DÜNYANIN ‘KİMYA’SINI TÜRKİYE ŞEKİLLENDİRİYOR

 

DÜNYA toplam dış ticaret hacmi yaklaşık 16 trilyon dolar seviyesinde… Kimya sektörü 4 trilyon dolar ile küresel ticaret hacminden yüzde 25 pay alıyor.

2017 yılında 16,1 milyar dolar ile Türkiye’de en çok ihracat gerçekleştiren 3’üncü sektör konumundaki kimya sanayinin ülkemizin 160 milyar dolarlık toplam ticaret hacmi içerisinde aldığı pay yüzde 10. 

Kimya sanayi, Türkiye’de de ihracatın lokomotif sektörlerinden birisi… Sektörde 424’ü yabancı sermaye ortaklı olmak üzere 10 binin üzerinde firma bulunuyor. Sektörün toplam istihdamı ise 500 bin civarında. Kimya sanayi, 4 trilyon Euro’luk dünya kimya pazarının yüzde 1’ne sahip konumda, yüzde 75 oranında ithal hammadde ile çalışıyor ve yüzde 1 oranında büyük ölçekli kimyasal üreticiye sahip.

Sektör, 2018-Eylül ayında gerçekleşen 1,5 milyar dolarlık ihracatla, otomotiv sektörünün ardından Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştiren 2. sektörü oldu. Kimya sanayinin 2018 yılı 9 aylık ihracatı ise 2017 yılının aynı dönemine göre yüzde 8 artarak 12 milyar 821 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde en çok ihracat gerçekleştirilen ülkeler Almanya, ABD, Mısır, İspanya, Irak, İtalya, İngiltere, Hollanda, Yunanistan ve Çin olarak sıralandı.

Yüzde 75 oranında ithal hammadde ile çalışan ve yüzde 1 oranında büyük ölçekli kimyasal üreticiye sahip sektör, 2018 yılının ilk sekiz ayında, bir önceki yıla göre ihracatını yüzde 18,3 oranında arttırmayı başardı. Aynı dönemde ithalattaki artış yüzde 9,6 oranında gerçekleşti. İmalat sanayinde ise ilk sekiz ayda ihracat bir önceki yıla göre yüzde 5,1 oranında artarken, ithalattaki artış yüzde 3,9 olarak gerçekleşti. Ağustos ayında en çok ihracat yapılan ilk 10 ülke; Mısır, Almanya, Irak, İngiltere, İspanya, Hollanda, Çin, İtalya, Yunanistan ve Hindistan olarak sıralandı ve sektörün Ağustos ayı ihracatı 1 milyar 380 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ekim ayında 1,6 milyar dolar ihracat rakamına ulaşarak, Türkiye’nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü olma unvanını koruyan kimya sanayi, hem yatırım hem de cirosal anlamda ölçek büyütmek için sektöre ve firmaya özel teşvik istiyor. Sektörün 2018 yılını iç pazarda yüzde 8,5 büyüme ve 17 milyar dolar ihracat ile kapatması bekleniyor.

Kimya sanayi, petrol ve doğalgazı olmayan Türkiye için büyük bir fırsat olarak değerlendiriliyor.  Çünkü Türkiye’de genç bir nüfusun olması ve bu gençleri Ar-Ge faaliyetlerinde değerlendirerek ‘hammadde yoğun’ değil ‘teknoloji yoğun’ ürünler üretmenin ortak hedef olması gerektiğinde birleşen sektörün kanaat önderleri, ülke olarak yüksek kârlılık yaratan özel kimyasal ürünlerde rekabetçi olabileceğimizin altını çiziyorlar.

“İTHALAT VE İHRACAT ARASINDAKİ AÇIĞI YERLİ VE MİLLİ PROJELER İLE KAPATABİLİRİZ”

 

Yıl içerisinde dünya genelinde ve Türkiye’de yaşanan ekonomik sorunlara rağmen kimya sektörünün 2018 yılını iç pazarda yüzde 8,5 gibi bir büyüme rakamı ile kapattığının tahmin edildiğini bildiren Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği(TKSD) Başkanı Haluk Erceber, dış pazar ihracat artış oranının yüzde 15 olacağını söyledi. Erceber, ihracat rakamlarının yılsonunda 17 milyar dolar, dış ticaret açığındaki kimya sektörü payının da 24,2 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini sözlerine ekledi.

