ÜÇ KONU, ÜÇ BAŞLIK…

SEDA-15

GÜNDEME DAİR…

Bu hafta elime üç farklı rapor ulaştı. Bu raporlardaki önemli gördüğüm başlıkları sizlerle paylaşmak istiyorum. İlki, Türkiye’nin gıda israfı konusundaki karnesi…

Türkiye’de gıda israfı konusu her geçen gün önemini artırıyor. Konuyla ilgili çalışma yapan Fazla Gıda, Türkiye’de yıllık gıda israfının ekonomik karşılığının yaklaşık 280 milyar TL’yi bulduğunu belirtiyor. Bu rakamın özellikle pandemi dönemi ile yaşanan tedarik zincirindeki kırılmalar ile yılsonunda 300 milyar TL’yi bulacağını söylüyor. Bu israfın önlenmesi ile 109 milyon çocuğun yıllık eğitim masrafı, 219 milyon öğrencinin yıllık yabancı dil masrafı karşılanabilir.

FAO’nun araştırmalarına göre her yıl üretilen gıdaların üçte biri renk, şekil gibi kalite standartları, fazla üretim, yanlış lojistik kararlar ve tüketim tarihleri ile ilgili basit bilgilerin eksikliğinden dolayı çöpe gidiyor. Oluşan gıda atığı her yıl 1,3 trilyon dolar finansal kayba neden oluyor. Çevresel gıda atığı total karbon salınımına yüzde sekiz etki ediyor. Bu yaklaşık olarak bir milyar arabanın yıllık karbon salınımına eşit geliyor. Gıda sektöründe ise çoğu firmanın atık yönetimine özel atanmış departmanı bulunmuyor. Farklı departmanların sorumluluğu altına verilen atık yönetimi genellikle üretimin bir maliyeti olarak gösteriliyor. İnsani tüketime uygun olan gıdalar bile toprağa gömülüyor. Bu rakamları aklımızın bir köşesinde tutup, tüketirken, atarken bir kere daha düşünmek gerekiyor. Türkiye’nin gıda israfını önleyecek yeni tedbirlere ihtiyacı var.

KADINLAR COVID-19’DAN DAHA FAZLA ETKİLENDİ!

Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı A.Ş.) 26 Ağustos Kadın Eşitliği Günü’nde özel bir araştırma raporu yayınladı. Araştırmaya göre salgın boyunca çalışma şartları oldukça güçleşen sağlık ve hizmet sektörü çalışanlarının dünya genelinde yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor.

Çoğu şirketin evden çalışma modeline geçmesiyle birlikte yetişkin çalışanların ve okullarda örgün eğitime ara verilmesiyle de çocukların evde kalması, ev içerisinde ücretsiz bakım ve ev işleri yürüten kadın çoğunluğun üzerindeki sorumlulukları daha da artırdı. Tüm bunlara ek olarak istatistikler, karantinanın da etkisiyle aile içi şiddetin derinleşmekte olduğunu gösteriyor. Salgın sürecinden kadınların orantısız olarak olumsuz etkilenmelerini önlemek için atılacak hızlı ve doğrudan adımlar büyük önem taşıyor. Kadınların toplum içerisinde güçlü ve eşit bir yere sahip olması gerektiği yalnızca salgın sürecinde değil, her zaman üzerinde durulması gereken bir konu.

ŞİRKETLERE TAVSİYE…

ACCA (Fermanlı Ruhsatlı Muhasebeciler Birliği) Krizden Toparlanmaya Giden Yol Haritası Raporu’nu yayınladı. Rapora göre şirketlerin kriz döneminde hızlı aksiyon almak adına öncelikli olarak kısa vadeli döneme odaklanılması gerektiği kabul edilmesi ve stratejilerini bu yönde çalışması gerekiyor. Bu kriz durumunda önce çalışanlar sonra da değişen ortamda müşteri ihtiyaçlarının anlaşılması büyük önem taşıyor. Bunun için de işverenler;

ü    Önce çalışanlarınızı düşünün

ü    Kısa vadeli döneme odaklanmayı kabul edin

ü    Değişen dünyada müşterilerinizin ihtiyaçlarını anlayın

ü    Kriz yönetimi ekibinizden faydalanırken direnç ve esneklik planlarınızı oluşturun.