SEDA GÖK-ANKARA
OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamı ve Yöneticileri Derneği(ORSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Ülgener, “Türkiye’de işsizlik yok, işçisizlik var” diyor. İstihdam ve kalifiye eleman konusundaki sıkıntılara dikkat çeken Ülgener, “Bu durum ilerisi için bizi en çok tedirgin eden konudur. Böyle giderse çok değil bir 10 sene sonra Sanayi Bölgelerinin sesinin kesileceğinden korkuyoruz” diyor.
Devletin KOBİ’lere yönelik destek programlarını güçlendirmesi gerektiğini belirten Ülgener, iç pazarı hareketlendirici politikaların uygulanmasını öneriyor. “Sanayiciye can suyu verilsin” diyen Ülgener ile ORSİAD’ın çalışmaları ve hedefleri üzerinden Türkiye ve Ankara ekonomisine ışık tuttuk.
-ORSİAD’ı kuruluş hikayesi ve bugün geldiği noktayı sizden dinleyebilir miyiz?
ORSİAD 1999 yılında OSTİM Organize Sanayi Bölgesi’ndeki işletme sahipleri ile kurulmuş bir sivil toplum kuruluşudur. 15 yılda sürekli yükselen bir ivmeyle KOBİ’lerimizle beraber hareket ediyor ve mümkün olduğunca tüm üyelerimizin fikirlerine değer vererek hareket ediyoruz. Bugün bölgedeki en büyük sivil toplum kuruluşuyuz. 500’e yakın üyemizle çok daha güçlü çok daha sesini duyurabilen bir derneğiz.
Bu süreç içerisinde sivil toplum kuruluşlarının ne kadar önemli olduğunu gördük ve bölgemizde daha çok sivil toplum kuruluşları olmasını arzu ediyoruz. Bakınız, ABD’de bir kişi ortalama 4 ayrı sivil toplum kuruluşuna, Avrupa’da ise bir kişi 7 ayrı sivil toplum kuruluşuna üye durumunda. Biz OSB ve OSTİM’e elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Eğitim ve bilgilendirici çalışmalar yapıyoruz.
-ORSİAD sizinle birlikte hangi yenilikleri yaşıyor ve yaşayacak?
Biraz önce de söylediğim gibi derneğimiz henüz 15 yaşında ve bugüne kadar ivme hep yukarı doğru hareket etti. Bu bizim yönetimde 3. dönemimiz. Bizden önce de pek çok güzel işler yapıldı. Bizim dönemimizde ise sanayici KOBİ’lerimizi yurtdışı fuarlara götürmeye, onların vizyonel bakış açılarına olumlu katkılar sağlamaya başladık. Bugüne kadar 1000’e yakın sanayicimizi yurt dışı fuar gezilerine götürerek ticaretlerine katkı sağladık. Hatta bu arkadaşlarımın pek çoğu da imalathanelerinde kullandıklarını teknolojilerini yenileme fırsatı buldular.
Bunun yanı sıra sosyal faaliyetlerimize hız kesmeden devam ediyoruz. KOSGEB ile beraber derneğimizde sağladığımız ‘Kadın Girişimcilik Eğitimleri’ ile 30’dan fazla ‘Kadın Girişimci’ye destek sağladık. Ve yine üyelerimize sürekli bilgilendirme toplantıları düzenliyor, çeşitli konularda seminerlerle destekliyoruz.
Şu anda yine sonuç aşamasına yaklaştığımız ve Türkiye’de henüz yapılamamış bir veri tabanı çalışmamız var. Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığımız bu projenin de son aşamasına yaklaştık. Bütün üyelerimizi kapsayan veri tabanını yapıyoruz. Bugüne kadar OSB’lerde olması gerektiğine inandığımız fakat yapılmayan bir veri tabanı çalışmamız var. Biz bir ay içinde bunu tamamlayacağız. Bir envanter çalışması olacak. Bunu OSTİM ve İvedik’e de yaymayı hedefliyoruz. Sadece üyelerimizi değil bölgeyi kapsamasını hedefliyoruz.
