başarısız olunca “Bu yatırımcılıkta iş yok” deyip kaçtılar. Ama şimdi ağlar sayesinde çok çeşitli projeleri dinleme şansı yakalayabiliyorlar.
İnşaat, sağlık ve enerji sektöründe çalışan girişimciler de, melek yatırımcıların ilgi alanına girmeye başladı. Son dönemde internet ve beraberindeki alana olan yatırımlarda azalma eğilimi görülüyor.
-Melek yatırımcılık ekosistemi de kendi içinde ‘değişim dönemi yaşıyor’ diyebilir miyiz?
Kesinlikle… Bütün dünyada da süreç böyle başladı ve bu şekilde gelişme gösterdi. Önce internet teknolojisine yatırım yapıldı. Ama sonrasında ekosistem değişince çeşitlenmeye gidildi. Bizim kendi ofisimizde ve dünya genelindeki yapımıza baktığımızda internet teknolojilerinin toplamdan aldığı pay yüzde 35 düzeyinde. Kalanı diğer sektörlere dağılmış durumda.
Türkiye’de lisanslı yatırımcı sayısı 711 ve toplamda da 13 tane melek yatırımcı ağı var. Bu Türkiye ölçeğindeki bir ülke için küçük rakamlar değil mi?
Bu rakam sizi yanıltmasın. Lisanslı üye sayısı dışında beş katı kadar ilgi duyan beyaz yaka veya işadamlarının olduğunu görüyorum. 700 yatırımcı 100 milyon dolar yatırım yapmış olamaz. Bu nedenle sistem içinde daha fazla yatırımcının olduğunu düşünüyorum.
-2013 yılında yürürlüğe giren yönetmelik ekosistemin beklentilerini tam olarak karşılayabildi mi?
O yönetmeliğin en önemli esası; yaptığınız yatırımın toplam kazancınızda vergisel bir avantaj sağlamasıdır. Melek yatırımcıların yaptığı yatırımların geri dönüşleri daha başlamadı. Bir projenin sonuçlarının görülmeye başlaması için minimum 3 yıl gerekiyor. 2016 yılından sonra vergi avantajları daha fazla kendisini hissettirecek.
-Sektörel anlamda ileri ki dönemde hangi sektörler ön plana çıkacak?
Melek yatırımcılık belli bir ölçekteki yatırım miktarlarını kapsıyor. Bazı sektörlerdeki ilk yatırım maliyetleri çok yüksek. Örneğin; enerji sektörü bunlardan birisi durumunda. Ön yatırım maliyetleri çok yüksek projelerdir. Tasarruf sağlayan bir cihaz belki melek yatırımcı için cazibeli bir proje olabilir. Sağlık, ilaç endüstrisi ve tarım; melek yatırımcılar için ilgi çekecek sektörler arasında yer alacak. Tabi ki teknoloji projeleri de aynı şekilde devam edecektir.
-Türkiye’deki melek yatırımcıları dünyadaki diğer melek yatırımcılar ile karşılaştırdığımızda avantajlarımız ve dezavantajlarımız neler?
Türkiye’deki girişimcilerin, dünyadaki başarılı modelleri kopyalayarak yol alma isteklerinden dolayı sıkıntı yaşayabiliyoruz. Bu bizi zorluyor. Enteresan, kendine özgün projeler çok sık gelmiyor. Ben diğerlerine karşı değilim. Bunların Türkiye’ye aplike edilmesi de bir başarıdır. Ama Avrupa ve ABD’de daha farklı özgün projeler geliyor. İkincisi çok ölçekli projeler orada bulunabiliyor. Ölçeklenebilir projeler daha hızlı hareket edebiliyor. Ülkesel olarak farklı tepkiler verilebiliyor. Bu nedenle Avrupa’da başarılı olmuş bir proje Türkiye’de başarılı olamayabiliyor. Türk insanının kendine has özellikleri var. Her projeye beklenen ölçüde tepki veremeyebiliyor.
-İki seçim, doğu illerimizde ve komşularımızda yaşanan sıcak gelişmelerden dolayı Türkiye ekonomi 2015 yılını bekleme dönemi olarak geçirdi. Bu melek yatırımcılara nasıl yansıdı?
