Tütün sektörü yarattığı istihdam, ihracat geliri ve katma değer açısından, Türkiye ekonomisi için önemli bir konuma sahip. Yaprak tütün de mevcut üretilen tarım ürünleri arasında ticari değeri en yüksek ürünler arasında yer alıyor. Türkiye, dünya tütün üretiminde on üçüncü sırada yer alırken, oryantal tütün üretiminde ise dünya lideri.
Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur, önümüzdeki döneme ilişkin 2 önemli hedef belirlediklerini söyledi. Bu hedeflerin ilkini oryantal tipinde üretim maliyetini azaltmak olduğunu belirten Umur, virginia tipi tütün üretimindeki başarılı gelişimi ihracat kalemi özelinde de yakalamayı planladıklarını kaydetti. Umur, “Oryantal tipi üretimin maliyetini düşürmeliyiz ki oryantal yaşasın. İkincisi de bu virginia tipi üretimde iç piyasanın talebini karşılamayı başardıktan sonra yavaş yavaş ihracatına da başlayacak hale gelmeliyiz. Bu iki ana hedef üzerinde yürüyeceğiz” dedi.
İHRACAT Sohbetlerinin bu ayki konuğu olan Umur ile sektörde yaşanan gelişmeler, iklim krizinin üretime etkileri ve sürdürülebilirlik başlığında yapılacak çalışmaları konuştuk.
Türk tütün sektörü olarak bu yılın ilk 9 ayı itibarıyla sektörün performansını değerlendirir misiniz? Sektörün yıl sonu ihracat hedefi nedir? Sahadan gelen ilk veriler üretim ve ihracat açısından nasıl?
Sektörümüz yılın ilk 9 ayında iyi bir ihracat performansı gösterdi. Bu dönemde yaprak tütün ihracatı 231 milyon dolar, tütün mamulleri ihracatı ise 488 milyon dolar olmak üzere toplamda 719 milyon dolar tutarında ihracat gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Yine bu dönemde ihracatımızı ülkeler bazında değerlendirecek olursak en fazla ihracatı 112 milyon dolar ile Irak’a gerçekleştirdiğimizi görüyoruz. Irak’ı sırasıyla 78 milyon dolar ile ABD ve 66 milyon dolar ile İran takip ediyor. Yıl sonu ihracat hedefimizi 1 milyar dolar olarak koymuştuk bu hedefi tutturabileceğimizi düşünüyorum.
Türkiye olarak oryantal tütün üretiminde dünya lideriyiz. Bu özelde üretimimizi ve ihracatımızı yorumlar mısınız?
Oryantal tütün ihracatımız toplam yaprak tütün ihracatımızın yüzde 70 gibi çok büyük bir kısmını oluşturmakta.
Üretimlerde firenin minimum olması için yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Katma değerli üretim özelinde ülkeye yarattığı katma değeri değerlendirir misiniz? Bu konuda nasıl bir stratejik gelişim hedefliyorsunuz?
Katma değerli üretim, tütün sektörünün hem iç pazarda hem de uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırmak açısından büyük önem taşıyor. Sektörümüzün başarısının temel etkenleri; dünya standartlarını rahatlıkla karşılayabilen üretim teknolojilerimiz, ürünlerimizin kalitesi, üreticilerimizle yapılan sözleşmeli üretim ve sürdürülebilir tarım hedefine ulaşmak adına icra ettiğimiz faaliyetler bu katma değeri yaratmada önemli stratejik adımlar diye düşünüyorum.
Tütün ihracatını ürün ve yaprak tütün özelinde değerlendirir misiniz? Ülke bazında ihracatta öncelikli ülkelerimiz ve odaklandığımız yeni pazarlar hakkında bilgi verir misiniz?
İhracatımızı iki ana başlık altında, yaprak tütün ve mamulleri olarak ülke bazında değerlendirecek olursa yine ilk 9 aylık dönemde en fazla yaprak tütün ihracatı 62 milyon dolarla İran’a gerçekleştirildi. İran’ı sırasıyla 45 milyon dolar ile Belçika, 42 milyon dolar ile ABD ve 12 milyon dolar ile Endonezya izledi. Tütün mamulleri ihracatımızda en fazla ihracat 112 milyon dolar ile Irak’a yapıldı. Irak’ı sırasıyla 36 milyon dolar ile ABD, 24 milyon dolar ile Gürcistan, 21 milyon dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri ve 17 milyon dolar ile Azerbaycan takip etti.
