GÜNDEME DAİR…
Geri dönüşüm sektöründe son dönemde çöp ithalatını konuşuyor. “Denetimsizlik ülkeyi çöplüğe mi çeviriyor?” sorusu soruluyor.
Çin’in çöp ithalatına sınır getirmesinin ardından; Türkiye’nin adeta çöp ülkesine dönüşmesinin arkasında gümrüklerdeki denetimsizlik çıktı. Çevre ve Şehirlik Bakanlığı tarafından yayınlanan Atık İthalatı Uygulamaları Raporu’na göre geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye dönüştürülebilir plastik ya da kâğıt getirilen atıkların içerisinden yoğun miktarda kirli çöp çıktığı tespit edildi.
Sınır gümrüklerinde yapılan denetimlerde denetim görevlileri çöp tırlarını incelemek yerine sadece kapağına açıp bakması, denetim eksikliği yüzünden çöp ithalatçılarının haksız kazanç elde etmesine neden oldu.
Rapor, denetim yetersizliği ve mevzuat eksikliğinden kaynaklı sorunlar nedeniyle atık ithalatın olağan üstü arttığına dikkat çekiyor. Rapora göre 2017 yılında yurtdışından 277 bin ton plastik, 548 bin ton kâğıt ithal edilirken, 2018 sonu itibariyle bu rakam 437 bin ton plastik ve 725 bin ton kağıt ithalatı olarak gerçekleşti. Bu yılın ilk 5 ayında patlayan çöp ithalatı aynı hızda devam etmesi halinde yılsonunda kâğıt ithalatının 1,3 milyon tona, plastik ithalatının da 511 bin tona ulaşabileceği öngörülüyor. Burada en dikkat çekici hususlardan birisi atık kodları ile GTİP numaraları eşleştirilemiyor. İthalat atıkların geri kazanıma girip girmediği de bilinemiyor.
Bakanlık hızla artan çöp ithalatını frenlemek için mevzuatta değişiklikler öngören düzenleme taslağını sektörde tartışmaya açtı. Taslağa göre firmaların kapasitesine göre ithalatta kota uygulamasına geçilecek. Dönüştürülecek atıkta yüzde 40 ithal ürüne karşılık yüzde 60 yerli atık şartı aranacak. İthal atıkta yüzde 90 saflık oranı aranarak çöp oranı yüzde 10 ile sınırlı tutulacak.
Öte yandan PAGEV Raporu’na göre 2019 yılının ilk altı ayına bakıldığında 2 milyar 366 milyon dolar tutarında 933 bin ton plastik mamul ihracatı gerçekleşti ve yurt içinde tüketilen üzere 3 bin 815 bin ton plastik mamul üretildi. Aynı dönem içerisinde 3 bin 499 bin ton hammadde ithalatı yapılmış olup, bu miktarın yalnızca yüzde 7’ si geri dönüşüm atıklarından ibaret. Yine aynı dönem yurtiçi toplam plastik hammadde üretiminin 507 bin ton civarında gerçekleştiği tahmin ediliyor.
Bu konuda sektör ise farklı bir görüşü dile getiriyor. Kanaat önderleri; “Yurt dışından ülkemize uzun zamandır ambalaj atığı getirilmekte. Getirilen ambalaj atıkları ülkemizde uygun geri dönüşüm proseslerinden geçirilip, daha sonrasında plastik sanayiinde işlenerek ürün haline getirilmekte ve yaklaşık 3,5 kat daha kıymetlendirilerek piyasaya sunulmaktadır. Aslına bakıldığında ambalaj atığı olarak ithal edilen bu malzemeler, geri dönüşüm ve ardından üretim sektörü için tam anlamda bir hammadde olduğundan, ithal edilen bu malzemeleri çöp olarak nitelendirmek ekonomik anlamda tamamen yanlış bir ifade olmaktadır. Aynı zamanda bu hammaddeler işlenerek ürün olarak tekrar yurt dışına da satıldığından cari açık üzerinde yarattığı olumlu etkisinin de göz ardı edilememesi gerekmektedir” diyorlar.
Türkiye’nin artık çöp ile atık arasındaki farkı algılayıp, bu konuda kendisine bir yol haritası belirlemesinin zamanı geldi de geçiyor.