8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kala, İzmir’in önde gelen sivil toplum kuruluşlarından birisi olan İZİKAD(İzmir İş Kadınları Derneği)’ın başkanı Betül Sezgin’i TİCARET Sohbetleri köşemde ağırlıyoruz.
Sezgin’den pandemi dönemindeki zorluklara rağmen bir sivil toplum kuruluşu olarak farkındalığı arttırmak konusundaki çalışmalarını dinlediğimde; “İnsan isteyince yapabiliyormuş” cümlesini bir kere daha iç sesimle dillendirdim.
İZİKAD olarak geçtiğimiz dönemde gerçekleştirdikleri AB Projesi ile önemli deneyimler yakaladıklarını ve bu tecrübe ile yeni hedefler belirlediklerine vurgu yapan Sezgin, önümüzdeki dönemde Akdeniz Ticaret Ağı Projesi’ne odaklanacaklarını söylüyor. Sezgin, projenin önemini “Akdeniz Ticaret Ağı Projesi’ni çok önemsiyoruz. Akdeniz İş Kadınları Federasyonu’na üyeyiz. Federasyon da bu konuda çok heyecanlı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bu konuda görüşme içindeyiz. Bu konuda kendi kaynaklarımız ile yol alıyoruz. Projelerimizle hayal kuruyoruz. Derneğimiz Akdeniz çanağındaki ülkelerin kadın dernekleriyle oldukça etkin bir şekilde yol alıyor. Bunun bir ticaret ağına da dönüşmesi ve merkezinin de İzmir olmasını çok istiyoruz. Önce sanalda oluşturup sonrasında bunun merkezinin kurularak yol alınabileceğini düşünüyoruz. İBB ve Karşıyaka Belediyesi bu projeye iştirakçi olabileceğini ifade etti. İzmir değil Türkiye özelinde bu projenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İBB ile bu konuda görüşmelerimiz sürüyor. İleriki aşamada İzmir Ticaret Odası ve EİB’de projemize dahil olacak” diye anlatıyor.
Hayalini kurdukları İZİKAD Start-up’ın ilk tohumunu geçtiğimiz günlerde Konak Belediyesi ortaklığı ile İzmir Birlikte Tasarım ve Üretim Merkezi Projesi’nde attıklarını ve bu proje ile kadınların teknolojideki gücünü ön plana çıkarmayı hedeflediklerini de belirten Sezgin, “Sadece işi olmayan kadınlara değil üniversite okumuş ama iş bulamamış ya da işine ara vermiş kadınları da bu projeye odakladık. Teknolojide kadının arka planda değil ön planda olduğunu vurgulamak istiyoruz. Tasarım odaklı düşünme mantığı kadınlara aşılanacak. Teknolojiyi kadınların hayatına daha fazla dahil edeceğiz. Sonrasındaki eğitimlerde üç boyutlu yazıcılar, sanal gerçeklik, grafik tasarım boyutu olabilir. Bu merkez gelecekte İZİKAD Start-up’ı olabilir” diyor.
Sezgin ile İZİKAD’ın yol haritası üzerinden Türkiye’de kadın ve çalışan kadın olma gerçeğine, devlet politikasında yapılması gereken revizyonlara ve iş hayatında sürdürülebilirlilik başlığında yapılması gerekenlere ışık tuttuk.
-13 yıllık geçmişe sahip olan İZİKAD’ın son bir yıldır dönem başkanı olarak görevdesiniz. Pandemi döneminde görevinizi icra ediyorsunuz. Bu bir yıllık süreçte yaşadıklarınızı bizimle paylaşır mısınız?
Pandemiyle birlikte ilk başta aslında kelimenin tam anlamıyla bir şok yaşadık. Ancak kısa sürede toparlandık. Dernek olarak hızlı hareket edip aksiyon alabiliyoruz. 14 kişilik ekibimiz ile hemen yeni yol haritamızı belirledik. Pandemi ve süreci ile ilgili ne yapabiliriz buna baktık. Bir süre evde kalırsak derneğe ve birbirimize nasıl faydamız olur bunun üzerine çalıştık.
Aslında önce herkes kendi içine çekildi. Evde çalışma modeline geçtik. Kamuoyuna da “Dernek olarak evdeyiz ama hayatımızı ve projelerimizi devam ettiriyoruz” mesajını farklı platformlardan verdik. İlk etapta Haziran ayına kadar ne yapacağımızı belirledik. Teknolojiden yararlandık. Farklı platformları kullandık. Süreci yönetmeyi öğrendik. Ağırlıklı Zoom programı üzerinden çalışmalarımızı yürüttük. Pandemi nedeniyle Nisan ayında yapmamız gereken AB Projesi Kapanış Toplantısı’nı yapamadık ve bu nedenle AB’den uzatma istedik. Onlar da bu izni verdiler. Sonrasında kapanış toplantımızı gerçekleştirdik.
