-Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Girit, su ürünleri sektörünün Turkish Cargo ile gerçekleştirdiği iş birlikleriyle ABD’ye ihracatını son 5 yılda 30,5 milyon dolardan yüzde 80 artışla 38,1 milyon dolara taşıdığını söyledi.
İHRACAT SOHBETLERİ’nin bu ayki konuğu olan Girit, Turquality Projesi başlattıklarını bildirdi. Girit, “Bugün New York’un ünlü restoranlarının menülerinde Türk levreği ve çipurası yerini almış durumda. ABD pazarında ihracatımızı katlayarak artırmak için önümüzdeki süreçte çalışmalarımız sürecek. Ayrıca, Türk balıklarını Amerika, Almanya, Çin’de sergileme çalışmalarımızı artırabilmek adına Ege, İstanbul, Akdeniz bölgelerinde yerleşik birlikler ile güçlerimizi birleştirerek sadece su ürünlerine yönelik bir Turquality Projesi başlattık. Bunların yanında, kanatlı sektöründe de bir Turquality Projesi için en kısa zamanda çalışmalara başlayacağız” dedi. Girit ile temsil ettikleri sektörlerdeki gelişmeleri ve yeni dönemdeki projeleri bütün yönleriyle konuştuk.
Su ürünleri ve hayvansal mamulleri sektörü, Türkiye gıda ihracatında hububattan bakliyat yağlı tohumlardan sonra ikinci sırada yer alıyor. Sektörün Ege’den doğrudan ihracatı ise demir çelik sektöründen sonra ikinci sırada. Bu özelden 2023 yılını verilerle değerlendirdiğinizde nasıl bir yılı geride bıraktınız?
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektörümüz gıda ihracatında Türkiye genelinde ikinci, Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde lider sektör konumunda. Uzun yıllardır ihracatımızı sürekli artırarak 2022 yılı sonunda 4 milyar 66 milyon dolara çıkardık. İhracatçı sektörlerimiz içinde 2023 yılı ihracat hedeflerini 1 yıl öncesinden yakalayan hatta geçen nadir sektörlerden birisiyiz. 2023 yılında gerek küresel ekonomiden, gerekse sektörümüzün iştigal sahasındaki ürünlere getirilen ihracat yasakları nedeniyle başarı grafiğimizde aşağı yönlü bir hareket oldu.
2023 yılında ihracatımız 2022 yılına göre yüzde 14,2 azalış ile 3 milyar 487 milyon $ olarak gerçekleşti. Sektör, Türkiye geneli 255 milyar 809 milyon dolar ihracatımızdan yüzde 1,6’lık pay aldı.
2023 yılında ihracat gerçekleştirilen alt sektörler sırasıyla, 1 milyar 680 milyon dolarla su ürünleri, 907 milyon dolarla kümes hayvanları etleri, 415 milyon dolarla yumurta, 268 milyon dolarla süt ve süt ürünleri, 164 milyon dolarla diğer ürünler, 32 milyon dolarla bal, 16 milyon dolarla canlı hayvan, 5,3 milyon dolarla kırmızı et ve sakatat oldu.
Türkiye geneli Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatımızda su ürünleri sektöründe yüzde 3, yumurta sektöründe yüzde 4 artış gerçekleşirken; kanatlı sektöründe ise kuş gribine bağlı olarak gelen geçici karantina önemlerine bağlı olarak yüzde 24 düşüş yaşandı. Süt ve süt ürünleri ihracatımızda ise kayda alınan yüzde 47 düşüşün sebebi biraz önce dillendirdiğim tereyağı, süt tozu ve krema ihracatına gelen kısıtlamalardır. Bal ihracatında ise yüzde 31’lik düşüşün en büyük sebebi, Türkiye’nin bal üretim merkezlerinden Muğla’da son üç yılda iklim krizi ve neden olduğu orman yangınlarında kaybedilen alanlardır. Su ürünleri sektörü olarak 108, kanatlı sektörü olarak 118, süt ürünleri sektöründe 126, yumurta sektöründe 70 bal sektöründe ise 71 ülkeye halihazırda ihracat gerçekleştirdik. 2023 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 5 ülke sırasıyla, 603 milyon dolarla Irak, 354 milyon dolarla Rusya, 200 milyon dolarla İtalya, 179 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 158 milyon dolarla Birleşik Krallık.
Sektörümüzün 2023 Ocak-Aralık döneminde gerçekleştirdiği 3 milyar 486 milyon dolar ihracatın yüzde 44’ünü Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği olarak biz gerçekleştirdik. Bu ihracata katkı sağlayan üyelerimizin hepsine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Toplam ihracatımızın yüzde 73’ünü su ürünleri sektörü oluştururken, Türkiye geneli su ürünleri ihracatının da yüzde 73’ü Birliğimiz üyesi su ürünleri ihracatçıları tarafından yapıldı. Başka bir ifadeyle Türkiye’nin ihraç ettiği her dört balıktan üçünü Egeli ihracatçılarımız ihraç etti. Su ürünleri sektörümüz, 2023 yılında 1 milyar 127 milyon dolarlık ihracatla Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki 6 gıda birliğimiz arasında 1 milyar dolar barajını geçen tek ürün grubu olmanın gururunu yaşadı.
