Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Arıkan Nacar, ilk 10 ayda gelen çağrı sayısının 94 milyon 146 bin, asılsız çağrı sayısının ise 90 milyon 298 bin olduğuna dikkat çekti.
Ülkemizde ilk kez helikopter ambulans hizmeti 2008 yılında 3 ilde başlatılan ve 15 bölgede hizmet verdiğini kaydeden Nacar, 17 helikopter ambulansa 2010 yılında ise uçak ambulans hizmetlerinin eklendiğini ve şu anda 3 ambulans uçağın vatandaşlara hizmet verdiğini belirtti.
Nacar, Acil Sağlık Hizmetleri açısından ülkemizin örnek ülkelerden birisi olduğunu belirtirken, ülke genelinde yaygınlık, merkezi organizasyon yapısı, izlenebilirliği ile bölgeler arasındaki hizmetlerin tek elden yürütülmesi gibi birçok konunun yanısıra hizmetlerin finansmanı konularında da birçok gelişmiş ülkeden ileri seviyededir, dedi.
TİCARET Sohbetleri’nin konuğu olan Nacar ile Türkiye’deki acil sağlık hizmetleri alanındaki gelişimini, dünyadaki yerimizi ve karşılaştıkları zorlukları konuştuk.
-Türkiye’de yıllar itibariyle 112 Acil Hizmetlerinin gelişimini sizden dinleyebilir miyiz?
Ülkemizde ambulans hizmetlerinin organize olarak verilmesi 1986 yılında Belediyeler Kanununa göre Belediyelerin sunması gereken hastane öncesi ambulans hizmetlerinin oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla Ankara, İstanbul ve İzmir Belediyeleri ile Bakanlığımız arasında gerçekleşen bir protokol çerçevesinde “077-Hızır Ambulans” adı altında acil ambulans hizmetleri başlatılmış. Bu hizmet kapsamında ambulans ve sürücüleri belediyeler tarafından, sağlık personeli (doktor, hemşire, sağlık memuru vb.) bulundukları ilin Sağlık Müdürlükleri tarafından görevlendirilmekteydi. Çağrı merkezleri ilin en büyük hastanesi içinde yer alıyor ve ambulanslar da buralardan hareket ediyorlardı.
Çağrı numarası 077 iken, 1991 yılında zamanın Telekom işletmesi tarafından “112-Acil Sağlık” olarak değiştirilmiş ve bu numaranın kullanılması istenmiştir. Bu dönemlerde hep analog santraller üzerinden ve doğrudan ulaşım yöntemi ile ankesörlü telefonlar, ev telefonları ve yeni yeni gelişen araç telefonları üzerinden erişim sağlanmaktaydı. İlerleyen süreçte halkın bu konuda ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 1994 yılında Sağlık Bakanlığı tek taraflı olarak yayınladığı bir genelge ile tüm ambulans hizmetlerinin Bakanlık personeli ve araçları ile verilmesini karalaştırdı. Artık istasyon yerleri, araçları, sürücüleri ve sağlık personeli tümüyle Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda organize edilecek şekilde sistem kurgulanmıştı. Bu yıllarda hizmet ülke geneline yaygınlaşmadığı için Ankara, İstanbul ve İzmir’de toplam 24 istasyon ve ekibi bulunmaktaydı ve tüm ekiplerde bir doktor görev yapıyordu. Başlangıçta Bakanlık yapılanmasında Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü içinde bir şube olarak temsil edilirken, Daire Başkanlığına dönüştürülmüştür. Yine bu yıllar içinde cep telefonu teknolojisi yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu dönem içinde diğer il sağlık müdürlükleri bünyesinde de de 112 Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlükleri kurularak çalışmalarına başlamıştır.
-2000’li yıllarda nasıl bir gelişim süreci yaşandı?
Dijital santral üzerinden çağrıların alınması 2004 yılında başlamış,başvuran kişilerin doğrudan 112 Acil Sağlık Hizmetlerine erişimleri sağlanmaya başlandı. Bu dönemde artık il merkezlerine ek olarakilçelerde ve karayolları üzerinde de acil sağlık hizmetleri istasyonlarının konuşlandırılmaya başlandığı yıllardır. Bu aşamada artık 81 ilde ambulans hizmetleri organize olmuş, kırsal bölgelerdeki hizmetler de yaygınlaşmaya başlamıştır. Deniz ambulans hizmetleri ise Hudut Sahiller Genel Müdürlüğü bünyesinde sadece 3 ilde (İstanbul, Balıkesir ve Çanakkale) verilmekteydi. Aynı dönemde Paramedik ve Acil Tıp Teknisyenleri sistemde görev almaya başladı.
