SEDA GÖK
GÜNDEME DAİR…
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda 2018 yılı Türkiye İsraf Araştırması sonuçlandı. Türkiye genelinde 26 ilde 2 bin 209 tüketici ile yapılan anket verilerine dayanılarak hazırlanan rapor, çarpıcı sonuçlar içeriyor.
Gıda tüketim davranışları ve israfına ilişkin olarak hazırlanan anket sonuçlarına göre, bireylerin çoğunluğunun haftada bir gıda alışverişi yaptığı, en çok marketlerden ikinci sırada pazarlardan alışveriş yaptığı tespit edildi. Türk halkının geleneksel yapısı ve alışkanlıklarına paralel olarak hanelerin büyük çoğunluğu evinde yemek pişiriyor.
Araştırma sonuçları dikkate alındığında bitirilemeden çöpe atılan yemek miktarındaki artış dikkat çekiyor. Gıdaların tüketilmeden çöpe atıldığını belirtenlerin oranı %22,8. Raporda; bunun nedenleri gıdanın bozulması ve tüketilememesi olarak kayıtlara geçtiğini görüyoruz. Son 5 yıldır TMO da Türkiye’nin ekmek israfı gerçeğine yönelik araştırma raporu ve ekmek israfını önlemek için çalışmalar yürütüyor. Ancak görünen o ki, hala bu konuda olması gereken hızda yol alamıyoruz. Artık ekmeğin ve gıda israfının önüne geçmenin yolunu bulmamız gerekiyor.
Gelelim araştırmanın diğer verilerine… Araştırmaya göre, Türk halkının geleneksel gıdalarından olan ekmeğin her gün satın alma oranı beklenildiği üzere çok yüksek düzeyde. Araştırmaya katılanların bireysel günlük ekmek tüketim miktarı ortalama 0,78 adet olarak tespit edildi. Kişi başına haftada ortalama iki adet ekmek ise çöpe atılıyor. Araştırmada, satın aldığı ekmeği tüketemeden çöpe attığını ifade eden bireylerin oranı %11,7
Öte yandan cep telefonu olan bireylerin neredeyse tamamı akıllı telefon kullanmakta. Ortalama 3,7 yılda bir cep telefonu değiştiriyoruz. Cep telefonu değiştirme nedenleri arasında öncelik bozulma ve piyasaya çıkan yeni modele sahip olma isteği geliyor. Ayrıca genç yaştaki bireylerin daha ileri yaş gruptakilere göre daha sık cep telefonu değiştirdikleri görülüyor.
Otomobil sahipliği özelinde baktığımızda ise otomobil değiştirme sıklığı sekiz yıl ve üzerinde. Anket katılımcılarının çoğunluğu ekonomik olduğu gerekçesiyle ulaşım aracı olarak toplu taşıma araçlarını kullanmakta, ortak araç kullanımı çok düşük seviyelerde kalmakta. Bir önceki yılın sonuçları ile karşılaştırıldığında otomobil sahibi olanların oranının %27,3’den %31,1’e yükseldiği görülmekte.
Ekonomik krizin olduğu bir ortamda tasarruf özelinde konumumuza baktığımızda son 1 yıl içerisinde aylık gelirinin bir bölümünü biriktirerek finansal tasarruf yapanların oranı 2017’de %13,6 iken, 2018 yılında %38,1 olarak belirlenmiş! Öte yandan 2017 yılı araştırmasına katılan bireylerin çoğunluğu tasarruflarını banka mevduatında değerlendirirken; 2018 yılı araştırmasına katılanların çoğunluğu tasarruf aracı olarak tercihini altından yana kullandığını görüyoruz. Yani yatırım ‘yastık altı’na yapılıyor.
Kısacası israfın önüne geçilmesi gerekiyor. Bunun için daha fazla farkındalık yaratılmalı. İsrafla ilgili eğitim programlarının hazırlanması ve bu programların yaşam boyu eğitim çerçevesinde sürekli hale getirilmesi çok önemli.
Araştırma sonuçlarına göre bireylerin %72,2’si yerli malı kullanımının israfı önlemeye ve tasarrufa katkı sağlamaya olumlu etkisi olduğunu düşünüyor. Ama bu yerli malı kullanımı, çocuklarımızın okullarda hafta etkinliğinin ötesine geçebilecek mi? Yoksa gerçek sadece raporlarla sınırlı mı kalacak?