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği kayıt rakamlarına bakarsak; 2023 yılında ihracat gerçekleştirilen diğer alt sektörlerimiz 194 milyon dolarla kümes hayvanları etleri, 154 milyon dolarla yumurta, 47 milyon dolarla süt ve süt ürünleri, 12 milyon dolarla bal, 9 milyon dolarla diğer ürünler, 1,3 milyon dolarla kırmızı et ve sakatat. 2023 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 5 ülke sırasıyla, 157 milyon dolarla İtalya, 150 milyon dolarla İngiltere, 149 milyon dolarla Rusya, 125 milyon dolarla Hollanda, 107 milyon dolarla Irak.
Sizin çok güzel bir söylemeniz var. “Dünyanın protein ihtiyacını dengeliyoruz ve 3 öğün sofraları süslüyoruz.” Bu söylem üzerinden 2024 yılı için belirlediğiniz hedefleri anlatır mısınız?
Su ürünleri ve hayvansal mamulleri sektörü, dünya protein ihtiyacının karşılanmasında hayati bir rol oynamaktadır. Türkiye, bu alanda öncü konumda olup levrek ve çipurada dünyanın en büyük üreticisi ve ihracatçısı olarak bilinmektedir. Ayrıca, son dönemde Türk somon alabalığına olan artan ilgi sektörde büyük fırsatlar sunmaktadır. Bunun yanında kanatlı etleri üretiminde dünya çapında 8. sırada olup, 50’den fazla ülkeye de yumurta ihracatı gerçekleştiriyor. Bal sektöründe de dünyadaki en büyük 2. üretici ülke konumunda olup, çam balının da yüzde 92’sini üretmekte. Birlik olarak 2023 yılı sonu itibariyle 1 milyar 500 milyonu geçtik. 2024 hedefimiz ise su ürünleri sektörü için 1 milyar 200 milyon dolar, kanatlı sektörü için 300 milyon dolar, yumurta sektörü için 165 milyon dolar, süt ve süt ürünleri sektörü için 50 milyon dolar, bal sektörü için 20 milyon dolar, diğer ürünler için ise 15 milyon dolar ihracat beklentimiz var. 2024 yılında 1,750 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Türk su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, Türkiye’de ihracatın yıldız sektörlerinden biri oldu. Bu özelde dünya pazarındaki yerimizi rakamlarla yorumlar mısınız?
Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller sektörü 2000’li yılların başından itibaren ihracatın yıldız sektörlerinden birisi haline geldi. 22 yıldır her yıl ihracatımızı artırarak 2022 yılı sonunda 4 milyar 66 milyon dolara ulaştık, 2026 yılı için 5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliğimiz olarak ise bu hedefe 2 milyar 150 milyon dolar katkı sağlamak istiyoruz.
2023 yılında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk 5 ülke sırasıyla, 603 milyon dolarla Irak, 354 milyon dolarla Rusya, 200 milyon dolarla İtalya, 179 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri, 158 milyon dolarla Birleşik Krallık.
Ülkemizin coğrafyasının sağladığı imkanlar sayesinde, su ürünlerinden, kanatlı eti ve yumurtaya, baldan süt ürünlerine insanlığın üç öğün beslenme ihtiyacına cevap veren bir ürün yelpazesine sahibiz.
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, özellikle su ürünlerinde sahip olduğu büyük potansiyeli ile her yıl artarak devam eden bir ihracat ve üretim kapasitesine sahip. Deniz ürünlerine sunduğu yaşamsal alan sayesinde Türkiye, dünya levrek ve çipura ihracatında en büyük ikinci ihracatçı ülke konumunda. Alabalık, levrek ve çipura üretiminde ise Avrupa’nın en büyük üreticisi konumundayız. Granyöz, karagöz, sinarit, trança, fangri, mercan gibi diğer Akdeniz türlerinin de yetiştiriciliği Türkiye’de yapılmakta. Japon mutfağının vazgeçilmezi olan orkinos Türkiye’nin en önemli ihracat ürünlerindendir. Kanatlı sektörümüz ise Türkiye’de, hızla büyüyen bir ihracat hacmiyle dikkat çeken, Türk ekonomisine önemli katkılarda bulunan, geniş istihdam sağlayan ve tarım sektörünü destekleyen bir endüstri olarak öne çıkıyor. Yumurta ihracatında dünya ikincisi, kanatlı sektöründe de en önemli üreticilerden biri konumundayız.