 

İthalat ve ihracat arasındaki açığın yerli ve milli projeler ile kapatılabileceğine de vurgu yapan Erceber, “Sektör yüzde 70 oranında ithal hammadde kullanıyor. Bu anlamda yurt dışına bağımlıyız. Ne yazık ki sektörün en büyük problemlerden biri, ölçek büyütememesi. Hem yatırım hem de ciro bazında şirketlerimizde ölçek büyütmeliyiz. Büyük ölçekli yatırımlarda ciddi bir yavaşlamaya girildi. İhracat artıyor ancak ürün çeşitliliğini henüz artıramadık. Bunu artırmamız gerekiyor. Bugün kimya sanayi 30 ayrı sektörü besliyor ve büyümeye açık” diye konuştu.

 

Son 25 yılda petrol ve doğalgazı olmayan ülkelerin, nitelikli kümelenmeler ve yüksek teknoloji içeren başarılı projelerle kimya sanayinde dünya lideri olduğuna dikkat çeken Erceber, “Türk kimya sektörü uluslararası yatırımcıların cazibe merkezi olacak potansiyele sahip. Sektör olarak devletimizin ülkemizdeki üretici firmaları aynı lokasyonda bir araya getirecek kimya kümesi Chemport Projesi’ne milli öneme sahip bir proje olarak yaklaşmasına ve yerlileştirme politikasını güçlendirmesine ihtiyacımız var” diye konuştu.

 

2023 İHRACAT HEDEFİ 50 MİLYAR USD…

 

Türkiye’nin bulunduğu stratejik konum, yüksek iç tüketim ve sürdürülebilir enerji güvenliğine sahip enerji transit hub’ın ortasında bulunması sebebiyle uluslararası yatırımcıların ilgisini çekecek potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Erceber, “Son 25 yılda Çin ve Singapur gibi petrol ve doğalgazı olmayan ülkeler kimya sektöründe dünya lideri olmayı başardılar. Biz de yüksek teknoloji içeren projeler ve üretici firmalarımızı aynı lokasyonda bir araya getirecek kimya ihtisas kümesi Chemport Projesi ile katma değeri yüksek üretime geçebiliriz. Sektör olarak Devletimizin ülkemizdeki üretici firmaları aynı lokasyonda bir araya getirecek kimya kümesi Chemport Projesi’ne milli öneme sahip bir proje olarak yaklaşmasına ve yerlileştirme politikasını güçlendirmesine ihtiyacımız var” dedi. Erceber ayrıca “Kimya sektörünün 2023 yılı ihracat hedefi 50 milyar dolar olarak kondu, ekonomimizin büyümesi için yerli ve milli üretimle birlikte ihracata çok ihtiyacımız var” diye konuştu.

 

“KİMYA SEKTÖRÜNÜN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ ARAZİ YATIRIMI”

 

TİM Sektör Konseyi Üyesi Murat Akyüz, kimya sektörünün hammaddesel anlamda Türkiye’de yatırım tesislerinin olmadığına değindi. Fiyat bakımından Dünya pazarında Türkiye’nin belirleyici bir ülke olmasına rağmen; üretim konusunda aynı konumda bulunmadığına vurgu yapan Akyüz, çevre ülkelerdeki pazarların daralmasından dolayı AB’ye olan ihracatın arttığını, ancak Amerika ve Uzak Doğu ülkelerine de yakınlaşılması gerektiğinin altını çizdi.

 

Akyüz, “Kimya sektörünün en büyük sorunlarından biri arazi yatırımı. Ne yazık ki elinizde olan sermaye ile toprak ve betona yatırım yapıyorsunuz. Sonrası için finansman arayışına girdiğinizde; bankalar 10 milyon dolar yatırım yaptığınız araziyi, 3 milyon dolar sayıyor. Öncelikle bu araziler makul bir şekilde fiyatlandırılmalı ve sektöre özel, firmaya özel teşvik sistemi Türkiye’de oluşturulmalı” dedi.

 

 “DÖVİZLE ALIM, TL İLE SATIŞ, SEKTÖR İÇİN ÖNEMLİ BİR SORUN”

 

Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Koçak ise kendi sektörlerinin 2018’de bir önceki yıla göre yüzde 7 büyüdüğünü kaydetti. Koçak, madeni yağ konusunda lisans almak zorunda olduklarını, bunun sektörlerine kalite getirdiğini ve son 20 yıldır büyüme grafiği sergileyen bir sektör olduklarına dikkat çekti. Amerika’nın İran’a yaptırımlarından sektör olarak etkilendiklerini ifade eden Koçak, sektör açısından dövizle alım, TL ile satış yapılmasının önemli bir sorun olduğunun altını çizdi.

Ana hatlarıyla aktardığımız kimya sektöründeki gelişmeleri alanın kanaat önderleri ile konuştuk.