Aynı süreçte Genç İZİKAD Projesi başlamıştı ve hemen onunla ilgili eğitim programlarını Zoom ortamına taşıdık. Eğitimler 3 ay boyunca verildi. Aylık üye toplantılarımızı yaptık. İş hayatından 3 konuğumuzu ağırladık. Aylık üye toplantılarımızda ‘zincir programı’ başlattık. Bu program ile üyelerimizi sırayla aradık. Görüşmelerde kimin ne istediğine dair etkileşimleri topladık. Üyelerin; kısa çalışma ödenekleri ve pandemi sürecinin yönetimine ilişkin sorularına zincir sistemi üzerinden cevap verdik. Genç İZİKAD Projesi’nin kapanış toplantısını Haziran ayında Zoom ortamında Haluk Levent katılımı ile yaptık.
23 Nisan’da üyelerimizin çocuklarının da katılımı ile videolar çektik ve bunları sosyal medya üzerinden paylaştık. 19 Mayıs’ta başarılı gençler ve engelli gençlerimizi ağırladık.
Haziran ayına kadar derneğin faaliyetlerini soğutmadan işimize devam ettik. Temmuz ve Ağustos ayında biraz ara verdik. Ben de evimde üyelerimizi ağırladım. Bu ortamda onları birebir dinleme imkanım oldu.
Bu arada pandemi döneminde iki proje yazdık. İZKA’ya bir proje yazdık. Teknoloji ve transfer odaklı bir projeydi. Online bir ortam kurup, iş hayatının ortak hareket edeceği bir platform oluşturmak istedik. Proje bütçesi nedeniyle onay görmedi.
Sonra Eylül ayında daha hızlı aksiyon alabileceğimiz biraz daha küçük bütçeli bir proje ile
İçişleri Bakanlığı Dernekler Müdürlüğü’ne teknoloji ve tasarım odaklı bir proje ile başvurduk. Konak Belediyesi ile birlikte teknoloji ve tasarım merkezi kurmak için çalışma yürüttük. Proje kabul gördü. Aslında bu projeyi işin bir temel atması gibi düşünebiliriz.
Sadece işi olmayan kadınlara değil üniversite okumuş ama iş bulamamış ya da işine ara vermiş kadınları da bu projeye odakladık. Teknolojide kadının arka planda değil ön planda olduğunu vurgulamak istiyoruz.
Fiziksel çalışmaktan çok beyinsel olarak çalıştığımız bir ortamdayız. Bunu kadınların da iyi yapacağını vurgulamak istiyoruz. Bu merkezde tekstil tasarım ile başlıyoruz. Kadınlar operatörlük eğitimleri alacak. İstihdam sağlanacak. Tasarım odaklı düşünme mantığı kadınlara aşılanacak. Teknolojiyi kadınların hayatına daha fazla dahil edeceğiz. Sonrasındaki eğitimlerde üç boyutlu yazıcılar, sanal gerçeklik, grafik tasarım boyutu olabilir. Bu merkez gelecekte İZİKAD Start-up’ı olabilir. AB Projesi Kapanış Toplantısı’nı Eylül ayında yaptık. Online ve canlı yayın ile hibrit bir toplantı oldu. Bütün ilgililerin katıldığı bir kapanış toplantısı idi. Akdeniz İş Kadınları Federasyonu’na üyeyiz. Bu yapı içinde 24 ülkeyi kapsayan 80 dernek var. Bu federasyon içerisinde en başarılılar arasında gösterilmek güzeldi.
Bu projeden ne öğrendiniz?
Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin dernekleri ile işbirliği yapmayı ve birlikte hareket etmeyi öğrendik. Diyalog geliştirdiğimiz çalıştaylar yaptık. Sosyal içermeleri birlikte ele aldık. İşbirliğini ne yöntemlerle yapacağımızı gördük. Bu proje bizim için önemli bir adımdı. Federasyonun hassasiyetlerini öğrendik. Bizim ilk AB projemiz idi. İspanya bunu iyi yapan ve kadın istihdamına önem veren bir ülke. Oradaki iş potansiyelinin farkına vardık. Bu çalışmada aslında elçilikte yaptık. İspanya ve Türkiye arasında bir köprü görevi üstlendik. Projenin ikinci aşamasını da yazdık ama bütçe nedeniyle yol alamadık.
Burada her türlü işbirliğine açık olunduğunu gördük. Diyalogları geçip güven veriyorsanız işbirliklerimiz de ciddi anlamda artış gösteriyor. Akdeniz Ticaret Ağı Projesi’ni çok önemsiyoruz. Federasyon da bu konuda çok heyecanlı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bu konuda görüşme içindeyiz. İZİKAD üyelerinin aidatları ile ayakta duran bir dernek. Bu konuda kendi kaynaklarımız ile yol alıyoruz. Projeler ile hayal kuruyoruz.
