Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu şu günlerde bazı haberleri sonuna kadar okuma imkânı buluyorum. Gazeteci için muhteşem bir keyif… Bu hafta 4 ayrı bölümde satır aralarında kalan başlıkları sizlerle paylaşacağım.
TÜRKTOB Başkanı Savaş Akcan ile elektronik ortamda sohbet ettik. Akcan, yine şehir efsanelerine cevap verdi. “Tohum milliyetçiliği yapalım” diyen Akcan, Türkiye’nin kimsenin tohumuna ihtiyacı olmadığının altını çizdi. Akcan, Türkiye’de İsrail tohumunun kullanıldığı, bunun da insanları kelleştirip kısırlaştırdığı iddialarının efsane olduğunu tekrar anlattı.
Bu salgında bir kere daha anladık ki; en önemli şeyler sağlık, gıda ve tabii bunlara ulaşabilecek gelir. Akcan, Türkiye’nin tarımda kendi kendine yetebilmesinin tek koşulunun yerli tohum olduğunu vurguladı. Sohbetteki bir diğer önemli ayrıntı ise “Çilek’te Hormon” efsanesi idi. Akcan, çileğin hormon tutmadığını bir kere daha hatırlattı. Akcan, bu süreçte yapılması gerekenleri ise tohum milliyetçiliği, desteklerin arttırılması, doğru planlama, daha sert ceza sistemi, zamanında ürün tüketimi olarak sıraladı.
VİRÜSE KARŞI EV YAPIMI PARA
Piyasalar ekonominin yeniden canlanması için Merkez Bankası’nın para basıp basmamasını tartışadursun. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, geçtiğimiz hafta virüs nedeniyle büyük ölçüde duran ekonominin canlandırılabilmesi için devletin “ev yapımı para” basması önerisinde bulundu. Özdebir’e göre bu para dövize değil, vergiye gidecek.
İnternet ortamında bir araya geldiğimiz Özdebir, devletin özel sektöre olan ve büyük bölümü KDV alacaklarından oluşan 200 milyar TL için para basıp kuponlar halinde özel sektöre vermesini önerisini getirdi. Özdebir’in önerisine göre; Maliye ve Hazine Bakanlığı bu borcuna karşılık para basar gibi kupon bassın, alacaklı şirketlere versin. Şirketler de o kuponları para gibi kullanıp mal alsın, malzeme alsın, üretim yapsın, vergi ve SGK borçlarını ödesin. Bu sayede piyasalar tekrar harekete geçer, teker döner. Bu öneri ilgili Bakanlığa da sunuldu, bakalım cevap ne olacak…
TÜRKİYE’NİN İLK KORONA RAPORU YAYINLANDI
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Tevfik Özlü’nün başkanlığında hazırlanan rapor, ’The New England Journal of Medicine Dergisi’nde yayınlandı. Raporun geniş halinin önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılması bekleniyor. Dergide yayınlanan raporda şu yorumlar dikkat çekici idi: “Türk nüfusunun genç yaşı, erken 65 yaş üstü insanlar için sokağa çıkma yasağı, ardından sokağa akma yasağı olanların Türkiye’nin yoğun bakım ünitesine kabul edilmesi ve mekanik ventilasyon gerektiren düşük sayıda vaka dikkat çekici ve düşük toplam mortalite (ölüm) oran söz konusu. Hastalığın ilerlemesinin şüpheli durumlarda bile hidroksiklorokin tedavisinin erken kullanımı gibi stratejilerle önlenmesi, antiviral ilacın erken uygulanması, tüm zatürre ve yüksek akışlı hastalarda favipiravir yüzüstü pozisyonla birleştirilmiş oksijen ve NIMV tedavileri olumlu sonuç verdi.”
İZMİR’İN SANAT ATAĞI
Birazda ruhu besleyecek başlıkları konuşalım. Bu kadar sıkıntılı günlerde güzel şeylerde okuyoruz. Her İzmir’e gelişimde Arkas Sanat Galerisi’ne gitmeden Ankara’ya dönmüyorum. Benim için yeni bir vazgeçilmez alanın yapımı hızla devam ediyor. Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Alsancak Liman Bölgesi’ndeki ‘korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı’ olarak tescilli eski un fabrikasını müze haline getiriyor. Yılda 60 bin ziyaretçinin beklendiği ve toplam 6 bin metrekare alana sahip olacak müzenin restitüsyon ve restorasyon çalışmaları sürüyormuş. Bu yılsonunda tamamlanması hedeflenen Selçuk Yaşar Müzesi, 2 bin 600 metrekare geçici ve kalıcı sergi alanları, kütüphane, 300 metrekare atölye alanları, yönetim bölümü, idari ofisler, yaklaşık 350 kişilik konferans salonu, kafeterya ve satış birimleri ile kent yaşamına yeni bir soluk getirecektir. Selçuk Yaşar Müzesi’nde Yaşar Koleksiyonu’na ait çağdaş Türk resimlerinin yanı sıra Yaşar Ailesi koleksiyonundan 19. ve 20. yüzyıllara ait halı ve kilimler ile arkeolojik eserlerin daimi sergi olarak dönemlik seçkiler halinde sergilenmesi planlanıyor. Müze ayrıca modern ve güncel sanata yönelik olarak Türkiye ve dünya çapında geçici ve dönemsel sergilere ev sahipliği yapacak. Heyecanla gezeceğimiz günü bekliyorum.
Bu vesile ile herkese sevdikleriyle sağlıklı bir mutlu bayram diliyorum.