‘Vali Göbeği’ndeki otelin terasından bütün şehir ayaklarımın altında… Her sene yaz aylarının 3 haftasını geçirdiğim Hatay-Antakya’ya bu sene baharın en güzel günlerinde geldim. Canım Hatay’ım; bütün zorluklara rağmen ne de güzel hazırlanmış EXPO 2021’e…
Geçtiğimiz hafta, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde EXPO 2021’in açılışı için Antakya’dayım. Yıllardır geldiğim bildiğim şehri gazeteci dostlarım ile onların izlenimleriyle birlikte bir defa da keşfettim.
Yeni binasına taşınan Antakya Mozaik Müzesi, Saint Pierre Kilisesi, Antakya’daki tarihi Havra’da 400 yıllık Tevrat, İlk Meclis Binası, Belediye Binası ve Uzun Çarşısı başta olmak üzere her yerini karış karış bir defa daha gezme imkanım oldu. Aslında bazı şeyleri yeniden hatırlamak için ne de güzel oldu. Mutfak kültüründen bahsetmiyorum bile!… Kısacası havası ılık, insanı sıcak, tabiatı zengin olan Hatay, dünyanın neresinden geliyor olursanız olun kendinizi evinizde gibi hissedeceğiniz bir şehir.
EXPO 2021 Hatay, 1 Nisan 2022 – 29 Ekim 2022 tarihleri arasında İskenderun ve Antakya olmak üzere iki dev alanda düzenlenecek. Çin ve Avustralya’yla yarışarak alınan ve Antalya’nın ardından ikinci olan; botanik özellikli Hatay EXPO 2021, 6 ay boyunca 2 binden fazla etkinliğe ev sahipliği yapacak.
Kelimenin tam anlamıyla muhteşem olan ve özellikle Mustafa Kemal’in Hatay’ı Türk topraklarına katmak için verdiği mücadelenin anlatıldığı açılış gösterisini internet ortamından uygun olduğunuzda izlemenizi tavsiye ederim.
Açılış gecesinin sabahında Büyükşehir Belediyesi Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ile yine fuar alanında buluştuk. Merak ettiğim soruları sorma imkanım oldu.
Proje için 585 milyon TL fiziki yatırımı yapılmış ve toplamda 1 milyar TL’ye yakın bir harcama yapılmış. Dünyanın üçüncü büyük organizasyonu olan EXPO’yu merkezi hükümetten destek almadan tamamen öz kaynaklarıyla yapma başarısı göstermişler.
Bu projeyi ve açılışı farklı bir algıda seçicilik ile izledim. Çünkü İzmir, iki defa bu konuda adaylık süreci yaşadı. İkisinde de istediği sonucu alamadı. Bu süreçlere bizzat eşlik etmiş birisi olarak bu hassasiyet üzerinden de değerlendirmelerini dinledim. Bu süreçte şehrin ortak hareket etme kültürünün ne kadar kıymetli olduğunu bir kere daha gördüm. Canım Hatay’ım; burada da farkını göstermiş.
Açılışa giderken İzmir’den Hatay’a rötar olmasa da aktarmalı uçmak zorunda kaldım. Uçuşlar arasındaki saat farkı yolculuğu biraz zorluyor. Bu konuyu Başkan’a sorduğumda o da özellikle organizasyon sürecinde Hatay’a direk uçak seferlerinin artırılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu konuda THY başta olmak üzere ilgili şirketler ile görüştüklerini anlattı. Ancak henüz bu konuda bir geri dönüş olmamış!
Gelelim sohbetin diğer satır başlarına…
*Organizasyon kapsamında şehirde 2 milyon turist ağırlamayı hedefliyorlar.
*EXPO ile Hatay’ın marka değerini yükseltmek istiyorlar.
*Hatay’ı ticaret merkezi yapmak istiyorlar.
*EXPO ile festivaller ve fuarlar şehri olmayı hedefliyorlar.
*Öncelikleri; Expo ile Hatay’ı bölgeyi ve ülkemizi kalkındırmak.
Kısacası; Bakanlıktan tatlı tebessümden başka bir şey alamamışlar. Ama her şeye rağmen onlar dünyanın üçüncü büyük organizasyonunu tamamen öz kaynaklarıyla yapmayı başardılar. Umut ediyorum, bu yatırımlar aynı İzmir Enternasyonel Fuarı gibi yeni bir marka değerin oluşmasına da zemin hazırlar.