Aslında biz çok sancı yaşamadık. Start-up projelerinin bir başlangıç dönemi vardır. Biz bu seneyi işte bu dönem olarak geçirdik. 2016 yılından itibaren daha hazır olmuş ve stabil bir ortamda bu projeler konusunda yol alacağımızı düşünüyorum. Bir tek dezavantaj Türkiye, yabancı yatırımcının radarından çıktı. Onları yeniden enteresan projelerle çekebiliyor olmamız lazım.
-Bu bekleme dönemini melek yatırımcılar fırsata çevirdi, diyebilir miyiz?
Startup’lar için bu fırsat dönemi oldu. Projesini ölçeklendirme sürecinde olanlar için ise biraz daha patinaj dönemi idi. Bizim için ise iyi bir yıldı. Keiretsu melek yatırımcılık ağı San Francisco’da kurulmuş olup dünyada 40′dan fazla şubesi olan en büyük ağlardan bir tanesi. Uluslararası platformda çok iyi işleyen yapısını Türkiye’de de sürdürüyoruz. Bu sistemi de çift yönlü çalıştırıyoruz. Hem başarılı olma şansı yüksek uluslararası projelere Türk yatırımcıları dahil ederek yüksek getiri sağlamalarına gayret ediyoruz, hem de yerel projelerimizi uluslararası platformlara ulaştırmak istiyoruz.15 girişimci ile 6,5 milyon dolar yatırım yaptık. 100 bin-1 milyon dolar ve üzeri olan proje değerleri var. Yatırımlarımızı son iki yılda gerçekleştirdik. İlk geri dönüşlerin Şubat ve Mart ayı itibariyle başlayacağını düşünüyoruz. 2016 sonunda bazi projelerimizden exit edeceğimizi ve başarılı olacağımızı düşünüyorum. 2016 sonunda Keiretsu Türkiye olarak toplamda 15 milyon dolarlık yatırım hacmine ulaşmak istiyoruz. Girişim sayımızın da 25’nin üzerinde olmasını hedefliyoruz
-“Doğru proje her zaman parasal kaynak bulur” yaklaşımınız var. Türkiye koşullarında bu risk değil mi?
Hayır. Bazı projelerin 10 bin, bazısının 500 bin dolara ihtiyacı var. Yatırımcılarımıza, yatırım sınırı koyuyoruz. Burada güçleri birleştiriyoruz. Herkes en iyi olduğu alandaki fikirlerini paylaşıyor ve yönetiyor. Girişimcilere mentorluk da yapıyoruz. Yardımlaşma kültürümüz var. Hepimiz farklı sektörlerdeki profesyonelleriz.
-2016 yılı yükselme dönemi mi?
Tüm girişimciler, kuluçka merkezleri, melek yatırımcılar ve ekosistem için gerek rakam gerekse proje âdeti bazında rakamların 3’e katlanacağını düşünüyorum.
-Türkiye genelindeki kuluçka merkezlerinden istediğiniz ölçüde yararlanabiliyor musunuz?
Biz şirket olarak bütün üniversitelerin kuluçka merkezleri ile temas halindeyiz. Onlara mentorluk dahilinde aylık bizzat gidip eğitimler veriyoruz. Toplantılarımıza, oradaki başarılı olabilecek girişimleri davet ediyoruz. Bu hizmetleri hiçbir bedel almadan yapıyoruz.
Bütün üniversitelerimizde bu konudaki farkındalık son derece yüksek. Ekosistemin gelişme noktası aslında üniversitelerdir. Orada fikirler gelişecek ve sonrasında ticari olarak gelişim gösterebiliriz.
-Bankacılık sektörü sisteme giriyor mu?
Bankacılık sektöründen somut anlamda bir şey geldiğini düşünmüyorum. Projelerin küçük miktarlardaki yatırımlarının kredibilitelerini arttırabilirlerse, o zaman bankacılık sektörü bu alanda olacaktır. Melek yatırımcılarla kişisel olarak iletişim kurmak istiyorlar daha çok bankacılık sektörü…
Eklemek istedikleriniz…
Bütün melek yatırımcı ağındakiler ekosistemin gelişmesi için çalışma yapıyorlar. Önümüzdeki senelerde çok enteresan projelerin dünya markası olabileceğini düşünüyorum. İçinde biraz pişmemiz lazım.