Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği(BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, dünyadaki talep artışı ve yağlı tohum rekoltesindeki düşüş nedeniyle yağ arzında sıkıntı yaşanmaması için ‘stratejik ham yağ ve yağlı tohum stoku yapılması’ çağrısında bulundu.
Ayçiçeği hasat sezonunun devam ettiği bu günlerde rekolte eksikliği ile birlikte alım fiyatlarında ‘normal karşılanamayacak’ dalgalanmalar yaşandığını kaydeden Büyükhelvacıgil, bu duruma çözüm bulunamaz ise raf fiyatlarının etkilenmesinin kaçınılmaz hale gelebileceğine dikkat çekti.
Büyükhelvacıgil, gıda lojistiğinin zora girdiği pandeminin ilk günlerinde Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı ile başarılı bir yönetim sergilendiğini hatırlatarak, “O günlerde biz alınan tedbir ve önlemlerle tarım ve gıda sektöründe birçok ülkede yaşanan; rafların boşalması, stokların bitmesi, üretimin azalması, fiyat artışları gibi sorunları sektör olarak yaşamadık. Milletimiz de bu kapsamda gıdaya erişim konusunda endişe yaşamadı. Hasat sezonunda da aynı bütüncül yaklaşım ve hassasiyetle, hem stratejik stok yapılması hem de rekolte eksikliğinin etkisiyle normal dışı seyreden fiyat artışlarının düzenlenmesi konusunda hükümetimizle başarılı çözümler üretebileceğimize inanıyoruz. Sektör olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız.” dedi.
“STOK AZLIĞI TÜKETİCİYE YANSIYOR”
İthalata bağımlı bitkisel yağ sektörünün dünya pazarlarındaki üretim rekoltelerinden ve fiyat dalgalanmalarından etkilendiğini belirten Büyükhelvacıgil, “Yerli üretimden eksik kalan yağlı tohum ihtiyacımızı uzun yıllardır Rusya, Ukrayna ve Karadeniz Havzası’ndan karşılıyoruz. Bu ülkelerdeki problemler sektörümüzü de yakından etkiliyor. Örneğin Çin’in artan talebi nedeniyle Ukrayna’da stokların azaldığını ve bunun da önümüzdeki dönemde bizi sıkıntıya sokacağını görüyoruz. En çok ayçiçeği çekirdeği ve yağı ithal ettiğimiz Rusya’nın pandemi ile birlikte Nisan ayında ihracatı kapatmasıyla büyük sorun yaşadık. Ancak önceki yıllardaki uygulamamızdan dolayı stok devrimizin olması her şeye rağmen bu süreci problemsiz atlatmamıza yardımcı oldu. Ülke bazında ithalat verileri incelendiğinde en fazla ithalat yapılan ülkeler arasında ilk sırada yer alan Rusya’dan yapılan ithalatta buğday, ayçiçeği yağı ve ayçiçeği öne çıkıyor. Rusya eğer pandemiden dolayı yeni bir ihracat kısıtlaması getirirse zor durumda kalırız. Ülkeler doğal olarak önce kendi ihtiyaçlarını güvenceye alıyor, kalanını ihraç ediyor. Gıda arzının güvenliği pandeminin doğrudan ve dolaylı etkileriyle daha da önem kazandı. Bu konuda acil önlem alarak, yağlı tohum ve türevlerinde ‘stratejik stok’ oluşturulması gerekiyor. Stok azaldığında, hammadde aldığımız Rusya, Bulgaristan, Ukrayna gibi ülkelerde fiyatlar yükseliyor. Stok azlığı fiyat artışı olarak tüketiciye de yansıyor.” diye konuştu.
DIŞA BAĞIMLILIK BİZİ TEDBİR ALMAYA İTİYOR
Ülkemizde en fazla tüketilen bitkisel yağın ayçiçek yağı olduğunu, ancak yeterli ayçiçeği tohumu üretimi olmadığı için bu konuda dışarıya bağımlı olduğunu hatırlatan Büyükhelvacıgil, şunları söyledi: “Doğru bir ürün planlaması, yağlı tohum üretimine yönelik etkin bir politikanın oluşturulmaması nedeniyle yağlı tohum üretimimiz yeterli düzeyde değil. Türkiye’nin yaklaşık 2.7 ila 3 milyon tonluk bir yağlı tohum ihtiyacı var. Son yıllarda 1,3 milyon ton ile 1,5 milyon ton arasında yerli üretim söz konusu. Şu an devam eden hasat sezonunda iklim değişikliğinin etkisi, ekili arazilerin azlığı ve pandeminin de dolaylı etkileri nedeniyle rekoltede düşüş yaşanıyor. Bizim üretimimiz ihtiyacımızı karşılamıyor. 2020 yılı ilk 6 ayındaki dış ticaret verileri sektörlere göre incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre bitkisel yağ sektörünün ithalatın en çok arttığı sektör olduğunu görüyoruz. Ham ayçiçeği yağının buğday ve soya fasulyesi ile birlikte 6 aylık dönemde en çok ithal edilen ürünler arasında yer alıyor. Dünyada ayçiçek yağına talep yükseldi. Soya fiyatları çok arttı.”
“SÜRPRİZLE KARŞILAŞMAMALIYIZ”
Büyükhelvacıgil, yağlı tohumda taban fiyatının açıklanmasının sektör adına iyi bir uygulama olduğunu kaydederek, bu yıl yaşanan durumu ise şu sözlerle dile getirdi:
“Geçtiğimiz günlerde sektörün önde gelen üreticilerinin katıldığı Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği(BYSD) Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı’nda sektörel durum değerlendirmesi yaptık. Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli geçen yıl ayçiçeği tohumu taban fiyatını 2 bin 500 lira olarak açıklayarak, sektörümüz açısından öngörülebilirlik sağlamıştı. Çiftçimiz de böylece para kazanarak işlerini devam ettirme fırsatı bulmuştu. Cüzi bir kısmı ürününü devletin açıkladığı fiyatın altında sattı ama bu piyasayı rahatsız edecek boyutta değildi. Gönül isterdi ki bu yıl da fiyat açıklansın ancak olmadı.
Ayçiçeği hasadının tüm hızıyla devam ettiği bugünlerde Karadeniz Havzası’ndaki ülkelerde ve ülkemizde yaşanan rekolte eksikliğinin etkisiyle alım fiyatlarında normal kabul edilemeyecek dalgalanmalar yaşanıyor. Örneğin Çukurova’da 2 bin 950-3 bin 100 TL ile başlayan alımların, İç Anadolu ve Trakya’da 3 bin 600 TL’yi geçtiğini görüyoruz. Ülkemizin üç ayrı bölgesinde bir ay gibi çok kısa zaman diliminde böylesine fiyat farklılığı gerek sanayicimizde gerekse çiftçilerimizde farklı mağduriyetlere sebep olur. Bizim en temel noktamız, üründe ve fiyatta istikrar ve öngörülebilirliktir. Dış piyasada da kur baskısının da aralarında bulunduğu bir takım etkenler yüzünden ummadığımız bir fiyatla karşı karşıyayız. Yağ, mutfaklarımızın vazgeçilmezi ve temel gıda maddelerimizden biri olduğu için ‘olmazsa olmaz’ konumdadır. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımızın piyasaları yakından takip ettiklerini biliyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki süreçte halkımızın yukarıdaki olumsuzluklardan etkilenmemeleri için önerilerimizi Bakanlıklarımızla paylaşıyoruz.”