Son dönemde su gerçeğine barajların doluluk oranları üzerinden bakıyoruz. Türkiye’de tarım alanlarının yüzde 70’inde kuru tarım yapılıyor. Tarım özelinde irdelediğimizde; tarımsal kuraklık ve bu alandaki mücadelenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlayalım.Tarım Bakanlığı 2021 yılını şu ve sulama başlığında hamle yılı ilan etti. Bu alanda yapılacak yatırımlara öncelik verileceğinin altı son 3 aydır farklı platformlarda defalarca çizildi.
Bu yıl 51 baraj ve 39 gölet olmak üzere toplam 90 depolama tesisi daha bitirerek, depolama sayısını 1617′ye, kapasitesini ise 180 milyar metreküpe ulaştırılması hedefleniyor.
Buradaki en kritik nokta sanırım boşa akıp giden suları toplamak için barajlar ve göletlerin yapılması gerekliliği ve bu projelerin ivedilik ile hayat bulması gerekliliği…
Saydığım sorunlara çözüm bulunmadığı takdirde aşırı su isteyen bitkilerden kopmaların olabileceği endişesi yaşanıyor. Özellikle su sıkıntısının fazla olduğu bölgelerden başlanarak kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerinin tarımının teşvik edilmesi gerekirse üreticiye ürün gelirleri arasındaki fark destek olarak verilmesi isteniyor.
Önümüzdeki yıllarda kuraklığın etkisiyle ülkelerarası su savaşlarının büyük boyutlara ulaşabileceği öngörülüyor. Türkiye’nin su kaynaklarının korunması ve değerlendirilmesi ile ilgili projeksiyonlarını şimdiden hazırlaması gerekiyor.
Öte yandan devam eden kuraklık nedeniyle suya ulaşması mümkün olmayan çiftçinin daha çok yeraltı suyunu daha derinden çekilmesine ihtiyaç duyacağı, bunun da elektrik maliyetini çok fazla yükselteceği öngörülüyor. Burada unutulmaması gereken zaten elektrik fiyatlarının yüksekliği nedeniyle üretimde zorlanan çiftçiler, üretimden tamamen uzaklaşabilir. Bu durum üretim için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Yaşanacak bu olumsuzluğu şimdiden öngörmek gerekiyor. Tarım sektörünün stratejik önemi göz önüne alınarak, tarım için pozitif ayrımcılık isteniyor. Bunu elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV’nin tarımda kullanılan elektrikte yüzde 1’e indirilmesi ile başlanabilir.
Ayrıca diğer bir hususta sulama ücretleri… Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Su Kullanım Hizmet Bedeli Tarifeleri’ne göre de buğday, ayçiçeği, çeltik, pamuk, mısır, meyve ve sebze son bir yılda cazibe sulamada yüzde 20,8 ile yüzde 25 arasında, pompaj sulamada ise yüzde 31,6 ile yüzde 34,8 arasında değişen oranlarda artış yaşandı. 2015 yılında dekar başına 1 TL olan yeraltı suyu kullanım ücreti 2016 yılında 2 TL’ye, 2017’de 5 TL’ye, 2019 yılında 10 TL’ye, 2020 yılında da 15 TL’ye, 2021 için ise 17 TL’ye çıktı. Yani 6 yılda 17 kat artıştan bahsediyoruz. Sulama bedellerinin makul seviyeye çekilmesi gerekiyor.
Kuraklık nedeniyle daha fazla su kullanmak zorunda kalacak olan çiftçi için sulama ücretlerinde acil olarak indirime gidilmeli. Toprağın düşük maliyetli suyla buluşması sağlanmalı. Pandemi döneminde çok önemli hale gelen üretim sekteye uğratılmamalı…