Ülkemizde yine ilk kez helikopter ambulans hizmetlerinin verilmesi 2008 yılı sonunda ilk olarak 3 ilde başlatılmıştır. Ülke genelinde sorumluluk alanlarına hizmet vermek üzere 15 bölge tanımlanmış, 17 helikopter ambulans ile hizmet yürütülmüştür. Uçak ambulans hizmetleri ise 2010 yılında önce 2 tane ambulans uçakla Ankara ve İstanbul illerinde başlamış, zamanla bu illere İzmir ve Gaziantep eklenerek, 4 uçak ambulansa kadar çıkartılmıştır. Aynı dönem içinde Bakanlık içinde bir SAKOM (Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi) kurulmuş, tüm illerdeki komuta merkezleri ile yazılımsal olarak, merkezi yönetim ve koordinasyon sağlanarak, iller arasındaki farklılıklar giderilmeye başlanmıştır. Ayrıca ambulans çeşitliliği oluşturulmuş, kar paletli, yoğun bakım, obez, çok sedyeli ambulanslar ile motorsiklet ve nakil ambulansları araç envanterine dahil olmuştur. 2008 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan Ortak Çağrı Merkezi projesi kapsamında ilk uygulama Antalya İlinde başlatılmıştır.
Sağlık Bakanlığı’nın yapısal dönüşümü ile 2011 yılında Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu dönüşüm sonucunda tüm hastane öncesi acil sağlık hizmetleri tek bir merkezde toplanmıştır.
–Dünya ülkeleri ile karşılaştırdığımızda artılarımızı ve eksilerimizi değerlendirir misiniz?
Acil sağlık hizmetleri açısından ülkemiz bölgemizdeki örnek ülkelerden birisidir. Ülke genelinde yaygınlık, merkezi organizasyon yapısı veizlenebilirliği, bölgeler arasındaki hizmetlerin tek elden yürütülmesi ve hizmetlerin finansmanı konularında birçok gelişmiş ülkeden ileri seviyededir. Başvuru sahiplerine ulaşma süreleri standardize edilmiş durumdadır.
Ancak kent yönetim sistemlerinin gelişme hızının acil sağlık hizmetlerinin gelişim hızıyla korale olmaması nedeniyle hizmet sunumunda bazı aksamalar yaşanmaktadır. Toplumun bilgilendirilmelerindeki eksiklikler, hızlı kentleşme nedeniyle verilen adreslere ulaşan ekiplerimizin vaka yanına ulaşmalarını sınırlandırmaktadır. Örneğin; İstanbul gibi büyük illerimizde başlayan yüksek binalardaki hasta kişilere ulaşmak için özel asansör sistemleri kurulması gerekmektedir. Kent yollarında ambulanslar ve diğer acil araçlar için öncelikli yollar yapılması, ambulans güzergahlarında trafik ışıklarının aktif yönetimi, adli vakalarda kolluk kuvvetlerinin ambulans ile birlikte olay yerine ulaşmasının temini, kurtarma ekiplerinin yaygınlaştırılması ve destek hizmetlerinin birlikte gelişmesinde sorunlar yaşanmaktadır. Uzun bölünmüş karayollarında karşı şerite geçme yerlerinin oluşturulması, helikopter ambulansların iniş yerlerinin oluşturulması gerekmektedir. Gerçek acil vaka başvuru usullerinin belirlenmemiş olması, her talep edene anında hizmet verilmeye çalışılması nedeniyle, her nitelikte başvuru acil statüsünde değerlendirilmektedir. Bu durum yıllık nüfus artışı, sanayileşme ve kentleşme oranlarındaki artış ile birlikte ambulans hizmetlerinde yıllık toplam vaka sayısının bir önceki yıla göre yaklaşık %30 oranında artarak gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bu niceliksel artış nedeniyle başvuru sayısı ve vaka sayısında stabilizasyon sağlanamamakta, giderek artan sayısal çokluk nedeniyle gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmakta niteliksel sorunlarla karşılaşılmaktadır. Gelişmiş kabul edilen ülkelerde bu usuller trafik kuralları gibi düzenlenmiştir. Kent yönetim sistemleri, ambulanslara öncelik verecek düzenlemeler ile sistemi desteklemektedir.
–Türkiye olarak örnek aldığımız ülkeler hangileri ve özellikle hangi başlıklarda bu ülkeleri örnek alıyoruz?
Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinde; ihtiyacı olanların sisteme erişebilmesi, sunulan hizmetin kalitesi, yeterliliği ve vakalara ulaşım süreleri yönünden sadece gelişmiş ve sanayileşmiş illerimizde değil tüm ülke genelinde sunmakta olduğumuz hizmetlerin ölçüme dayalı değerlerini Amerika Birleşik Devletleri’nin gelişmiş eyalet şehirlerinden New York, Chicago, Boston, Los Angeles kentlerindeki ambulans hizmetleri, İngiltere’de Londra Ambulans Servisi, Almanya’da Hamburg bölgesinde sunulan hizmetlerin performans ölçütlerine eriştirmeye çalışıyoruz.