Öte yandan ORSİAD olarak üyelerimizin Almanya, Çin, Fransa ve İtalya, ABD ve Dubai’de düzenlenen fuarlara katılımlarını sağlıyoruz. Bu sayede 1000 üyemizin yüzde 20’si teknolojisini geliştirdi. Yeni makine alımlarına ağırlık verdiler ve teknolojik altyapılarını güçlendiriyorlar. Üyelerimizin ihracatçı olmasına önem veriyoruz. İhracatın bütün kademelerini öğretiyoruz.
Bizim insanımız makineyi gördüğü anda kafasına çizip, Türkiye’ye geldiğinde aynısını yapabiliyor. Böyle bir yeteneğimiz var. Fuar konularını çok önemsiyoruz. Önümüzdeki iki ay içinde de tekrar Çin’e 50 kişilik bir ekip ile gideceğiz.
-ORSİAD üyelerinin ihracat potansiyeli nedir?
500’e yakın üyemiz var. Her üyemizin ihracata odaklanmasını hedefliyoruz ve böyle yönlendiriyoruz. Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşılması için herkesin ihracatçı olması gerekiyor.
-Türkiye’deki bütün kuruluşlar ve sektörler Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 için hedeflerini belirledi. ORSİAD olarak nasıl bir hedef belirlediniz ve bunun için yol haritanız ne olacak?
Bizim hedefimiz ihracatımızı daha da artırmak yönünde. Bununla ilgili olarak da derneğimiz hem sürekli yurt dışı gezilere katılım gerçekleştiriyor. Hem de yurt dışı Pazar araştırmaları yapıyor.
-Ankara’daki gençlere yönelik özel projeler hazırlıyor musunuz?
Gençlere yönelik üzerinde çalıştığımız 2 projemiz mevcut. İlki Sanayi Bölgesinde çalışan gençlerimizin sosyal hayatlarına olumlu katkıda bulunmasını amaçladığımız ‘Gençlik Projesi’.
Bir diğeri ise üzerinde çalışmaya henüz başladığımız ‘Üretim Olmadan Yönetim Olmaz’ sloganı ile yola çıktığımız, Teknik ve Meslek lise öğrencilerimize yönelik olan projemiz.
Ayrıca üyelerimize Kasım ayında 4 gün sürecek Dış Ticaret Eğitim Seminerleri vereceğiz. Sahada yaşanan sorunların çözümüne odaklı bir eğitim çalışması olacak. Biz teorik bilgiden çok uygulama odaklı bir eğitime odaklandık.
-Seçimler sonrası Türkiye ekonomi açısından yıl ilk altı aylık dönemi kayıp bir süreçti diyebilir miyiz? Bu yapı içerisinde Türkiye gerek büyüme, istihdam ve ihracat odaklı yılsonu hedeflerine ulaşmak mümkün mü?
Her seçim döneminde maalesef yaşanan tablo aynı oluyor. KOBİ’lerimiz yaşadıkları pek çok kriz dönemi, kaos süreci ve benzeri olumsuzluklarla seçim dönemlerini genelde ağır bir havada geçirmek zorunda kalıyorlar. Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçilerinin ılımlı bir havada gerçekleşmesi iyi fakat bir önceki seçimlerde yaşanan sert rüzgarların etkisi hala geçmiş değil.
İstihdam konusuna da değinecek olursak; Türkiye’de işsizlik yok, işçisizlik var. Yıllardır söylediğimiz ve ilerisi için bizi en çok tedirgin eden de bu. Böyle giderse çok değil bir 10 sene sonra Sanayi Bölgelerinin sesinin kesileceğinden korkuyoruz.
-Ekonomide istikrarı devam ettirmek için yapılması gereken neler? İş dünyasının beklentileri neler?
Siyasilerin söylemlerine çok daha dikkat etmelerini diliyoruz. Üretimin yüzde 65’ini KOBİ’lerimiz gerçekleştiriyor. KOBİ’lerimize daha çok sahip çıkılmalı.
-2015 yılında ORSİAD nasıl bir yıl öngörüyor? Sizin bu konuda işadamlarına tavsiyeleriniz neler olacak?