2021 yılında Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu kurdunuz. Sürdürülebilirlik konusunda Ur-Ge projesi başlattınız. Bu çalışma ne aşamada?
Yaprak tütün ihracatının artırılması, sürdürülebilir bir üretim ve ihracatın sağlanması amacıyla Birliğimiz üyesi yaprak tütün ihracatçısı firmalarının temsilcilerinin katılımıyla sürdürülebilirlik çalışma grupları kuruldu. Tütün tarımı ile ilgili çeşitli konularda çözüm ve proje önerilerinin görüşüldüğü çalışma gruplarının çalışmaları doğrultusunda üretim, çevre, altyapı, işgücü, sürdürülebilirlik gibi alanlarda çeşitli sosyal sorumluluk projeleri oluşturulmuş, yeni projelerin oluşturulması da halen devam etmekte. Tütün üreticilerinin özellikle tarımsal girdi maliyetlerini azaltmak maksadıyla Çiftçi Avantaj Kartı (ÇAK) adlı kartın faaliyete geçirilmesi, Üretici ve Tarım İşçisi Çalışma Koşulları Hakkında Bilgilendirme çalışmalarının sağlanması, Denizli ili Tavas, Beyağaç, Acıpayam ilçeleri ile Aydın ili Karacasu ilçesinde 41 lokasyonda atık toplama noktaları yaptırılması gibi daha farklı alanlarda da sürdürülebilirlik projelerimizi yürütüyoruz.
Virginia tipi tütün için deneme üretimleri ne aşamada?
Bu konuda ciddi olarak çok başarılıyız. Artık deneme üretimi demekten çıkardık. Türkiye’nin bugün itibarıyla 30 milyon kilogram Virginia tipi üretimi var. Bu çok ciddi bir rakam. Neredeyse oryantal tütün üretim verisine yaklaşmış durumdayız. Oryantal tütün aile tarımı modellemesi ile yol alıyor. Örneğin; Akhisar’da 10, 15, 5 ve 20 dönüm tarlalarda yapılan bir tarımsal üretim modeli… Bu büyük yapraklı tütün ve verim bakımından daha iyi ve sulanabiliyor. Biz oryantal tütünü kurak arazide, kır arazide üretmek isterken bunu sulak arazide, suya yakın arazide üretmek istiyoruz. Tamamen farklı bir üretim. Oryantal tütünden 90-100 kilogram verim alınırken bundan 300-350 kilogram verim alınabiliyor. Virginia tipi için büyük araziler de Doğu ve Güneydoğu’da çok daha fazla mevcut. Onun için üretimin bugün itibarıyla ana merkezi bu bölgelere kaydı. Ancak Ege’de de yapılıyor. Ege Bölgesi’nde de geleceği var. Bu tipi üretmek daha karlı.
“Virginia üretimi Türkiye’de artık rüştünü ispat etti” diyebilir miyiz?
Evet. Ama hala aile çiftçiliği, bütün tarım nesilden nesile aktarılan bir öğrenimle en üst seviyeye gelebiliyor. Bu konuda da biz nispeten yeniyiz. Daha iyisini üretmek için biz de üretici de öğreniyor.
Daha iyi nasıl yapabiliriz?
Bugün itibarıyla kalite olarak ABD ve Brezilya’da üretilen kalitede değiliz. Ancak iki sene evvelki kalitemizden daha iyi bir kalite üretiyoruz. Miktar ne kadar çok olursa bizim bunu düzeltmek için elimizde oluşacak bilgi o kadar fazla oluyor. Çünkü üç üreticinin üretimine bakmıyorsunuz, 3 bin üreticinin üretimine bakıyorsunuz. 3 bin üreticinin iki tanesini farklı yapıp iyiye gittiği zaman onu görme ihtimalimiz daha fazla oluyor.
Bizim üreticimiz çok çabuk rotayı değiştirebilecek eğilimde. Bu sene mahsulde rekolte olarak aradığını bulmadığı anda bağını bile gerektiğinde bozabiliyor. Ege Bölgesi’nde virginia tütüne yönelim olabilir mi?
Olabilir. Dediğim gibi bizim alışık olduğumuz oryantal tütüne göre çok daha az işçilik gerektiren ve çok daha verimli bir tütün. Üretici için de daha karlı bunu üretmek. Üretici zaten pek fazla başka bir şey ekemediği tarlalarda tütün üretiyor. Çünkü başka bir şey ektikten sonra ondan verim alamıyor. Halbuki tütünden alıyor.
