GÜNDEME DAİR…
İşyerlerinde çalışanlar fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik olarak şiddet ve tacize uğrayabiliyor.
COVID-19 salgınının başlangıcından bu yana özelikle kadınlara ve savunmasız gruplara karşı şiddet ve tacizle ilgili bildirimlerin daha fazla arttığını görüyoruz.
İşyerlerinde şiddet ve tacizle mücadeleyi ele alan ilk uluslararası anlaşma olan Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, 25 Haziran 2021’de yürürlüğe girdi.
Bu sözleşme, cinsiyete dayalı olanlar dahil taciz ve şiddetin her türlüsüyle mücadele konusunda ülkelere yükümlülükler getiriyor.
Sözleşmenin ayrıntılarına bakıldığında; işyerinde, işçiye ödeme yapılan, işçinin dinlendiği, yemek molası verdiği; sağlık, yıkama veya değiştirme imkanlarını kullandığı yerlerde; işle ilgili gezi, seyahat, eğitim, etkinlik veya sosyal faaliyetler sırasında; işle ilgili iletişimde (bilgi ve iletişim teknolojileri dahil); işveren tarafından sağlanan konaklamada; işe gidiş-gelişte meydana gelen şiddet ve tacizi kapsıyor.
Sözleşme, yöneticileri de koruyor. Şiddet ve tacize sadece alt düzey çalışanların değil, işveren yetkisini kullanan veya işverenin görev ve sorumluluklarını yerine getiren bireylerin de maruz kalabileceğini kabul ediyor.
ILO, önümüzdeki günlerde henüz 6 ülke tarafından onaylanan sözleşmenin kabulü için uluslararası bir kampanya başlatacak. Hatırlayacaksınız Şiddet ve Taciz Sözleşmesi 2019, 190 Sayılı Sözleşme iki yıl önce Uluslararası Çalışma Konferansı’nda kabul edilmişti.
25 Haziran 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe giren sözleşmeyi sadece Arjantin, Ekvador, Fiji, Namibya, Somali ve Uruguay kabul etti.
Kampanya ile ILO sözleşmeyi onaylamayı teşvik etmeyi amaçlıyor. Bunun yanında sözleşmenin ne olduğu, kapsamı ve iş dünyasında şiddet ve tacizi nasıl ele almayı amaçladığını anlatmayı hedefliyor.
190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi, cinsiyete dayalı şiddet ve taciz dahil, herkesin şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma dünyası hakkını tanıyor ve bu ortamın sağlanması için ortak bir eylem çerçevesi öneriyor.
Daha iyi bir işin geleceği gerçekten de şiddet ve tacizden uzak bir işe bağlıdır. Ülkeleri Sözleşmeyi onaylamaya ve işverenler, işçiler ve onların örgütleriyle birlikte herkes için onurlu, güvenli ve sağlıklı bir çalışma hayatının oluşturulmasına yardım olmalı.
Ayrıca ILO, kampanyanın tamamlanmasının ardından ülkelere yönelik bir rehber yayımlanacak. Rehberde, ülkelerin alabileceği önlemlere yönelik bilgi de verilecek. Görünen o ki, bu konuda gelişmiş dediğimiz ülkelerdeki iş hayatın da dahi farkındalığın arttırılması için daha gidilecek çok yol var. Bizim ülkemizin de bu sözleşmeye en kısa zamanda imza atması temennisiyle…