AB Projesi’nin ikinci aşaması olmayınca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gittik. Derneğimiz Akdeniz çanağındaki ülkelerin kadın dernekleriyle oldukça etkin bir şekilde yol alıyor. Bunun bir ticaret ağına da dönüşmesi ve bunun merkezinin de İzmir olmasını çok istiyoruz.
Önce sanalda oluşturup sonrasında bunun merkezinin kurularak yol alınabileceğini düşünüyoruz. İBB ve Karşıyaka Belediyesi bu projeye iştirakçi olabileceğini ifade etti. İzmir değil Türkiye özelinde bu projenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İBB ile bu konuda görüşmelerimiz sürüyor. İleriki aşamada İzmir Ticaret Odası ve EİB’de projemize dahil olacak. Önce projeyi başlatmalıyız.
Üyeler ile görüşmeler yaptığınızı ifade ettiniz. Üyeler en çok hangi başlıklarda eğitim ve bilgilendirme çalışmaları talep etti?
Eylül ayından sonra üyelerimize “Ne yapabiliriz?” sorusunu yeniden sorduk. Üyeler, “Etkileşim devam etsin” dedi. Çalışma gruplarımızı devreye aldık. 15 günde bir çalışma toplantıları yapıldı ve projelerini geliştirdiler. Almanya ve Katar ile temasa geçildi ve sanal fuar yapmak için çalışmalar yapıyoruz. Bunun içinde bütçeye ihtiyaç var. Sponsorluk görüşmeleri yapıyoruz. Network Çalışma Grubumuz var. Türkiye genelindeki iş kadınları ile temas halindeyiz. Son dönemde ağırlıklı Afyon İş Kadınları Derneği ile temas halindeyiz. Türkiye İş Kadınları Federasyonu kurulma aşamasında. Bu konuda Afyon çok başarılı. AB projeleri alıyorlar. Gençlik Çalışma Grubumuz yeniden çalışmaya başladı. İlgili üniversitelerin eğitim kadroları ile ortak çalışmalar yapmak için görüşmeler halindeyiz. Artık Genç İZİKAD’ın eğitimlerimize Türkiye genelinden katılabiliyorlar.
Algı Çalışma Grubumuz var. Bu yıl 6. kez fotoğraf yarışmamızı düzenleyeceğiz. Selçuk Efes Belediyesi ile birlikte Kadın Nefesi başlığındaki etkinliğimiz için Celsus Kütüphanesi açılacak. Artemis’in doğum günü olan 6 Mayıs’ta bir etkinlik yapacağız. Mentörlük Çalışma Grubumuz çalışmalarına hız verdi. Gelen taleplere göre öğrencilere mentörlük eğitimleri veriyoruz. Nisan ayından itibaren bu çalışmalarımız yeniden başlayacak. Bu yıl veri analizi odaklı çalıştayımızı yapacağız. Bu veri analizi ile birlikte kadına yönelik politikaları etkilemek istiyoruz. Kadının yönetim kadrolarında daha fazla olmasını istiyoruz.
Her başkanın kendi döneminde bitirmeyi hedeflediği projeler vardır. Siz kendi döneminiz özelinde baktığınızda hangi başlıklara odaklandınız?
Ben mimarım. Mesleğimden de ilham alarak teknoloji ve tasarımda iz bırakmak istiyorum. Teknolojiden korkmak yerine kadınların evden, işten, her yerden isterler ise fikir üretip çalışabileceklerini kimliksiz bir mesaj olarak bırakmak istiyorum. Artık kadının sıkıntıları değil de gerçekten biz çalışanlar kadınlar olarak şunları yapabiliyoruz dedirmek istiyoruz. Kolay mı değil ama erkekler içinde kolay değil.
Yani siz bir pozitif ayrımcılık istemiyorsunuz?
Eşit haklara ve imkanlara ulaşana kadar pozitif ayrımcılık istiyorum. Çünkü eşit ve adaletli değil. Bununla ilgili mücadelemiz sürecek. Yönetim kurulunda sadece bir kadın olmamalı. 5 erkek 5 kadın olmalı. Artık bazı şeyleri zorlamak istiyorum. 4 sene sonra görevi bıraktığımda sonra bunları hissettirmiş olmak istiyorum.
Gerçekten yönetim kurulları için kadın aday bulunamıyor mu?