Ancak virginia tipini oryantalden farklı iki bitki gibi düşünülebiliriz. Aslında ikisini karşılaştırmak çok da doğru değil. Siz oryantal tütünü Virginia tipi ekilen yere ekemezsiniz. Virginia tipini de oryantal tütünün ekildiği yere ekemezsiniz. Ana lokasyon olarak baktığımızda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi odaklı bir eğilim. Batman ve Adıyaman ağırlıklı. Manisa’da da üretim yapılıyor.
İklim krizi ve sürdürülebilirlik kavramını en fazla konuştuğumuz günleri yaşıyoruz. Siz kendi sektörünüzü bu iki başlığa nasıl hazırlıyorsunuz?
Çok önemli bir başlığa değindiniz. Ciddi araştırmalar yaptırıyoruz. İklim krizi konusunda yeteri kadar verimiz yok. Son yıllarda sürekli iklim krizine bağlı sorunlar yaşanıyor. 3 sene üst üste hava şartlarından dolayı beklenilen verim alınamadı diyorsanız belki de artık genel olarak hava şartları budur. Yani bu son 3 senedir yaşadığımız hava şartları artık normal hava şartları. Onun için bununla ilgili üniversitelerle ciddi araştırmalar yaptırıyoruz. Henüz paylaşabileceğimiz bir sonuç elde etmedik. “Ege Bölgesi’nin ve diğer bölgelerin bugün itibarıyla normal hava şartları nedir?” bu sorunun cevabına ulaşmamız lazım.
Bu araştırmaların ilk bulguları gelmedi mi?
Özellikle ay bazında baktığınız zaman yağış miktarları ve sıcaklık miktarlarında son 3 senenin ortalamasıyla ondan önceki 15 senenin ortalamasında ciddi farklılıklar var. Akademisyenlerle beraber bir analiz etmemiz lazım. Bulgular hazırlandıkça kamuoyuyla ve sektörle paylaşılacak. Evet, sürdürülebilirlik konusu üretimin ana şartlarından bir tanesi…Bunu da bütün zincirin halkalarına yaymak lazım.
Yani sürdürülebilirliğine tarım arazilerinin sürdürülebilirliğinden bizim fabrikalarda bu tütünü işleyecek artık güneş enerjisiyle yani doğaya zarar vermeden bir bütün olarak bakmak lazım.
Genellikle şu anda biz fabrikalara tütün üretilsin diye bakıyoruz. Halbuki tütün üretilirken onun gübresinin, zararlılarla mücadelesindeki ilaçların da sürdürülebilirliği de mühim. Sürdürülebilirlik kavramına bir bütün olarak bakılmalı. Herkes kendi bölümüne konsantre olmalı ve daha fazla yaymak lazım.
Virginia tipi ile önümüzdeki günlerde doğu ve güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yeni fabrikalar devreye girebilir mi?
Olabilir ama bugün fabrika kurmak çok ciddi bir yatırım. Aslında mevcut fabrikalarda üretim kapasitesi de var. 4 fabrikada Türkiye’deki üretimin bir bu kadar daha üretim olsa işleyebilecek vaziyette. Mevcut altyapıda doğru bir takvimlendirme ile yeni gelecek ürün çeşitlerini de işleyebilecek güce sahibiz.
O zaman 12 ay çalışan tütün fabrikalarını göreceğiz diyebilir miyiz?
İnşallah.
ABD ve Irak pazarı ağırlıklı çalışıyorsunuz. Son dönemde gelişmeye açık alternatif pazarlar oluştu mu?
Avrupa’nın belirli ülkelerinde sigara tüketimi düşüyor. ABD pazarında da yılda yüzde 4 düşüş var. Bu pazarlarımızda düşme olacaktır. Talepte Uzak Doğu’ya doğru bir kayış var. Endonezya potansiyel pazarlarımız arasında. Hindistan pazarında talep artışı var. Ancak biz bu ülkeler için pahalı almaya başladık. 5-6 sene evvel en iyi kalitedeki tütünü 6,5-7 dolarlara satarken, bugün 12 dolara satıyoruz. Şimdi adam 6,5 dolara kullandığı tütünü 12 dolara artık pek almak istemiyorum diyebiliyor. Üretim maliyetlerimizde çok ciddi bir artış var.
İç pazardaki tüketim ne kadar?
Geçen sene birden 110 milyar adetten 140 milyar adete çıktı. Bu sene 150 milyar adet olması bekleniyor. Son dönemde kaçak sigarayı daha az duyuyoruz.