-Rakamlarla baktığımızda günde, ayda ve yılda kaç hastayıtaşıyorsunuz? Bir yıl boyunca kaç kilometre yol yapıyorsunuz ve kaç hastaya ulaşıyorsunuz?
2013 yılında; günde ortalama 10 bin 182, ayda ortalama 122 bin 180, yılda 3 milyon 665 bin 407 hasta taşındı.Ayrıca 3 milyon 980 bin 464 kez çıkış yapıldı.
-En çok hangi hasta grupları sizi arıyor?
En çok trafik kazası ihbarlarına çıkış yapıldı. Ayrıca en çok travma vakalarının taşındığını görüyoruz. 2013 çağrı sayısı 115 milyon 456 bin 427 olarak kaydedilirken, asılsız çağrı sayısı 111 milyon 475 bin 963…
-2014 yılının ilk 6 ayında bu rakamlara baktığımızda nasıl bir tablo ile karşılaşıyoruz?
Günde ortalama 5 bin 369, ayda ortalama 64 bin 424 olmak üzere 1milyon 932 bin 708 hasta taşındı. 2 milyon 95 bin 711 kez çıkış yapıldı.
-Personel gücünüzü(sayı, eğitim, bölgesel dağılımı vb.) bizimle paylaşır mısınız? Önümüzdeki dönemde personel altyapısı daha güçlendirmek için ne gibi çalışmalar yapmayı planlıyorsunuz?
112 Acil Sağlık Hizmetlerinde 28 bin sağlık personelimiz bulunmakta. Acil sağlık hizmeti sunan her sağlık personelimize, modül eğitimleri (temel modül, Travma Resüsitasyon, Çocuklarda İleri Yaşam Desteği, Erişkinlerde İleri Yaşam Desteği) verilmekte.
Eğitimlerin tüm 112 sağlık personelimize daha kısa sürede verilmesini sağlamak amacıyla, yeni bir 112 kitabı hazırladık, son düzenlemeleri yapılmakta.
112 sağlık personelinin, ambulans kullanabilmeleri için B tipi ehliyete sahip olması yasal olarak yeterli olmakla beraber, sürücülük yapan personelimize Ambulans Sürüş Teknikleri Eğitimi (ASTE) eğitimi verilmekte. Ayrıca ambulans kullanımı ile ilgili özel araç gruplarına yönelik eğitimler gibi (kepçe operatörlüğü vb.) ambulanslar içinde MEB ile Talim ve Terbiye Kurulunca onaylanan “Güvenli Ambulans Sürücülüğü Eğitim Kurs Programı” da oluşturulmuş durumda.
Dünyadaki bir çok ülkede yeni eğitim anlayışı ile, uygulama ağırlıklı eğitimlerde uzun teorik anlatımlardan vazgeçilmekte ve uygulama ağırlıklı, senaryo destekli simülasyon eğitimleri yaygın olarak kullanıldığı görülmekte. Bu nedenle ülkemizde senaryo destekli simülasyon eğitimleri ile acil sağlık hizmetlerinde çalışan personelin bilgi ve becerisinin arttırılması ve hasta güvenliğinin sağlanması hedeflenmekte.
2014 yılında “Medikal Simülasyon Uygulayıcı Eğitimi” ve İngiltere BrıstolMedıcal Sımulatıon Centre’ndan gelen eğitimcilerle ‘‘Medikal Simülasyon Eğitimci Eğitimi” düzenlenmiş ve Acil Sağlık Hizmetlerinde Medikal simülasyon eğitiminin yaygınlaştırılması planlandı.
Bu eğitim için Bölge Eğitim Merkezlerimizde Medikal Simülasyonlu Eğitim Merkezi kurulum çalışması planlanmakta, yılsonuna kadar Antalya, Bursa, İzmir, Konya’da tamamlanması için çalışmalar devam etmekte.
-Türkiye’de insanlar 112 hizmetleri konusunda ne ölçüde bilinçli? Bu konuda farkındalık yaratmak ve eğitim düzeyini arttırmak için ne gibi çalışmalar yapılıyor ve yapılabilir?
Ülkemizde 81 ildeMinik 112 Projesi ile İl Sağlık Müdürlüklerimiz tarafından ilköğretimlerde çeşitli etkinlikler düzenlendi. Bu Proje ile ilköğretim çağındaki çocukların duyarlılıklarının ve bilgi seviyelerinin arttırılarak, kazalara maruz kalmalarının azaltılması, 112 Acil Sağlık Hizmetleri ile nasıl temas kuracaklarını göstererek ve gereksiz aramaları azaltması hedeflenmekte. Ayrıca asılsız ihbarların azaltılması ve Trafikte ambulansa yol verilmesi ile ilgili Genel Müdürlüğümüz ve Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ile birlikte medyada farkındalık yaratacak proje hazırlıkları ve 112 tanıtımı ile ilgili çalışmalara başlandı.