Türk somonunu dünyaya daha fazla tanıtmak için yürütülen çalışmalar neler?
Türk su ürünleri sektörü, yaptığı AR-GE çalışmaları sonrasında Norveç somonundan daha lezzetli ve doyurucu olan, Omega-3 deposu Türk somonunu geliştirdi.
Türk somonunu dünyaya daha fazla tanıtmak için, Türk somonunun özellikleri ve faydaları hakkında bilgi vermek için dijital pazarlama faaliyetleri yürütüyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı tüketimini artırmak ve ihracatını geliştirmek amacıyla Birliğimiz tarafından oluşturulan sosyal medya hesaplarından sektörümüzün tanıtımı yapmaktayız. Turkishseafood web sitemizi de aktif hale getirdik. Her ay ilgi çeken blog yazıları ile Türk balığının bilhassa Türk somonunun tanıtımını yürütmekteyiz. Türk somonu, uluslararası gıda fuarları ve etkinlikler aracılığıyla potansiyel alıcılar, Oteller ve Şeflere tanıtıyoruz. Tadım ve sergiler yapıyoruz.
Uluslararası alanda Türk markası yaratmak, Türk malı imajını güçlendirmek amacıyla EİB olarak hem Uzak Doğu hem de ABD pazarlarına yönelik olarak yürütmekte olduğunuz Turquality projeleriniz var. Bu projelerimizle gerek sektörümüzü gerek genel anlamda Türk gıda sektörünü yurtdışında en iyi şekilde tanıtmak için çalışıyorsunuz. Bu özelde yapılan çalışmalarda gelinen noktayı değerlendirir misiniz? Yeni çalışmalar neler olacak?
Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Ege İhracatçı Birlikleri bünyesindeki gıda birliklerinin ABD pazarında Türk gıda ürünlerinin ihracatını arttırmak için TURQUALITY Projesi kapsamında Türk su ürünleri dahil, Türk lezzetlerini ABD’li şeflere ve satın almacılara tadım etkinlikleriyle tanıttık. Türk mutfağının 5 yıl süreyle Las Vegas Üniversitesi’nde müfredata girmesini sağladık. Bu sayede üniversitede okuyan şeflerin Türk lezzetlerini öğrenerek mezun olmalarını ve meslek hayatlarında menülerinde Türk ürünlerine yer vermelerine vesile olacağız. Bu sayede sektörümüzün önemli hedef pazarlarından ABD’ye Türk gıda ürünlerinin ihracatının katlanarak artmasını hedefliyoruz.
ABD pazarına yönelik sürdürdüğümüz TURQUALITY Projesi sayesinde Türkiye’nin ABD’ye gıda ihracatı son 5 yılda 1 milyar dolar bandından 2 milyar dolar seviyesine çıktı. Bu ihracata su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü olarak 2018 yılında 48 milyon dolar katkı sağlıyorken, 2023 yılında yüzde 39 artışla 123 milyon dolara ulaştık.
Su ürünleri sektörümüz TURQUALITY Projesi yanında, Turkish Cargo ile gerçekleştirdiği iş birlikleriyle ABD’ye ihracatını son 5 yılda 30,5 milyon dolardan yüzde 80 artışla 38,1 milyon dolara taşıdı. Bugün New York’un ünlü restoranlarının menülerinde Türk levreği ve çipurası yerini almış durumda. ABD pazarında ihracatımızı katlayarak artırmak için önümüzdeki süreçte çalışmalarımız sürecek.
Ayrıca, Türk balıklarını Amerika, Almanya, Çin’de sergileme çalışmalarımızı artırabilmek adına Ege, İstanbul, Akdeniz bölgelerinde yerleşik birlikler ile güçlerimizi birleştirerek sadece su ürünlerine yönelik bir Turquality Projesi başlattık. Bunların yanında, kanatlı sektöründe de bir Turquality Projesi için en kısa zamanda çalışmalara başlayacağız.
Geçtiğimiz yıl yurtdışında 15 adet uluslararası fuara info stant ve ziyaretler ile katılım sağladınız. Bu ziyaretlerin bu yıla yansımalarını değerlendirir misiniz?
İnfo stantlı fuarlarda hem sektörümüz ürünlerini sergiliyor hem de standımızı ziyaret edenlerle sektörle ilgili bilgiler paylaşılıyor, katalog, yemek kitapçığı, promosyon malzemeleri dağıtıyoruz. Fuarlarda alınan ithalat taleplerini, üye firmalarımız ile paylaşarak ihracata teşvik ediyoruz.