Virginia tipinde 30 milyon ne kadar zamanda daha üreteceğiz ki iç piyasaya cevap vereceğiz sonra ihracat aşamasına mı geçeceğiz?
150 milyar adet sigara yapabilmek için 110 milyon kilogram tütün kesiliyorsa, takribi söylüyorum bu 110 kilogram. İlgili kanuna göre bu rakamın yüzde 30′unun Türkiye’den alınması lazım. İç piyasanın ihtiyacına aslında gelinmiş gözüküyor.
Bundan sonra üretim artacak ve ihracata gidecek. Tabi buradaki önemli husus iç tüketimde fiyat rekabeti yaşamıyoruz. Çünkü üretenler kullanmak zorunda. Dışarıya satacaksak rekabet edebilecek durumda olmamız lazım.
Virginia tipinde Türkiye olarak fiyatlarımızı dünya fiyatlarıyla karşılaştırır mısınız?
Kalitesi en iyi olan ülkelerin fiyatları ile aynı seviyedeyiz, o fiyatlarla bugün için satamayız. Ya kalitemizi geliştirmemiz ya da maliyetimizi düşürmemiz gerekiyor. Pahalı kalırız.
Dolayısıyla üretimin artışını beklemek çok gerçekçi bir şey değil mi?
Bugün itibariyle değil. Öncelikli hedef iç pazarın ihtiyacını karşılamak. Öncelikli hedef Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir hale gelmesi. Bir sene önceye göre çok daha ümitli bakıyoruz. Bir dolu şey yapılıyor ve bunun 2025-2026 senelerinde inşallah meyvelerini yiyeceğiz. Ancak o zamana kadar işimiz zor.
**
Türkiye’nin Burley tipi tütün üretimine tam not
Burley tipi üretimdeki gelişmeleri anlatır mısınız? Üreticinin ve bölgesel olarak sahiplenme ne kadar oldu?
Burley de kalite olarak çok iyi, yani birinci, ikinci, üçüncü yıllık denemeleri beklenenlerin üzerinde iyi bir kalitede oldu. Yabancı müşteriler çok pozitif yaklaştılar. Fakat bu cins tütünü büyütmek kolay olmuyor. Çünkü Burley’e uygun iklimde yetişmesi lazım fakat o iklimde öyle büyük araziler fazla yok. İklim yapısı doğru fakat arazi yapısı birebir çabuk büyümek için müsait değil. Onu da aile tarımı ile yapmak lazım. Amerika’da da öyle yapılır. Amerika’da da burley üretimi virginiaya göre çok daha küçük arazilerde yapılır.
**
Sektörün geleceğine agronomi yatırımları yön verecek
Ar-Ge ve agronomi konusunda ne durumdayız?
Oryantal yani Türk tipi tütün dediğimiz tütünün üretim ve diğer maliyetlerinde bir tasarrufa gitmek zorundayız. Bunun da çözümü agronomi. Çünkü bu üreticiye, işçiye daha az para vererek olmuyor. Üretim maliyetini düşürmek zorundayız. Tarla kısmında mekanizasyon artmalı. Bunu da sağlayabilmenin tek yolu agronomi sayesinde üretimi farklılaştırmak. Her firmanın bu konuda çok ciddi çalışmaları var.Başaramazsak oryantal tipi üretimin Türkiye’de devamının mümkün olmadığını düşünüyorum. Zaten eli mahkum bunu yapmak zorundayız.
Tütünde sürdürülebilir üretim ile kalite korunacak
Türkiye’nin tütün politikası ve bu alanda yapılması gerekenlere ilişkin tespitlerinizi paylaşır mısınız? Katma değerli üretim konusunda yürütülen projeler hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye’nin tütün politikası, sektördeki ihracat potansiyelini en üst düzeye çıkaracak şekilde şekillendirilmeli ve sürdürülebilir üretim hedeflenmeli. Tütün sektöründe katma değerli üretim büyük önem taşırken, bunun için üreticilerin desteklenmesi, sözleşmeli üretimin artırılmasının teşvik edilmesi ve uluslararası pazarda rekabetçiliğin korunması gerekiyor. Katma değerli üretim konusunda ise, modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması, üretici eğitimleri ve Ar-Ge projeleri gibi çalışmalar yürütülmekte. Bu projeler, tütün kalitesini ve verimliliğini artırarak hem iç piyasada hem de ihracatta önemli katkılar sağlamayı hedefleyecek.