Bir seçim dönemi daha… Öngörümüzden ziyade temennimiz; ekonomide istikrarı devam etmesi hatta ivmenin bir tık daha yukarı kalkarak yükselmenin ilerlemesini temenni ediyoruz. Tabi aynı zamanda siyasi söylemlerin ekonomiyi düşünerek yapılması en büyük isteğimiz bu dönemde.
-Yerli üretim ve katma değerli üretim konusunda Ankara’nın gücünü ve bugün geldiği noktayı değerlendirir misiniz?
Ankara bugün NASA’ya parça üretebiliyor. Savunma Sanayisinde bir numarayız. Aynı zamanda medikal deki başarımızda her geçen gün artıyor. Sanayicimiz bu alanda bilinçlendi. AR-GE ve İnovasyon çalışmaları ‘yükte hafif pahada ağır’ üretime odaklı devam ediyor. Ben umuyorum ki yerli otomobilde de Ankara öncülük edecektir.
-Tasarım, markalaşma ve inovasyon… Bu üç başlık üzerinden Türkiye’yi analiz ettiğimizde geldiğimiz nokta ve yapmamız gerekenleri analiz eder misiniz?
Üniversiteler, Sanayi Bölgelerinde daha çok yer almalı. Bugüne kadar yaşanan kuşak çatışmaları bugün yerini koordineli çalışmaya bırakmalıdır.
Markalaşma konusunda ise KOBİ’lerimizin daha Kurumsal hareket etmeleri ve düşünmeleri gerekiyor. Kısa zaman içerisinde bunun da çözülebileceğini düşünüyoruz. Yeter ki hükümet sanayicinin önünü açsın.
-Başkent ekonomisinin Türkiye ekonomisi içindeki yerini değerlendirir misiniz? Başkentin kimliği ne olmalı? Nelere odaklanmalı?
Ankara eskiden memur kenti idi. Ankara’da 10 tane sanayi bölgesi var. Her sanayi bölgesinde yüzde 100 ve ona yakın oranda çalışıyor. Bu OSB’lerde toplamda 300 bin kişi istihdam ediliyor. OSB’lerde yer bulmakta zorlanıyorsunuz. Ankara hızla büyüyor.
-Üniversiteler sanayi bölgelerinde daha fazla yer almalı diyorsunuz? Bu nasıl olabilir?
Her üniversitenin ilgili bölümleriyle entegre olmak istiyoruz. Bugün Ankara’da 18 tane üniversite var. 10 tane OSB, altı tane teknopark var. Türkiye’de böyle bir model yok. Bu gücün daha iyi kullanılması lazım… Sadece OSTİM olarak değil bütün sanayi bölgeleri ile üniversiteler arasındaki işbirliğimizin daha da güçlendirilmesi gerekiyor.
-Katma değer ve inovasyon konusunda geldiğimiz nokta nedir? Kümelenme modelinde gelinen nokta nedir?
Katma değeri yüksek üretime odaklanmalıyız. Artık işin sadece hamallığını yapmamalıyız. OSTİM’de altı ayrı kümelenme modeli var. Bizim üyelerimizde bu kümelere üye durumunda. Bize ileride daha inovatif üretebileceğimizin yollarını gösteriyor.
Kümelenme konusunda potansiyel çok yüksek. Burada 13 bin işletme ve 139 ayrı alt sektör var. 100 ayrı kümemiz olabilir. Her konuda kümelenmeye ihtiyacımız var. Bu potansiyele sahibiz. İnovatif ürünler üretimi konusunda kümelenme modellerini arttırmalıyız.
-ORSİAD’ın 2023 hedefleri nedir?
Sanayicilerimiz ile birlikte 2023 vizyonu ile çalışıyoruz. Bilgi, beceri olarak her konuda üyelerimizin ufuklarını açmaya odaklandık. Ancak bu sayede ihracatta başarılı olabiliriz. Bu nedenle fuarlara ağırlık veriyoruz. Büyük ölçekli firmalar olmalıyız. Firmalarımız kendi içinde güç birliğini arttırmasını istiyoruz.