2024 yılında sektörümüzün öncelikli pazarı arasında yer alan Afrika’ya yönelik olarak planlanacak çeşitli projeler ile sektörümüz ürünlerini önemli bir potansiyel pazara yöneltmeyi hedefliyoruz. Bu hedefimize yönelik 2023 yılında Kenyan Food Event fuarında da info stant katılımı ile birliğimizi temsilen tüm sektörümüzün ürünlerini tanıttık. Çin’den ABD’ye, Rusya’dan Fransa’ya, İspanya’dan Singapur’a, dünyanın dört bir tarafında katıldığımız fuarlarda info-stantlarımız ve gerçekleştirdiğimiz tadım etkinlikleri ile sektörümüzü yurtdışında tanıttık. Önümüzdeki yıllarda da hedef Pazar olarak belirlediğimiz Kenya, Gana, Nijerya, Etiyopya, Venezuela, Panama, Cezayir, Libya, Katar, Suudi Arabistan, Mısır’da aynı performans ile çalışmalara devam etmeyi hedefliyoruz.
23 firmanın katılımcı olarak yer aldığı, Aegean Fishery and Animal Products adı altında bir URGE projesi başlattınız. Bu projenin geldiği nokta ve hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Proje kapsamında ilk eğitim faaliyetimizi 20 Mart tarihinde gerçekleştirdik.
24 firma ile yola çıktığımız bu projedeki firmaların yüzde50 si su ürünleri, yüzde25’i kanatlı, yüzde13’ü yumurta, yüzde8 süt-süt ürünleri ve yüzde4’ü bal sektörünü temsil eden firmalardır. İlk aşamada hedef ülke olarak ABD-Kanada, İngiltere, Japonya-Çin ve AB ülkeleri ki bunlar Fransa, İtalya, İspanya olarak belirlenmiştir. Bundan sonraki faaliyetlerimizde katılacak olan firmalar ile yurtdışı tanıtım faaliyetlerine hızlı bir şekilde başlamayı planlıyoruz.
2024 yılında da süt ürünlerine yönelik bir tanıtım filmi için çalışmalara başlamayı planlıyordunuz. Bu konudaki sektöre yönelik hedefleriniz neler?
Sektöre yönelik ilk hedefimiz, Türkiye’nin süt ürünlerindeki üretim ve ihracat kapasitesini dünyaya tanıtmak. Bu kapsamda tanıtım filmimiz tamamlandığında yurtdışındaki katıldığımız gıda fuarlarında sergileyerek, müşavirlikler ve kurum kuruluşlar aracılığı ile dağıtımını sağlayarak süt ürünleri sektörünü öne çıkarmayı planlıyoruz.
AKILLI NESİLLERİN YETİŞMESİ İÇİN EMEK VERİYORLAR
“Dünyada neyin nerede yetişeceğini bizler değil habitat karar veriyor. Türkiye, özellikle dört mevsimi yaşaması manasında hayvansal proteinlerde rekabet edebilecek kalitede ürünler üretebiliyor. Bizim ürettiğimiz balığı özelinde sos katmadan yiyebiliyorsunuz. Dünyanın protein dengesizliğinin çözümüne önemli katkıda bulunuyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Japonya’ya yaptığımız iş gezisinde onlara da “Sizlere akıllı nesiller yetiştirmek için destek olmaya geldik” dedim ve çok hoşlarına gitti. İnsanların yeterli hayvansal proteini almaları çok önemli. Akıllı nesillerin yetişmesi için emek veriyoruz.
Yüksek proteinli değerli besin kaynakları daha gelişmiş ülkeler tarafından talep görüyor.
AFRİKA PAZARINDA SEPET MODELİ İLE BÜYÜYECEKLER
Afrika pazarı özelinde ÜR-GE çalışmaları yapıyoruz. 23 firma seçildi ve eğitimler verildi. Şimdi karşılıklı görüşme sürecine geçilecek. O pazarda sadece tek ürün ile değil balık, tavuk, bal ve peynirin dahil olduğu bütünsel olarak satışı çalışıyoruz. Bir sepet modeli…Yeni pazarlar konusunda büyük bir efor gösteriyoruz. Afrika’ya özel bir odaklanmamız var. O pazarda çok büyük bir açık var. Hep birlikte bu pazara odaklandık.
PAZARLAMA MODELİNDE DEĞİŞİM
Yeni pazarlama modeli olarak, gittiğimiz ülkedeki ticari ateşelerimizin bağlantıları ile o pazar ile ilgili ithalat yapan birlik ve kurumlarla görüşüyoruz. Japonya’da en son 3 kurumu ziyaret ettik. Balık, kanatlı ve süt-peynir alıcıları ile görüştük. Japonya’nın bu alandaki birliğinin üyesi konumuna geldik. Dolayısıyla o ülkelerin ilgili bilgilerine rahatlıkla ulaşabiliyoruz. Bu modeli diğer ülkeler içinde organize edeceğiz. Biz tarzımızı değiştirdik. Doğru bilgiye ulaşarak yol alıyoruz.