İlaçta yerli-milli dedikçe daha çok ithalatı konuşuyoruz. Gerek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın gerekse Sağlık Bakanlığı’nın yerli milli ilaç konusundaki girişimlerini takip ediyoruz. Ancak bu sürecin hızlanması gerekiyor. Geçtiğimiz hafta TEİS’in değerlendirme toplantısında sektörün kanaat önderleri ile birlikteydik. Sohbet; ilaç fiyatlandırmasında esas olarak alınan ve gerçek değerinin yarısı kadar olan Euro kuru yüzünden hastaların yine birçok ilacı bulamama sorunu ile karşı karşıya kalması ile başladı.
Birçok ilacın piyasada bulunamamasının sebebi uygulanmakta olan yanlış ilaç fiyat politikası olarak gösteriliyor. Bu sorunun çözülebilmesi için, ekonominin reel gerçeklerine uygun fiyatlandırma yapılmalı ve ilaçta, Euro kurunun güncel hale getirilmesi isteniyor.
İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan resmi Euro kuru hâlâ 3,40 TL olarak hesaplanıyor. Ancak ilaçta kullanılan kur seviyesinin güncel kurun çok altında olmasından kaynaklı olarak piyasada bulunamayan ilaç sorunu devam edecek. Çünkü; güncel kura göre Euro bugün itibariyle ilaçtaki kurun yaklaşık iki katı oranda, 6,43 TL seviyesinde bulunmakta.
Türkiye’nin ithal ilaca ödediği para giderek artıyor. Çarpıcı bazı veriler paylaşmak istiyorum. Türkiye’de eczacılık ürünleri ithalatı incelendiğinde 2018′de sektörün en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında ilk beş sırada Almanya, ABD, İsviçre, Güney Kore ve İtalya gelmekte. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) raporundan elde edilen bilgilere göre Almanya’dan 2017 yılında 828 milyon dolarlık ürün ithal edilirken, 2018 yılında bu rakam yüzde 6,3 artarak 880 milyon dolara yükseldi. Özellikle Almanya’dan ithal edilen ilaç bedeli rakamları 2015 yılından bu zamana kadar sürekli bir artış göstermekte.
2018 yılında yüzde 111,1 ile en büyük artış Güney Kore’den yapılan ithalatta gerçekleşmiş olup, ithalata ödenen para 182 milyon dolardan 384 milyon dolara yükseldi. En az artış ise yüzde 5,2 ile İtalya’dan yapılan ithalatta gerçekleşerek, 363 milyon dolarlık ürün ithal edildi.
İlaç ithalatı Türkiye’nin milyarlarca dövizinin yurt dışına çıkmasına neden oluyor. Yerli ilacın üretiminin ve kullanılmasının özendirilmesine yönelik çalışmaların bir an önce hızlandırılması gerekiyor.
Türkiye’nin en çok ilaç ithalat yaptığı ilk beş ülkeden yapılan ithalat için harcanan paranın 2 milyar 589 milyon doları sadece bu beş ülkeye yapılıyor. Bu rakamlar Türkiye’nin ilaçta dışa önemli ölçüde bağımlı olduğunu gösteriyor. Geçen yıl Türkiye ilaca 24 milyar TL ödedi ve bu paranın tahminen 17- 18 milyar TL’si ithalata gitti.
Devletin yerli ilaç sanayini desteklemesi hem dışa bağımlılığı azaltacak, hem de ilaçta fiyat avantajı sağlayacak.
Reçetelerde etken madde yazılımına geçilerek, hekim ve eczacılar yerli ilaç için teşvik edilmeli. Ancak burada hastalara eşdeğer ilacı çok iyi anlatmak gerekiyor. Eşdeğer ilacın, orijinal ilaçla aynı şey olduğu, ülke ekonomisi için yerli ilaç seçilmesi gerekiyor.
Bu sayede bilinçli bir ulusal ilaç politikası oluşturabiliriz. Unutulmamalı ki; tedavi ve ilaç parasının bütçeye vereceği yükün azaltılması ancak yerli ilaç desteklenerek mümkün. 2-3 yılda radikal değişimler beklemiyorum ama bu hız ile gidersek ne kadar yol alacağımızı da sizin takdirinize bırakıyorum.