Gerçekten aradınız mı? Ararsanız bulursunuz. Bakın biz burdayız, çalışıyoruz, beyin olarak eşitiz. Teknolojide de eşitiz. O işi kadın yapamaz deniliyor. Hayır kadın her işi yapar. İşe ihtiyaç olan bir dünyada nüfusun yarısı isek iş hayatının da yarısında olmak zorundayız.
Eşit olsun, o zaman ne kadın derneği ne erkek derneği olsun. İnsanız hepimiz. Bir taraf mutlu iken bir taraf mutsuz iken nasıl yol alınabilir ki?
Bir demecinizde “Asla vazgeçmeyeceğim şey vazgeçmemek” diyorsunuz. STK’lar özelinde vazgeçemeyeceğiniz hedefler ve hayaller neler olacak?
Vazgeçmemek aslında buradaki bütün üyelerimiz için geçerli bir kavram. Üyemiz olanların hepsi vazgeçmemiş kadınlar… Vazgeçemeyeceğiniz şey iş hayatından kopmamak olacak.
Eşit olana kadar kadınların iş hayatında olması için destek vermeye devam edeceğiz. Bu desteği vermekten vazgeçmeyeceğiz. Bazen mentörlük yapıyoruz bazen mentee oluyoruz.
Türkiye’deki her platformda kadının sosyal statü olarak iş hayatında olması gerektiğinin altı çizilmeli.
Anneyiz, kardeşiz, eşiz… Neden ilham veren erkekler denilmiyor, neden ilham veren kadınlar deniliyor?
Erkeğe destek olmak için çalışıyorsunuz algısı var. Hayır, yok öyle bir şey… Kadın her koşulda kendi parasını kazanmalı. Anne olmanın arkasına sığınılmamalı. Ebeveyn olmak demek anne ve baba demektir. Bu sorumluluk sadece kadına yüklenmemeli.
Türkiye laik bir ülke. Devlette böyle yaklaşmalı. Anneye süt izni varsa babanın da çocuğunu gezdirme izni olsun ki ancak o zaman ebeveyn kavramının ortak bir değer olduğu anlaşılabilsin. Baba da o zaman ebeveyn olduğunu hissedebilmeli.
Sürdürülebilirlilik özelinde bu politikalarda ne gibi revizyonlara nasıl ihtiyaç var? Türkiye’de uygulanan politikayı nasıl analiz edersiniz?
Bu konuda denetim ve mentörlük ağı geliştirilebilir. Gerçekten iş hayatında olan kadınlardan destek alınabilir. Devletin ilgili mercilerinin “Bu iş kadınları dernekleri ne yapıyor, nedir amacınız?” diye sormasını bekliyoruz. Beraber yol alalım. İzmir bu konuda daha iyi durumda. Devlet işin içine bizi de dahil etmeli. Biz kendi kendimize bir şeyler yapıyoruz. Bu nedenle de küçük küçük dünyalar oluşuyor. Puzzle tamamlamak gerekiyor. Biz de bu puzzle bir parçası durumundayız. Bizi gerektiğinde eleştirmelerini bekliyoruz. İkna turları yapıyoruz. Bunu daha büyük ölçekli olarak devlette yapabilir.
Küçücük dernek olarak Barselona’da o kadar büyük bir etki yarattık ki… Bize “Ne yaptınız?” diye sorsalar anlatmak için heyecanlanacağız.
8 Mart yaklaşıyor. Kadının toplumdaki farkındalığını daha da arttırmak için Türkiye’de uygulanan politikada ne gibi revizyonlara ihtiyaç var?
Kadınlar iş hayatına daha fazla dahil edilmek zorunda. Pandemi döneminde herkes neyi yapıp yapmak istemediğinizi gördü. Teknoloji bu kadar hayatımızda iken devlet, “Birlikte
hareket edelim” diyebilir. Bütün platformlar desteklenebilir. Kadınların en büyük eksikliği özgüven. Erkeklerin hikayesine girmek o kadar kolay değil. Burada devlet devreye girebilir.
Sizin yapacağınız etkinlikler neler olacak?
Kadının ezilmişliği arkada kalmışlığı söyleminden uzaklaşacağız. Kadınlarla işbirliği yapan şirket ve kurumları ön plana çıkarmak istiyoruz. Teknolojiyi kullanarak sesini duyuramayanlarla iletişim kurmak istiyoruz. Bir panel değil de soru cevap yapıp birlikte kurabilecekleri platformlarda birbirlerine soru sormalarını sağlayağız. Üzerinde çalışıyoruz.
Eklemek istedikleriniz…
İş hayatındaki genç kadınları sivil toplum kuruluşlarında daha çok görmek istiyoruz. Biz de içimize daha fazla gençlerimizi dahil etmek istiyoruz. Genç iş kadınlarının özgüvenlerinin gelişimi için derneklere ve STK üye olmaları çok kıymetli…