GÜNDEME DAİR…
Günümüzde sürdürülebilir yaşam ve çevre bilinci yükselirken özellikle Türkiye gibi enerji bakımından dışa bağımlılığı yüksek olan ülkelerde geri dönüşümün önemi her geçen gün önem kazanıyor. Türkiye genelinde 70 bin kişinin ekmek kapısı durumunda olan geri dönüşüm sektörü, atık yönetimine ilişkin mevzuatlarla yeni bir ivme kazanacak.
Katı atıklar için önemli bir yere sahip olan ambalaj atıklarının yarattığı çevre kirliliğinin azaltılması ve bunların yeniden ekonomik değer haline getirilebilmeleri de ekonomik açıdan büyük bir fırsat olarak değerlendiriliyor.
Dünyadaki petrol stoklarının da giderek azaldığı ve gelecekte petrolün daha da kıt bir kaynak haline geleceği ve Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı göz önünde bulundurulduğunda konunu önemi daha da ortaya çıkıyor.
Türkiye’deki yıllık 3 milyon ton geri kazanılabilir atığın ekonomik değerinin 150 milyon lira olduğu belirtiliyor. Çöpün yüzde 14.4’ünü ambalaj atıkları oluşturuyor. Atık sektöründeki 700 milyon dolarlık kapasite değerlendirilmeyi bekliyor.
Avrupa’da ambalaj atıklarının geri dönüşüm oranları ortalama yüzde 30 iken Türkiye’de bu rakam ortalamanın çok gerisinde seyrediyor. Türkiye, sektörde emekleme dönemini atlatamazken 208 adet toplama ayırma tesisi ve 171 adet geri dönüşüm tesisi yetersiz kalıyor. Yeni girişimcilere ihtiyaç duyulan sektörde, devlet teşvikleri hayati önem taşıyor. Çevreye ilişkin yatırımlarda ve atık toplama maliyetlerinde teşvikler bekleyen sektörde, piyasaya ambalaj süren çok sayıda firmanın yarattığı kayıt dışılık da sorun teşkil ediyor.
Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmasına ilişkin maliyetlerin karşılanması için ekonomik işletmelerin hızla kayıt altına alınmasının gerektiğini belirten sektör temsilcileri, 2003 yılında 350 olan ambalaj üreticisi ve piyasaya süren işletme sayısının 10 bin 228’e ulaştığını dile getiriyor. Bu da tüketimin arttığı ve çöp olan ambalajların geri kazanımına daha çok önem verilmesi gerektiği anlamına geliyor.
Sektörün öncelikli sorunu ise kayıt dışılık… Çok sayıda firmanın piyasaya ambalaj sürmesine rağmen sistem dışında olduğunu, bu firmaların sistem içine alınmasının daha fazla ambalaj atığının çevreden toplanmasını sağlayarak çevre kirliliğinin önleyeceği ve ekonomiye katkıda bulunacağı belirtiliyor. Atık sektörünün verimli hale gelebilmesi için düzenli bir yapılanmaya ve denetime ihtiyaç var. Hukuki boşlukların doldurulması, idari ve cezai tedbirler caydırıcı hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Merkezi bütçeden ciddi kaynakların ayrılması önerilirken, sektörün güçlenmesine devlet katkısının şart olduğu vurgulanıyor.
Türkiye’de gerek kayıt dışılıktan, gerekse veri tabanlarının oluşmaması nedeniyle toplanan çöp miktarı ile çöp içindeki geri dönüştürülebilir atıkların oranı hakkında kesin rakamlara ulaşılamamakta…
Sektör temsilcileri, özel sektörü yatırıma teşvik etmek ve atık bertaraf maliyetlerini düşürmek için yatırım ve işletim süreçlerinde vergi indirimi talep ediyor. Bu yöndeki düzenlemelerin geciktirilmeksizin yürürlüğe konulması gerektiğinin altını çizen ilgililer, bu ücretlerin düşük belirlenmesinin, özel girişimcilerin bu alanda yatırım yapmaktan vazgeçmesine, yüksek fiyatların da atık üreticilerinin sistem dışına kaçmasına yol açabileceği endişesini dile getiriyorlar.
Öte yandan sanayileşmenin yol açtığı tahribatı yok etmek için alınacak tedbirlerin yeni sektörlerin doğmasını sağlayacağı ifade ediliyor. Bunun da gelecekte yeni iş hacmi sağlayacağını kaydeden yetkililer, çevre dostu üretimin yaygınlaşmasının Türkiye’de geri dönüşüm sektörünün önemini artıracağını ifade ediyor. Bu noktada, yönetmelik ve tebliğlerle ilgili uygulatıcı ve uygulayanları samimi bir şekilde organize etmenin önemine dikkat çekiliyor. Sektör aktörleri, sektörün gelişimi için, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde, belediyeler, sanayi odaları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmalar yapılması gerektiği görüşünde birleşiyorlar.
Çöpteki hazineyi farketmenin zamanı gelmedi mi?